KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Suriye Felaketinin Çözüm Yolu, Aşiret Liderlerine ve Türkiye’nin Âdil Girişimine Bağlı

Suriye Felaketinin Çözüm Yolu, Aşiret Liderlerine ve Türkiye’nin Âdil Girişimine Bağlı

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
342 0

Tarihi fırsat Türkiye’nin kapısını çalmaktadır; bu fırsatlar çokta tekrarlanmaz, böyle altın fırsatları kaçırmayan akıllı siyasetçiler, ülkelerinin karizmatik ve çok yaşar liderleri olur…
fakat tereddütten bir an önce çıkmak gerekmektedir.
2011’den itibaren kan gövdeyi götürdüğü, 5 milyon mülteci ve 1 milyon insanın helak olduğu Suriye’nin çözüm yolu kapımızda.
BOP projesini başlatmasına rağmen bölgede derin yapılanması olmayan ABD’nin Suriye’de iç faktör olarak kullanmış olduğu PYD/YPG Terör örgütleri, bölge devletlerinin göz yummasıyla Türkiye tarafından etkisizleştirilmesi süreci başlamıştır. Zaten bu Terör örgütleri ile ABD başarılı olamazdır.
ABD, İngiltere ve İsrail başta olmakla bölgede başlatmış oldukları Büyük Orta Doğu Projesi, 2001 tarihinden itibaren Türkiye’yi de bölgesel güç haline getirileceği vadi ile yakın müttefik gibi yanlarına alarak bölgede büyük facialara sebebiyet vermişlerdir. Çünkü bölge devletleri ve ek olarak Rusya, bölgedeki ABD eksenli yeni değişikliklere karşı koymuş ve direnmiştir. Sonuçta bu direniş başarılı olmuştur.
Türkiye, malum Uçak Krizi ve ardınca ABD-FETÖ başarısız Temmuz darbe teşebbüsünden sonra bölge devletleri ile beraber yürümeyi tercih etmiştir. Türkiye’nin bu dönüşü Türkiye’miz ve bölgemiz için hayırlı bir dönüş olmuştur.
PYD/YPG ve DAİŞ etkisizleştirilmiş olursa sahada kalan Esad Hâkimiyeti ve Özgür Suriye Ordusu olur. Böyle bir durumda yapılması gereken şey, Türkiye’nin iyi ilişkiler içinde olduğu Aşiret Liderlerini bir koalisyon olarak sahaya sürmesi olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin’in 11 Aralık (2017)Pazartesi günü Ankara’daki zirvesinde Suriye’de YPG’nin varlığı meselesi de masaya konulmuştur. Erdoğan konuğuna PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin Kürtler’i temsil etmediği, aksine kendisine muhalif olanları baskı ve tehditle göçe zorladığını belgelerle anlatmıştır. Putin’e PYD/YPG’nin sürgüne zorladığı Kürt aşiretler ve kapattığı siyasi partilerle ilgili bilgiler vermiştir. Soçi’de yapılacak kongrede Kürtleri temsil edebilecek, 15 partiden oluşan Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) de içinde yer aldığı bir liste de sunmuştur. Erdoğan ile Putin arasındaki bu görüşmeden bir gün sonra İstanbul’da sürpriz bir toplantı yapılmıştır. Aralarında 50’si Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi ve Ermeni aşiretleriyle kabile liderlerinin katıldığı toplantıda YPG’ye karşı eylem kararı alınmıştır. Buna göre bölge aşiretleri; Türkiye’nin desteği ve diplomatik olarak açtığı alan üzerinden Suriye’nin kuzeyinde YPG ve ilişkili yapılara karşı halk hareketini terör örgütüne karşı savunma bağlamında ele almıştır. YPG’nin ABD destekli gücüne karşılık, Arap ve YPG’ye muhalif Kürt aşiretlerinden oluşan birliklerin kurulması da kararlaştırılmıştır.
Bu nasıl olacak derseniz, şöyle karakterize ede biliriz:
İran ve Rusya’nın desteklediği Esad Hâkimiyeti dâhil olmakla düne kadar ABD, İngiltere başta olmakla Batı destekli muhalif kuvvetlerin Türkiye tarafından sahaya sürülerek bir şuranın oluşturulması yöntemidir.
Batı güçlerinin yön verici müdahalesine yol verilmeksizin, Türkiye, İran ve Rusya’nın beraber şekilde Aşiret Liderleri, Muhalif kuvvetler (ÖSO) ve Esad Hâkimiyetinin katılımı ile yeni bir düzene gidilmesi yolu en başarılı yol olur.
Aşiret Liderlerinden oluşan Aksakallar Şurası (Örnek olarak İngiltere Lordlar Kamerası gibi) ve Esad taraftarları dâhil diğer partilerin özgür bir biçimde sandıklara gidilerek Avam kamerasının oluşturulması veya başka bir ifade ile İki Meclisli devlet yapılanmasına gidilmesi yöntemi en temel çıkış yol olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye, İran ve Rusya ile diyalog içinde bir an önce Suriye’nin etkin Aşiret liderleri başta olmakla bütün topluluklarını kapsayacak bir konseyin kurulmasına yönelik gerekilen bütün işlemlerin yapılmasına başlamalıdır. Esad hâkimiyetine karşı koymadan onun da seçimlere gitmesini desteklemeli ve ortak genel bir seçimle sorunun çözülmesine koyulmalıdır.
Kısacası Suriye’nin mevcut durumda çıkış yolu Esad Rejimini tanımak, ÖSO ve Aşiret Liderlerinden oluşan bir konseyin kurulmasına gidilmesi ve genel seçimlerin geçirilmesi için gerekli adımların atılmasıdır. Suriye’nin ülke olarak parçalanmasının önlenmesi ve arazi bütünlüğünün korunması ve savaşların sona erdirilmesinin en optimal çıkış yolu budur, diye düşünüyorum.
Aşiret Liderleri, Muhalif kuvvetler ve Esad Hâkimiyeti dâhil kurulacak olan Milli Şura ve/ veya Milli Konsey tarafından oluşturulması ön görülmesi gereken şey iç güvenliğin sağlanması için Polis güçlerinin oluşturulmasıdır. Konsey’in yetkisi altında İç güvenliğin sağlanması kurulacak olan Polis kuvvetlerine devredilmelidir. Orduda Konseyin yetkisine tabi olmalıdır. Ve böyle bir ortamda genel seçime gidile bilir.
Bu alanda ise Türkiye – ABD ve İngiltere eksenli Büyük Ortadoğu Projesine karşı gerçekten direnmek niyetinde ise eğer, en etkin rolü oynaya bilir. İran ile Rusya Esad rejimini, Türkiye ise ÖSO ve Aşiret Liderlerinden oluşan konseyi ileri sürerek, iki kameralı hükumet kuruluşunu önererek etkinliğini ortaya koya bilir.
Mevcut durumda ABD ve diğer Batı eksenli kuvvetlerin Suriye’deki ağır basan üslerinin kaldırılıp kaldırılmaması ile ilgili konular sorunun büyümemesi namına gündeme taşınmamalı ve onların kalıp kalmaması ile bağlı kararın ertelenmesi ve gelecekte İki Meclisli düzenin kurulmasından sonra yerli yetkililerin iradesine bırakılmalıdır.
Biran önce ikilem içinden çıkmak ve bölgenin mevcut siyasi yapısının BOP kapsamında inhilalına yol verilmemelidir.
Rahim Cavadbeyli

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir