Beklendiği gibi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın Zaporozhye ve Kherson bölgelerinin bağımsızlığının tanınmasına ilişkin bir kararnameyi imzaladı.
Putin, yasa dışı ve gayrimeşru kararnamesini BM Sözleşmesi’nde yer alan “halkların eşitliği ve kendi kaderini tayin hakkı” ilkesine dayandırsa da, atıfta bulunduğu ilkeyi büyük ölçüde ihlal ediyor.
Mesele şu ki, Rusya’nın kendisi hiçbir zaman bu ilkeye sadık kalmadı. Aksi takdirde, bugün Dağıstan, Çeçenistan, Tataristan veya Rusya Federasyonu’nun diğer tebaası kendi kaderlerini belirleyecekti. Bu arada, 90’lı yıllarda Çeçenistan kendi kaderini belirlemiş olsa da, resmi Moskova Çeçenya’yı tanımadan işgal etti.
Genel olarak, BM Şartı’nda yer alan “halkların eşitliği ve kendi kaderini tayin hakkı” ilkesi, kendi kaderini tayin eden il veya iç tebaa ait olduğu ülke veya beş daimi devlet tarafından bağımsız olarak kabul edildiğinde yürürlüğe girebilir. BM Güvenlik Konseyi üyeleri. Bunlar olmazsa, bu kendi kaderini tayin etme değil, ayrılıkçı veya işgal adımıdır.
Putin’in ana planı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın Zaporozhye ve Kherson bölgelerinin bağımsızlığını tanıyarak bahsedilen “yarı devletleri” fiilen ilhak etmek istediği açık. Bunun bugün veya önümüzdeki günlerde olacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Rusya’nın Kırım’dan sonra Zaporozhye, Kherson, Donetsk ve Luhansk’ı ilhak etmesi ciddi sorunlara yol açacaktır:
Birincisi, bunun gerçekleşmesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra büyük güçler arasında “zorla fetih” ilkesinden vazgeçme anlaşmasının ihlalidir. Bu ilkenin Rusya tarafından ihlal edilmesi, Ukrayna’da olduğu gibi gelecekte diğer ülkeleri de topraklarının sık sık el değiştirmesi tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir.
İkincisi, resmi Moskova’nın böyle bir adımı, dünyayı yeni ve daha tehlikeli bir dünya savaşıyla karşı karşıya bırakabilir. Gerçek şu ki, son 19. yüzyıla kadar “Fath” hırslarının zirvesi, aslında büyük güçleri bir dünya savaşına sürükledi. Sonuç olarak, 20. yüzyılda iki dünya savaşı yaşandı. Bugün, Rusya’nın Ukrayna topraklarını yasadışı ilhakı, dünyayı yeni bir dünya savaşı tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir.
Üçüncüsü, Rusya’nın Ukrayna topraklarını ilhak etmesi, Ukrayna’daki savaşın yeni bir aşamaya girdiği anlamına geliyor. Rusya işgal ettiği toprakları zaten kendisine ait görüyor ve kendi savunması için yapacağı her şeyi haklı çıkaracak. Rusya bazı korkunç askeri araçlar bile kullanabilir.
Putin uranyum, hidrojen veya bir tür kitle imha silahı kullanabilir. Prensip olarak, İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD, tam da Tokyo’nun teslim olmaması nedeniyle Japonya’ya iki atom bombası attı. Rusya da benzer gerekçelerle böyle bir adım atabilir.
Dördüncüsü, Rusya’nın Ukrayna topraklarını ilhak etmesi, savaşı doğrudan bir NATO-Rusya savaşına dönüştürebilir. Şimdilik bunun zayıf bir ihtimal olduğu doğru, ancak bu, Washington’un atacağı adımlara bağlı olacak. Çünkü 2014 yılında Kırım da yasadışı bir şekilde Rusya’ya ilhak edildi. ABD liderliğindeki Batı, Kırım’ın ilhakını gizlice onaylamıştı.
Turan Rzayev Kafkassam