KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Türk Konseyi zirvesi neden önemli?

Türk Konseyi zirvesi neden önemli?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 15 dk okuma süresi
521 0

Tüm dünya’yı önemli boyutlarda etkileyen bir değişim sürecine girildiği herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bilgi, haberleşme ve ulaşım araçlarının sürekli gelişimi dünyayı bir köye çevirirken, siyasal dengeleri alt üst ettiği gibi ekonomik alanda da giderek sınırların ve mesafelerin anlamını yitirmesine neden olmaktadır. 2020’nin ilk aylarında özellikle Çin’den başlayarak, daha çok kuzey yarımküredeki ülkeleri tehdit edip, şu anda Batı Avrupa ve ABD merkezli yoğunluk gösteren yeni tip Korona virüsü – Covid-19 salgını tüm dünya ülkelerini adeta sarstı. 2019 yılının son günlerinde Çin’de başlayarak, Güney Kore ve İran’da yoğunlaşan bu Covid -19 virüs salgını, Şubat’ın ikinci yarısından itibaren Batı Avrupa’da İtalya ve İspanya’da çok hızlı yoğunlaştıktan sonra, Çin’de 2019 Aralık sonunda patlayan virüs haberleri Türk Dünyası hükümetleri tarafından başından itibaren dikkatle izlenmiş ve gerekli tedbirler hemen her gün alınarak adım adım uygulamaya konulmuştur. Büyük olasılıkla gelecekte bu dönem ve sonrası hakkında konuşurken Korona Öncesi (KÖ) – Korona Sonrası (KS) diyeceğiz. 2020 ile başlayan önümüzdeki on yıllık dönemde dünya tüm ekonomik, politik, sosyal yapılanmalarını, uluslararası ilişkilerini, paktları, ulusal stratejilerini temize çekecek. Bütün ülkeler ilk başta içe kapanacak, makro ve m Bütün insanlık aynı gemide, aynı seferberliği yürütüyor. Dünya hiçbir şekilde eski haline dönmeyecek. Korona Sonrası (KS) diyeceğiz. 2020 ile başlayan önümüzdeki on yıllık dönemde dünya tüm ekonomik, politik, sosyal düzeninin değiştiğinin bir habercisi mi acaba?
Türk Konseyi, bölgesel kalkınmanın hızını artırmaya yönelik işbirliği içerisinde çalışmaktadırlar. Türk Konseyi’nin üyeleri siyasi, kültürel, ticari ve ekonomik alanda işbirliğini hedeflemektedir. Hedeflerinden bir diğeri ise üyeleri arasında bir platform oluşturarak işbirliğini genişletmektir.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi), Türk dili konuşan ülkeler arasında kapsamlı işbirliğini teşvik etmek amacı ile uluslararası bir örgüt olarak 2009 yılında kurulmuştur. Türk Konseyi`nin kurucu üyeleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye`dir. Ekim 2019’da Bakü’de gerçekleştirilen 7. Zirve sırasında Özbekistan, Konsey’e tam üye sıfatıyla katılmıştır. Macaristan ise Eylül 2018’de Kırgızistan’ın Cholpon-Ata şehrinde düzenlenen Türk Konseyi 6. Zirvesi sırasında gözlemci statüsü kazanmıştır.
Türk Konseyi’nin temel belgeleri olan 3 Ekim 2009 tarihli Nahçıvan Anlaşması ve 16 Eylül 2010 tarihli İstanbul Bildirisi’ne göre, TDİK üyesi ülkeler, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaçları ve ilkelerinin yanı sıra uluslararası hukukun diğer evrensel olarak tanınan ilkelerini benimsemiştir. Barış ve güvenliğin korunması ile iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine ilişkin uluslararası normlar, Türk Konseyi çatısı altında yürütülecek işbirliğinin zeminini oluşturmaktadır.
Türk Konseyi, 1992 yılından beri toplanan, “Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları Zirveleri” sonucunda ortaya çıkan ortak siyasi irade üzerine kurulmuştur. Bu zamana kadar 10 Zirve gerçekleşmiş olup, bunlardan İstanbul’da düzenlenen 16 Eylül 2010 tarihli son Zirvede TDİK’nın kuruluşu resmen ilan edilmiş, öncelikleri ve yol haritası ortaya konulmuştur. Türk Konseyi’nin daimi bir yapı olarak kurulmasıyla birlikte yapılan Zirveler, Türk Konseyi Zirveleri olarak yeniden adlandırılmıştır.
Amaçlar

Nahçıvan Anlaşmanın önsözünde üye devletler, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaç ve ilkelerine bağlılıklarını teyit ederek, Türk Konseyi’nin temel amacını, Türk Dili Konuşan devletler arasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek, bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak olarak tanımlamışlardır. Üye ülkeler ayrıca, demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim gibi temel ilkelere bağlılıklarını ifade etmişlerdir. Türk Konseyi kapsamındaki işbirliği, üye ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve Türk dili konuşan halkların dil birliğinden kaynaklanan özel dayanışma temelinde inşa edilmektedir.

Örgütün, Nahçıvan Anlaşması’nın 2. Maddesinde ortaya konulan temel amaç ve görevleri şunlardır:

-Taraflar arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi;
– Bölge ve bölge dışında barışın korunması;
– Dış politika konularında ortak tutumlar benimsenmesi;
– Uluslararası terörizm, ayrılıkçılık, aşırılık ve sınır ötesi suçlarla mücadele için eylemlerin koordine edilmesi;
– Ortak amaçlarla ilgili her alanda etkili bölgesel ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi;
– Ticaret ve yatırım için uygun koşulların yaratılması;
– Kapsamlı ve dengeli bir ekonomik büyüme, sosyal ve kültürel gelişimin amaçlanması;
– Hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi yönetim ve insan haklarının korunması konularının tartışılması;
– Bilim, teknoloji, eğitim ve kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi;
– Kitle iletişim araçlarıyla etkileşimin ve daha yoğun bir iletişimin teşvik edilmesi;
– Hukuki konularda bilgi değişimi ve adli işbirliğinin teşvik edilmesi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in girişimiyle “Kovid-19 salgınıyla mücadelede iş birliği ve dayanışma” temalı zirve, video konferans yöntemiyle gerçekleştiriliyor. Zirveye Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Kazakistan Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban katıldı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ülkesinde Kovid-19’a karşı alınan önlemler konusunda bilgi vererek, Türk Konseyinin, devlet başkanları düzeyinde zirve yapan ilk uluslararası kuruluş olduğunu söyledi.
Kovid-19’un küresel bir tehdit olduğunu, bu yüzden de küresel tepki gerektirdiğini vurgulayan Aliyev, dünyanın dayanışma ve iş birliğine ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Zirvenin asıl amacının, ulusal düzeyde attıkları adımlar konusunda tecrübe paylaşımında bulunmak olduğuna işaret eden Aliyev, “Amacımızın, gerektiğinde birbirimizi desteklemek ve halklarımız arasındaki dayanışmayı güçlendirmek olduğuna inanıyorum. Mevcut küresel salgında, Türk Konseyi üye ülkeleri kendi içlerine kapanmadı. Türk Konseyi, diğer uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmaya hazırdır.” diye konuştu.
Başkan Erdoğan’ın konuşmasından canlı yayında ve satırbaşları;

TÜRK DÜNYASI OLARAK DAHA GÜÇLÜ ÇIKACAĞIZ
“Görünmez düşmana karşı zor bir savaş yürütüyoruz. Türk Konseyi Zirvesi koronavirüs salgınıyla mücadelede dayanışmamızı perçinleyecektir. Türk Dünyası olarak bu süreçten inanıyorum ki güçlenerek çıkacağız. Türkiye olarak Sağlık Bilim Kurulu ve onun yanında Toplum Bilim Kurulları kurduk. Bu alanda iletişimimizi daha faydalı kılmak için bu anlamda sağlık bakanlarımızın da görüş ve bilgi alışverişinde bulunabileceklerini düşünüyorum.

DEMİRYOLU TAŞIMACILIĞINI UZATABİLİRİZ
Aldığımız tedbirler sınırlarımızın kapalı olması nedeniyle ekonomik olarak olumsuzluklara işaret edebiliyor. Bu nedenle uluslararası ticaret ve kargo taşımacılığının sürdürülmesi tedarik zinciri için hayati önemdedir. Dünya Sağlık Örgütü önerileri ve Dünya Ticaret kuralları gereği dayanışma içinde olmamız gereklilik arz etmektedir. Bu ulaştırma koridoruna, temassız dış ticaret ve çok modlu taşımacılık işlemlerini geliştirmek için somut adımlarla işbirliğimizi yoğunlaştırmamız gerekiyor. Demiryolu taşımacılığını orta asyaya uzatabiliriz. Bakü-Tiflis- Kars hattı üzerinden mevcut yüke ek günlük 3 bin 500 ton yükün taşınabilmesi için çalışmalar yapıyoruz.

SALGIN SONRASI İÇİN HAZIRLANMALIYIZ
Bu savaşı elbette kazanacağız. Salgın sonrası için de hazırlık yapmalıyız. Bu şekilde bir hareket tarzı benimsenmesi konseyimizin uluslararası görünürlüğünü belirginleştirecek ve küresel gücünü arttıracaktır.

SİBER GÜVENLİK ÖNLEMLERİ…

İletişim sektörü de bu salgın ile önemli bir sınavdan geçiyor. Konseyemizin bu manada siber güvenlik olgusunun geliştirilmesi ve uygulanması konusunda da rol alabileceğine inanıyorum”

“Kazakistan, Kovid-19 testi tecrübesini paylaşmaya hazır”
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, salgının üstesinden gelmek için hızlı bilgi değişimi, önleyici tedbirler, yenilikçi teşhis ve tedavi yöntemlerinin oluşturulması konularının koordine edilmesi gerektiğini belirtti.
Küresel krizi aşmak için çabaları birleştirme çağrısı yapan Tokayev, sağlık sisteminin modernleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Tokayev, ülkesindeki Kovid-19 konulu bilimsel çalışmalara da değinerek, “Kazakistan Bilimsel Araştırma Enstitüsü, Kovid-19’un tespiti için test hazırladı. Tecrübemizi paylaşmaya hazırız.” dedi.
Salgının, Türk Konseyi ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri etkilediğine dikkati çeken Tokayev, olumsuz etkilerin sonuçlarının giderilmesi için ortak “hareket planı” geliştirmeyi önerdi.
Kırgızistan, Türk Konseyi krizle mücadele fonu oluşturulmasını önerdi
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, sınırların kapatılmasıyla nüfusun ve özellikle de sağlık çalışanlarının ihtiyacının karşılanması konusunda olumsuz etkilendiklerini belirterek, salgının daha da yayılmasını önlenmek için ortak eyleme ihtiyaçlarının bulunduğunu kaydetti. Ceenbekov, günlük tüketim ürünleri, ilaç ve tıbbi ekipman temini için sınırlardaki engellerin azaltmasını istediklerini dile getirerek, Türk Konseyinin krizle mücadele fonu oluşturması önerisinde bulundu.
Çeşitli tehlikeli hastalıklarla mücadele etmek ve salgın bulaşan hastaların zamanında tespit edilmesini öngören “ortak bir çevrimiçi platform” oluşturulmasını desteklediklerini vurgulayan Ceenbekov, şunları söyledi:
“Salgın nedeniyle bazı yurttaşlarımız ülkelerine dönemedi. Ülkelerinizde zor durumda kalan Kırgız vatandaşlarına yardımcı olmanızı istiyorum. Kırgızistan da ülkede bulunan Türk Konseyi üyesi ülkelerin vatandaşlarına yardımcı olacaktır.”
“Karşılıklı dayanışma ilkelerine dayanarak çalışmamız lazım”
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, virüse karşı daha etkili mücadele için Türk Konseyi bünyesinde epidemiyolojik durumun izleneceği, analiz edileceği ve hastalığın yayılmasına ilişkin öngörülerin yapılacağı bir sistem oluşturmayı önerdi.
Mirziyoyev, ülkeler arasındaki taşımacılık imkanlarının tam olarak kullanılması ve sınır geçişlerinin sadeleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Hiçbir ülkenin tek başına bu salgınla verimli mücadele edemeyeceğinin altını çizen Mirziyoyev, “Bizim birlik, beraberlik ve karşılıklı dayanışma ilkelerine dayanarak çalışmamız lazım.” dedi.
“Koordineli adımlar atmamız gerekiyor”
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov, son derece ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.
Bu bağlamda, fikir alışverişinde bulunulması ve bu tehdide karşı başarılı şekilde direnmek için koordineli adımlar atılması gerektiğini belirten Berdimuhammedov, “En zor koşullarda, halklarımızın ortak nitelikleri olan hümanizm, karşılıklı destek ve dayanışma göstermeliyiz.” dedi.
Berdimuhammedov, ülkesinin daha ilk günlerde virüsle mücadele bağlamında ciddi adımlar attığını söyleyerek, “Bugün, kararlar alırken daha fazla sorumlu olmalı, dikkatli ve öngörülü davranmalıyız. Çabalarımızı birleştirirsek sonuç elde edebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ülkesinde virüsle ilgili durumun kontrol altında olduğunu vurgulayan Berdimuhammedov, Türk Konseyi ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin ve taşımacılığın düzenli şekilde devam etmesi gerektiğini de kaydetti.
Türk Birliği’nin kurulması yolunda kuşkusuz bundan sonra da atılacak adımlar olacaktır ve kendisinin çetin süreçlerde azim ve kararlılıklarla oluşturduğu engin görüş ve vizyonundan daima istifade edilecektir. Jeopolitik önem, tarihin bize bıraktığı mirastır. Atalarımızın şanlı mücadelesi ve kahramanlıklarıyla elde edilen ve geleceğe armağan bırakılan ana ve atayurtlar bu birikimin ışığında birlik ve beraberlik ülküsünü idrak etmeli ve ivedilikle hayata geçirmelidirler. Küreselleşme olgu ve süreçlerinin tehdit ve tehlikleri karşısında her bir Türk evladı dayanışma içerisinde olması gerektiğini bir an olsun unutmamalıdır. Umudumuz, dünyadaki en güçlü silahımızdır.

Murtəza HƏSƏNOV
Azərbaycan Respublikası Prezidenti yanında
Dövlət İdarəçilik Akademiyasının Dövlət qulluğu
kadr siyasəti kafedrasının dosenti, siyasi elmlər
üzrə fəlsəfə doktoru

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir