KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. TÜRK DÜNYASININ ŞEREFLİ BİR KAHRAMANI: KAFKASYALI YUSUF ZİYA TALIBZADE

TÜRK DÜNYASININ ŞEREFLİ BİR KAHRAMANI: KAFKASYALI YUSUF ZİYA TALIBZADE

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
441 0


Balkanlar’dan Türkistan’a kadar şerefli mücadeleler vermiş, Azerbaycan Türklerinin milli mefkuresinin şekillenmesinde mühim hizmetleri olmuş ve Türk dünyasının bağımsızlığı uğrunda şehitlik mertebesine yükselmiş önemli kahramanlarımızdan birisi de Yusuf Ziya Talıbzade’dir. Sovyetler döneminde bu mühim şahsiyetin isminin zikredilmesi yasaklanmış ve unutturulmaya çalışılmıştır. Bunun yerine sahte kahramanlar üretilmiş, Türklerle hiçbir manevi bağı olmayan gayri milli unsurlar Azerbaycan Türklerinin kahramanına çevirilmiştir. Sovyet döneminde Yusuf Ziya Talıbzade’nin ismi düşman olarak bile anılmamış, tamamen zihinlerden silinmeye çalışılmıştı.
​Yusuf Ziya Talıbzade’nin mensup olduğu aile Borçalı bölgesinin Sarvan köyündendir. Bu aile bölgede Ahunt çocukları olarak anılmıştır. Bunun sebebi ise onun babasının Güney Kafkasya Müsülmanları İdaresi Şeyhülislamının yardımcısı olması idi. Yusuf Ziya ilk eğitimini Tiflis’te babasının da hocalık yaptığı Rüştiye mektebinde almıştır. Çok iyi derecede Rusça, Farsça ve Arapça öğrenmiştir. 1894 yılında ailesiyle birlikte Horasan’a taşınarak yüksek dinî eğitim almış ve meşhur Mirza Cafer Medresesi’nde okumuştur. Dinî eğitimini Bağdat’ta tamamlamasının ardından 1900 yılında Tiflis’e, oradan da Bakü’ye dönmüştür. O kısa zamanda Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve Neriman Nerimanov’un dikkatini çekmeyi başarmış ve onlarla yakın arkadaşlık bağı kurmuştur.
​1901’de Bakü’de “Rus-Tatar” mektebinde şeriat hocalığı yapmıştır. Aynı yıl Azerbaycan Türkçesinin grameriyle ilgili Tahsil-i Kavaid adlı o dönem için çok değerli olan bir kitap yazmıştır. Bunun dışında Neriman Nerimanovun Nadir Şah eserini Farsçaya çevirmiştir. XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan millî matbuatında “Ahunt Yusuf Talıbzade” imzasıyla birçok makalesi yayımlanmıştır. İslam dini meselelerine dair ondan fazla kitapçığı basılmıştır. Yusuf Ziya edebiyatla da ilgilenmiş, millî ruhta şiirler yazmış, Ermenuse ve Emir Halid isimli iki eseri 1910 yılında sahnelenmiştir. 1906-1907 yıllarında İrşad gazetesi muhbiri olarak Osmanlıda bulunmuş, buradan Bakü`ye “Türkiye Mektupları” başlıklı yazılar göndermiştir. 1907 yılında Tagiyev’in ricası üzerine yeniden İstanbul’a gitmiştir. Bu ziyaretinin sebebi, Osmanlı Sultanı II. Abdulhamid’in cülusunun 32. sene-i devriyesi münasebetiyle Tagiyev’in isteği üzerine Muhammed Kerim Ağa’nın Azerbaycan Türkçesine çevirdiği ve değerli taşlarla süslenmiş Kuran-ı Kerim’i Sultana hediye olarak götürmesi olmuştur.
​Yusuf Ziya, 1911 yılında Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasında önemli rolü olan Müsavat partisinin kurucularından biri olmuştur. 1912 yılında yeniden İstanbul’a dönmüş, harp okulunda tahsil almıştır. I. Cihan harbinde Osmanlı ordusu terkibinde Kars-Ardahan ve Batum cephesinde Ruslara ve Ermenilere karşı kahramancasına savaşmıştır. Balkan harbinde gönüllü olarak iştirak etmiştir. 1918 yılında Ermeni ve Bolşevik işgali altında bulunan Bakü`yü kurtarmak maksadıyla Azerbaycan’a dönmüştür. O, Ahmet Bey Ağaoğlu’nun askeri müşaviri tayin edilmiş ve gönüllülerden ibaret yardım alayının başına getirilmiştir. Osmanlı ordusunun Kafkasya’ya gelmesiyle birlikte Yusuf Ziya kendi desteleriyle bu ordunun terkibinde Bolşevik-Taşnak çetelerine karşı mücadele vermiş ve Azerbaycan’ı işgalcilerden kurtarmışlardır.
Yusuf Ziya, 1918`de kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin siyasi hayatında aktif rol almıştır. 1919’da Osmanlı devletini temsilen Tebriz’e gitmiş, orada Güney Azerbaycan’ın bağımsızlığını destekleyen İttihad-ı İslam Cemiyeti’ni kurmuştur. Kızıl Ordu’nun Azerbaycan’ı istilâsından sonra Azerbaycan-İran sınırında gözaltına alınmış, ancak Neriman Nerimanov’un yardımıyla serbest kalarak Nahçivan’a Askeri Komiser tayin edilmiştir. Fakat Taşnak Ermenilerin Nahçivan topraklarına hak iddia etmesi ve Sovyetlerin de Ermenileri desteklemesi üzerine itiraz etmiş, 1922 yılının sonunda ailesiyle birlikte Bakü’ye dönmüştür. O, Sovyetlere hizmet etmek istemediğini ve onlarla “aynı kaptan yemek yemeyeceğini” bildirmişti. Yusuf Ziya, Nerimanov’un yardımıyla ülkeden çıkış belgesi almış ve ailesiyle birlikte Türkistan’a gitmiştir. Türkistan’da Basmacılar hareketine katılmış ve Enver Paşa’nın yardımcısı olmuştur. Yusuf Ziya Talıbzade, 18 Mayıs 1923 tarihinde Ceyhun nehri kenarında Kızıl Ordu’yla girdiği bir çatışmada ağır yaralanmış, nehri geçmek isterken boğularak şehit olmuştur.
Şehit edilişinden aylar sonra silah arkadaşlarından biri onun kanlı gömleğini ve cebinde bulduğu kanıyla kırmızıya boyanmış Kuran-ı Kerim’i gizlice Bakü`ye getirmiş, Yusuf Ziya Talıbzade’nin kardeşi Abdullah Şaik’e vermiştir. Bu Kuran-ı Kerim bu gün Abdulla Şaik’in Bakü’deki ev müzesinde sergilenmektedir.
Cafer Mustafalı
Marmara Üniversitesi/Genel Türk Tarihi/Yüksek Lisans Öğrencisi

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir