KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Suudilerin akil adamı Turki Faysal el Suud Çerkez mi?

Suudilerin akil adamı Turki Faysal el Suud Çerkez mi?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 17 dk okuma süresi
1158 0

1979-1993 arası Suudi istihbaratı General Intelligence Presidency’ın başkanlığını yürüten, yaşayan efsane isimlerinden Turki Faysal el Suud, kim ne derse desin Suudi Arabistan’da yaşanan devrim niteliğindeki birçok sosyal değişim projesinin sahibi, Suudilerin akil adamlarından. Suudi Arabistan’da kadınların 12 Aralık 2015’teki yerel seçimlere, hem aday hem de seçmen olarak katılmaları, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan Kraliyet Divanının yayınladığı kararnameyle, bundan sonra kadınların da ehliyet alarak araç sürmesine imkân tanınacağının açıklanması ve en önemlisi, son dönemde reforma yönelik söylemleriyle dikkat çeken Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın, “Eskiden olduğu gibi ılımlı İslam’a dönmek istiyoruz. Çok yakında aşırıcılığı bitireceğiz” sözlerinin arkasında Turki Faysal var.

Turki Faysal el Suud, 2012’de Suudi Arabistan istihbaratı General Intelligence Presidency’ın başına geçen ve nisan 2014’te bu görevinden istifa eden Bender Bin Sultan’ın eşi Heyfa’nın ağabeyi. Turki Faysal el Suud; 1975’te öldürülen Kral Faysal’ın kızı oğlu, 1975 sonrası uzun yıllar dışişleri bakanlığı yaptı ve Suudi Arabistan istihbaratının başında bulundu.(1) Turki Faysal el Suud babası, 4 Mart 1964 yılında Suudi Arabistan Kralı 25 Mart 1975’te yeğeni Faysal bin Musad tarafından sarayında öldürüldü. Prens Turki Bin Faysal’ın annesi, Adapazarı’lı Abhaz Raznoha Asiye hanımın kızı İffet Hanım. 13.12.2012’de 66 yaşındaki İstanbul’da Çırağan Saray’ında yapılan 3. Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesinde konuşan Suudi Arabistan’ın tahtının vârislerinden Kral Faysal Araştırma ve İslami Çalışmalar Merkezi Başkanı Prens Turki Al Faysal Al Saud annesinin Türk olduğunu, burada yetiştiğini ve Türkiye’ye karşı özel bir sevgisinin bulunduğunu söylemişti. Prens Turki Al Faysal Al Saud, Kral Faysal’ın Adapazarı doğumlu olan İffet Hanımdan olma çocuğu. Arapça ve İngilizcenin yanı sıra çok iyi Türkçe biliyor.(2) Suud Kralı Faysal’ın; Adapazarı Akyazı Bıçkıdere Köyünden Abhaz Raznoha Asiye hanımın kızı İffet Hanımla evliliği, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa kemal Atatürk’ün bilgisi ve izni dâhinde 1932’de Türkiye ziyaretinde gerçekleşti. Melik Abdülaziz’in oğlu Emir Faysal, 8 Haziran 1932 günü Kotovsky adlı Sovyet vapuru ile İstanbul’a geldi. Emir Faysal ve heyeti 12 Haziran 1932 günü Atatürk’ün yurtiçi seyahatlerde kullandığı yataklı vagonla Ankara’ya geçtiler. Emir gelir gelmez Hariciye Vekili’nin verdiği yemeğe katılmış, ardından Çankaya Köşkü’ne giderek Mustafa Kemal’e saygılarını sunmuştu.(3) Suudi İstihbaratını 22 yıl boyunca yöneten Türkî el Faysal bu görevi öz dayısından devralmıştı. Ülkenin istihbarat teşkilatını kuran kişi Türkî’den önce o postta ölümüne kadar 12 yıl boyunca oturan Kemal Adham, Kral’ın eşi İffet Hanım’ın kardeşiydi.(4)

Turki Faysal el Suud’un dayısı Kemal Adham; İstanbul’da 1929’da doğdu. 29 Ekim 1999’da Mısır Kahire’de öldü. Babası İbrahim Adham (Ethem), Arnavut asıllı bir polis memuruydu. Annesi ise Adapazarı’lı Abhaz Raznoha Asiye hanımdı. Kral Faysalın eşi Iffat (İffet) Al Thunayan isminde kız kardeşi ve Muzaffer isminde bir erkek kardeşi daha vardı. Eniştesi, ablasının eşi Kral Faisal ve Kral Halid’in danışmanıydı. Ablası İffet; Emir Faysal’la 1932’de evlenince Adham, ailesiyle birlikte Cidde’ye gitti. Babası ölünce Kız kardeşi İffet’in eşi Kral Faisal tarafından büyütüldü. Adham, İskenderiye Victoria Kolejinde okudu ve ardından Cambridge Üniversitesi’nde okudu. Kraliyet ailesine yakınlığı ve aldığı eğitim nedeniyle El Mukhabarat Al A’amah başkanı olduğunda Amerikalılarla iyi ilişkiler kurdu. Adham, Amerikalıların yönlendirmesiyle Cemal Nasır’ın başkan yardımcısı Emver Sedat’ı maddi olarak destekledi. Adham ayrıca Kral Faysal tarafından Mayıs 1971’de cumhurbaşkanlığına seçildikten kısa bir süre sonra Sedat ile görüşmeye gönderildi. Adham, Sedat’ı ABD ile işbirliği yapmaya ikna etti. Temasları sonucunda Enver Sedat İsrail’in Mısır’dan çekilmesinin ardından 1972’de yaklaşık 16.000 Sovyet danışmanını ülkeden attı. Adham, 1972’de İran Şahı Muhammed Reza Pehlevi’nin halk ayaklanmasıyla ülkeyi terke edebileceği öngörüsünde bulundu ve tahminini o tarihte ABD başkanı Nixon’ın danışmanlarıyla paylaştı. Ancak dikkate alınmadı. Suudi gizli servisi El Mukhabarat Al A’amah’ı, CIA ile eşgüdümlü çalışan General Intelligence Presidency’e dönüştürdü. Diğer Arap ülkelerinin istihbarat örgütlerini Suudi istihbaratına entegre etti.

Adham, 1976’da CIA direktörü olarak atanan George HW Bush ile yakından çalıştı. Adham, 1976 yılında Suudi Arabistan adına Fransız istihbarat şefi Alexandre de Marenches tarafından önerilen ve gerçekleştirilen, komünizm karşıtı bir dış politika girişimi olan Safari Kulübü’nün charter tüzüğünü, Mısır, İran ve Fas’ın istihbarat başkanlarıyla birlikte imzaladı. Grubun ilk toplantısı 1976 yılında Suudi Arabistan’da yapıldı. Adham, Club’da önemli bir isim oldu ve uzun süre bunun için çalıştı. Ülkedeki en büyük şirketlerden biri haline gelen Kamal Adham Grubu’nu Suudi Arabistan’da kurdu. Suudi Arabistan’daki eski CIA istasyon şefi Raymond Close, CIA’dan ayrılmış ve 1977’de GIP’nin başında Adham’da çalışmaya başladı. Adham aynı zamanda Uluslararası Kredi ve Ticaret Bankası’nın (BCCI) en büyük hissedarlarından biriydi. Etkili medya şirketlerinden Suudi Research and Marketing’in ilk hissedarlarındandı. Buna ek olarak, Delta Bank’ın% 4’üne sahip olan Mısır’a yatırım yapmıştı. Şirketlerinin Mısır’daki oratkları kimdi dersiniz? Enver Sedat’ın eşi Cihan Sedat ve ailenin diğer fertleri tabiki. 1978’de Suudi Arabistan’da bir inşaat şirketi olan Freyssinet’i kurdu.

Adham, Adnan Khashoggi ile birlikte 1983 yılında kurulan Barrick Gold Corporation’ın altın şirketinin kurucusuydu. Ayrıca Suudi Arabistan ve Japonya tarafından ortaklaşa kurulan Arap Petrol Şirketi’ne da danışmanlık yapmış, kârın % 2’sini danışmanlık ücreti adı altında hesabına geçirmişti. Adham’ın ismi 1990’ların başında yaşanan büyük BCCI skandalına karıştı. ABD savcıları, BCCI tarafından Birinci Amerikan bankasının gizli ve yasadışı olarak ele geçirilmesinde kilit rol oynamakla suçladı. O ve ortağı Jawhary, cezanın indirimi karşılığında 105 milyon dolar ceza ödemeyi kabul ettiler. Bu olayın bir sonucu olarak, Adham finans sektöründen men edildi. Kamal Adham 1957’de evlendi. Üç oğlu ve bir kızı vardı. Türkiye’de İstanbul’da doğan, Kamal Adham 71 yaşında, 29 Ekim 1999’da Kahire’de kalp krizinden öldü. Arapça , Türkçe , İngilizce ve Fransızca biliyordu. Cesedi Suudi Arabistan’a götürüldü. Kamal Adham Televizyon ve Dijital Gazetecilik Merkezi, 1985 yılında Kahire Amerikan Üniversitesi’nde kuruldu. Merkez, Üniversitenin Mütevelli Heyeti üyesi olan Kamal Adham tarafından maddi olarak desteklendi.

İşte Kamal Adham’ın (Kemal Edhem) yeğeni Turki Faysal el Suud; Suudi Arabistan dış politikasında belirleyici bir isim ve halen aktif şekilde bu görevini sürdürüyor. Zaman zaman görüşlerini medyada paylaşıyor. Uluslararası platformlarda ülkesini temsilen konuşmalar yapıyor. Hatta bu çerçevede Hatta Halkın Mücahitler örgütünün Temmuz 2016’da Paris’te Bourget Konferans Salonu’nda düzenlendiği toplantıda Kral Faysal Araştırma ve İslami Çalışmalar Merkezi Başkanı ve Suudi Arabistan’ın eski istihbarat şefi Suudi prensi Türki el Faysal’da konuşturuldu. Ama daha da önemlisi aynı toplantıda Arnavutluk’tan da politikacı ve bürokrat düzeyinde katılımlar olmasıydı. İran karşıtı muhalifleri Halkın Mücahitleri ile İran Ulusal Direniş Konseyi’nin faaliyetlerinin merkezi Fransa’da bulunuyor. Konseyin başkanlığını yürüten Meryem Recavi de Fransa’da yaşıyor. Halkın Mücahitlerini kabul etmesi nedeniyle Arnavutluk’a aktarıldığı söylenen 20 milyon dolar yardım, hiç şüpheniz olmasın ABD’nin cebinden çıkmadı. Gerekli para İran sopası gösterilerek Suudilerden söke söke alındı.(5)

Rusya ve Suudi Arabistan arasındaki yakınlaşmanın mimarı hiç şüphesiz Turki Faysal el Suud. Nitekim Suudi Arabistan Kralı Selman’ın Rusya’yı ziyareti öncesinde Rus basınına açıklamalarda bulunan Suudi Arabistan Prensi Turki Faysal el Suud; Petrol piyasasının hem Rusya’yı hem Suudi Arabistan’ı etkilediğini, dolayısıyla Rusya ile Suudi Arabistan’ı bir araya getirmek için bu piyasaya istikrar getirmeye çalıştıklarını, Ortadoğu da ortak çıkarlarının olduğunu, Rusya’nın Suriye krizi üzerindeki etkisinin arttığını gördüklerini belirtmişti. Suudi Arabistan’ında Rusya gibi benzer şekilde krizin çözümü ve Suriye halkına istikrar ve barışın getirilmesiyle ilgilendiğini, Ortadoğu’daki Libya, Yemen, Irak, İran, Kuzey Irak’taki Kürtlerden de bahsedilecek olursa, Kral Selman ve Putin’in iş birliği yapmak için bu konuda da ortak bir zemin bulabileceklerini söylemişti. Hatta stratejik düşmanları İran’la dahi Suriye konusunda masaya oturabilecekleri sinyalini vermiş, Suudi Arabistan öncülüğünde, uluslararası toplumun, Rusya, ABD, BM, Türkiye ve İran’ın katkılarıyla, ölümlerin sona erdirilmesi konusunda bir sonuca varmasını istediklerini kaydetmişti.

Bence açıklamalarındaki en önemli ayrıntı, ABD’nin işgal ettiği Irak ifadesini kullanmasıydı. Hatta eski bir istihbaratçı olarak Rus istihbaratı ile yakın ilişki kurabileceklerini, çünkü Rusların teröristlerle deneyimlerinin olduğunu, istihbarat ve deneyim paylaşımı konusunda daha fazla yakınlaşmayı umduklarını özellikle vurgulamıştı. Daha da önemlisi Barzani yönetiminin referandum kararıyla ilgili, “ Referandum sorunları çözmeyecek çünkü bölgenin çevresindeki ülkeler, Irak, Türkiye, Suriye veya İran, bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına izin vermeyecek. Bağdat hükümeti de bağımsızlığı kabul etmeyeceğini söyledi. Bu nedenle de bir kriz olacak. Kürt yönetiminin bağımsızlık çağrılarının onlara Iraklı, İranlı, Türk, Suriyelilikten barışçıl bir geçiş sağlamayacağını fark etmesini umuyordum. Irak, İran ve Suriye’deki gelişmelerin karmaşıklığı karşısında Kürt liderler, özellikle de Barzani referandum çağrısı yapmanın çekiciliğine dayanamadı.” demişti.(6)

Suudi Arabistan’ın İsrail ile iyi ilişkileri herkesin malûmu. Hatta iki ülke i gizli servisleri birlikte operasyonlara imza atıyor. Terör örgütü IŞİD’in, ABD istihbaratının, Britanya’nın M16’sı, Israil’in Mossad’ı, Pakistanı’ın İç Hizmetler İstihbaratı (ISI) ve Suudi Arabistan’ın Genel İstihbarat Başkanlığı (GIP) desteği ile yarattığı El Kaide’ye bağlı bir kuruluş olduğu iddiaları mevcut. (7) Geçtiğimiz günlerde Mossad’ın eski başkanı Efraim Halevi ve Suudi Arabistan istihbarat örgütünün eski başkanı, Usame Bin Ladin’le Suudi Arabistan’a saldırmaktan kaçınması ve ülkeyi terk etmesi konusunda anlaşan adam Turki El Faysal, New York’ta düzenlenen Ortadoğu konulu bir konferansta bir araya geldi. iki eski başkan İran nükleer anlaşmasından Filistin-İsrail çatışmasına kadar farklı konuları masaya yatırdılar. Aralarında hiçbir diplomatik ilişki bulunmayan iki devletin istihbarat örgütlerinin eski başkanlarının bir araya geldiği toplantı dinleyiciler arasında büyük merak uyandırdı. Söz konusu toplantının Suudi Veliaht Prens Muhammet Bin Salman El Saud’un gizlice İsrail’i ziyaret ettiği söylentilerinden sonra gelmesi de ayrıca dikkat çekiyor. Ancak söz konusu söylenti Suudi Krallık tarafından ısrarla reddediliyor. Toplantıda Prens Turki, sözlerine hiçbir şekilde hâlihazırdaki Mossad yöneticileri ile görüşmediğini, görüşmeyeceğini belirtmesi ile başladı. Turki İsrail ile Suudi Krallık arasında hiçbir şekilde gizli görüşme olmadığını belirtti. Turki, konuşmasında İran ile yapılan nükleer anlaşmanın iyi bir anlaşma olmadığını, tam tersine anlaşmanın Tahran’ın saldırgan tutumuna çanak tuttuğunu belirtti. Turki ayrıca, İsrail ile Suudi Arabistan’ın resmi diplomatik ilişki kurmasının ancak Filistin-İsrail çatışmasının çözümü ile mümkün olduğunu belirtti. Turki’den sonra söz alan Mossad eski Başkanı Halevi ise sözlerine, Suudi Arabistan ile İsrail’in gizli görüşmelerinin 1970’lerden beri gerçek olduğunu belirterek başladı. Halevi günümüzde yapılmış gizli bir görüşmenin varlığından söz etmedi ancak 70’lerde Londra’da buluşan Suudi Arabistan İstihbarat Örgütü Başkanı Kemal Adham ile zamanın İsrail Dışişleri Müsteşarı Abba Eban’dan bahsetti. Halevi, İran konusunda da nükleer anlaşmanın kusursuz olmadığını ancak günümüz şartlarında elde edilebilecek en iyi sonuç olduğunu belirtti.(8)

Bakınız:
1- Ömür Çelikdönmez/ 16.04.2014/ https://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/sunni-kusak-cozuldu-suudi-istihbaratci-istifa-etti.html
2- http://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a558332.aspx -http://www.abhazyam.com/haber/3164/prens-turki-al-faysal.html
3- http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ayse-hur/ataturkun-suudi-misafiri-emir-faysal-1279564/
4- http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kiras/faysal-suudi-arabistanin-ikinci-kurucusu-4353
5- 22 Mart 2017/ ttp://www.kafkassam.com/uygurlar-ve-iranli-muhalifler-arnavutluku-mesken-tuttu.html
6- 02.10.2017/ https://tr.sputniknews.com/roportaj/201710021030387687-suudi-prens-turki-el-faysal-sputnik/
7- http://www.globalresearch.ca/twenty-six-things-about-the-islamic-state-isil-that-obama-does-not-want-you-to-know-about/5414735
8- 24 Ekim 2017 http://www.salom.com.tr/haber-104677-suudi_ve_Israil_istihbaratinin_eski_baskanlari_new_yorkta_bir_araya_geldi.html
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir