KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Azerbaycan
  4. »
  5. Turan Rzayev: Aliyev’in dış seyahati kime karşı

Turan Rzayev: Aliyev’in dış seyahati kime karşı

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
239 0

15 Ocak’ta Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev iş gezisi için Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti. Gezi bir iş mahiyetinde olsa da birçok açıdan dikkat çekicidir.
Genel olarak, her şeyden önce, Azerbaycan’ın Arap dünyasıyla büyük bir tarihi ve kültürel bağa sahip olduğunu belirtmek gerekir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in son yıllarda yürüttüğü başarılı dış politika sonucunda Azerbaycan’ın Arap devletlerinin yanı sıra Avrupa ülkeleri ve Türk dünyası ile ilişkileri yeni bir gelişme aşamasına girmiştir. Bu, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ın davetlisi olarak bu ülkeyi ziyaret etmesiyle doğrulandı.
Arap ülkeleri, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine desteklerini düzenli olarak ifade etmişlerdir. 2014 yılında Riyad’da düzenlenen ilk “Arap Devletleri Birliği – Orta Asya – Azerbaycan İşbirliği ve Ekonomik Forumu”nun sonucu olarak kabul edilen Bildirgede, geçmiş Ermeni-Azerbaycan ihtilafının egemenlik ve egemenlik ilkeleri temelinde çözülmesinin önemi ve BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca toprak bütünlüğü vurgulanarak yinelendi.
Buna karşılık Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Abu Dabi’de düzenlenen toplantıda Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan’ı Azerbaycan’ı ziyaret etmeye davet etti.
Aliyev’in BAE ziyaretinin asıl amacı
Ülke başkanının Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı iş ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi açısından dikkat çekse de belirli hedefleri olduğu açıktır.
İlk olarak 20-21 Aralık tarihlerinde Fransa ve Ermenistan’ın Laçin yolundaki duruma ilişkin BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu Ermeni yanlısı açıklama kabul edilmedi. BAE, İngiltere, Rusya ve Arnavutluk da Fransız girişimine karşı çıktı. Başkanın bu ziyareti aynı zamanda resmi Abu Dabi’nin kritik bir anda Bakü’nün pozisyonuna verdiği destek için bir şükran işareti olabilir.
İkincisi, BAE’nin Güvenlik Konseyi’nin daimi olmayan bir üyesi olarak görev süresi 2023’ün sonunda sona eriyor. O zamana kadar belirleyici söz Abu Dabi’ye ait. Bakü, Abu Dabi’nin desteğinin devam etmesini istiyor. Ülke lideri Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile ikili görüşmeler sırasında gelecekte benzer girişimlerin önlenmesi için ülkesinden destek istemesi olası.
Üçüncüsü, BAE bu yıl Haziran ayında BM Güvenlik Konseyi’ne başkanlık edecek ve resmi Bakü bunun gayet iyi farkında. Ülke başkanı, Paris ve Erivan’ın olası provokasyonlarını önlemek için tedbirler alırken, Ermenistan’a karşı uluslararası baskı oluşturmak istiyor. Ayrılıkçıların kışkırtmaları ve Ermenistan’ın herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi resmi Bakü’nün böyle bir adım atmasını zorunlu kılıyor. Bütün bunlar dikkate alındığında Bakü’nün BM Güvenlik Konseyi aracılığıyla Ermenistan’a karşı uluslararası baskı oluşturmak istediği söylenebilir.
Bakü-Abu Dabi-Tel Aviv, Tahran ikilemi
Cumhurbaşkanı’nın BAE ziyaretinde dikkat çeken bir nokta, ziyaretin İsrail-BAE ilişkilerinin normalleşmesi ve İran’ın da Azerbaycan gibi İran’ın BAE’ye yönelik tehdit söylemlerine başlamasıyla aynı zamana denk gelmesidir.
Son dönemde İsrail, Arap ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesine özel önem veriyor. Bu bağlamda özellikle Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkilerin normalleşmesi dikkat çekicidir. Bakü’nün İsrail’in adı geçen üç ülkeyle de ilişkilerinin normalleştirilmesinde müstesna hizmetleri var. Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin zirve yaptığı bir dönemde bile Bakü’nün diyalog kurmayı ve sorunları müzakere yoluyla çözmeyi önerdiği dikkate alınmalıdır.
Azerbaycan, din faktörü açısından da Arap ülkeleri ile İsrail arasında köprü rolü oynadı. Öte yandan İran, İsrail’in aksine hem Azerbaycan hem de BAE ile ilişkilerini bozmuştur. Tahran, Bakü gibi Körfez ülkelerine karşı tehdit edici bir söylem içerisinde. Bu da hem Bakü’yü hem de BAE’yi İsrail’e yaklaştırıyor.
Bakü’nün henüz İsrail’in İran’a karşı oluşturmaya çalıştığı koalisyonun bir parçası olmadığı doğru ama süreç buna doğru ilerliyor. Azerbaycan, İsrail’in bu yönde oluşturmak istediği koalisyonun bir parçası olursa Tahran için çember daha da daralır.

Turan Rzayev

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir