KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. SURİYE’de İRAN KONUSUNA DİKKAT

SURİYE’de İRAN KONUSUNA DİKKAT

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
317 0

Türkiye Suriye konusundaki politikalarını daha çok Rusya, ABD ve Esat Yönetimi üzerinden kodlamaktadır.

İran’ın Suriye’deki etkinliğinin farkında olan Türkiye, karmaşık ve mezhepsel boyutu nedeniyle konunun kamuoyunda tartışılmasından bile rahatsızlık duymaktadır.

Oysaki İran’a bağlı Lübnan Hizbullah’ı 2012 yılından itibaren Suriye iç savaşında görev alırken, bunun dışında; Suriye Hizbullah’ı, Fatiminyun Tugayı, Bedr Tugayı, Irak Hizbullah’ı, Zülfikar Tugayı gibi on beş civarında şii milis sayıları 200 bine yakın kuvvetle Suriye iç savaşında yer almaktadırlar.

Suriye’de faaliyet gösteren bu milis kuvvetler; İran’ın projelendirmeleri sonucunda; Suriye’nin güneyindeki bölgelerde demografik değişimi sağladıkları gibi bugün Şam kırsalı, İdlib ve Halep kırsalında özellikle de Halep batısında etkinliklerini sürdürmektedirler.

İran bu milisleri yolu ile sahada sağladığı üstünlüğü, ABD, İsrail ve batılı devletlerin muhalefetine rağmen 2015 yılında katıldığı Viyana toplantısı ve yine aynı yıl BM Güvenlik Konseyi çözüm süreci etkinliği ile sağlamlaştırmıştır.

Hatta 2017 yılında başlatılan Astana sürecinde; ortak ve garantör ülke olarak Suriye’deki etkinliğini artırmıştır. Türkiye, Astana süreci sonrası ateşkesin sürdürülmesini başarı olarak görürken, İran bu sürecin başlamasından buyana Suriye’deki etkinliğini artırmak için çatışmaları provoke etmeye devam etmiştir.

Elbette İran’ın bu şekilde Suriye’de etkili olmasının temel nedeni; Türkiye’nin Suriye ile doğrudan bağlantı kurmaması ve İran iç politikalarına baskı unsuru olarak kullanabileceği İran’da yaşayan sayıları 40 milyonu bulan Türklerle gerekli koordineyi sağlayacak bir planlama içinde olmamasıdır.

Türkiye aslında İran konusunda eli en rahat ülkedir.
Türkiye sadece milliyet temelli bir yaklaşımla İran’ı hareket edemez hale getirebilir.

Sadece İran’da yaşayan Türklerde değil örneğin bugün Haleb’in batısı ve Türkiye’ye yakın bölgelerde İran’a bağlı faaliyet gösteren millislerin önemli bir kısmı Afganistan’dan getirilen Hazara Türkleridir.

Türk istihbaratı gerek Afganistan Türkleri ve gerekse İran Türkleri üzerinde yapacağı bağlantılar ve onların etkin olması için sağlayacağı destek ile İran hareket edemez hale gelecek ve Türkiye’de Suriye’de bugün olduğu gibi sıkışmayacaktır.
Prof Dr Selçuk Duman

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir