KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Sultanahmet sonrası Türk ordusunun Suriye seferi şart oldu!

Sultanahmet sonrası Türk ordusunun Suriye seferi şart oldu!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 9 dk okuma süresi
342 0

Sultanahmet sonrası Türk ordusunun Suriye seferi şart oldu!
Türkiye’yi yasa boğan patlamayı Suriyeli kökenli bir canlı bomba gerçekleştirdi. Türkiye’yi sarsan terör saldırısında, canlı bomba dahil 11 kişi öldü, 15 kişi de yaralandı. Yaralılar arasında dik kat çeken bir isimHristiyan
yardım kuruluşu olan Kurtuluş Ordusu isimli örgütün Doğu Avrupa sorumlularından Norveçli Jostein Nielsen.
Sultanahmet’i kana buladığı belirtilen teröristin Suudi Arabistan doğumlu Suriye vatandaşı
Nabil Fadli olduğu belirlendi. Sultanahmet’te gerçekleşen terör saldırısı başta Almanya olmak üzere diğer AB üyesi ülkelerin ve özellikle ABD’nin şapkayı önlerine koyup düşünmeleri için tarihi bir fırsat. Neden mi? Çünkü Türkiye’nin, uzun süredir gündeme taşıdığı ancak ABD’nin desteği ni alamadığı Suriye sınırında uçuşa kapalı ve
güvenli bölge yönündeki talebi yerine getirilmiyor. Suriye’de siyasi çözümde ısrarlı olan ABD; askeri yöntem
olarak güvenli bölgeye karşı çıkıyor Oysa Türkiye başta olmak üzere Avrupa ülkelerini kasıp kavuran
göçmen dalgası ve terör, Suriye kaynaklı. Türkiye’nin göç ve IŞİDle mücadelesini yeterli görmeyenler
in kendi sorumluluklarını neden yerine getirmedikleri ayrı soru. Örneğin İngiltere Başbakanı David Cameron, “Türkiye’nin DAEŞ’i Suriye’den defetmeye yönel ik yeterli mücadeleyi vermediğini iddia etmek haksızlık olur” derken, İngiliz Financial Times gazetesi Güneydoğu’daki çatışmaları gündemine taşıdı ve ‘Türk ordusu, Kürtlerle barış görüşmeleri çöktükten sonra şehirde sokak çatışmalarına saplandı’ başlıklı b
ir haber yayınladı. Bununla kalmadı, Sultanahmet’te 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan intihar saldırısına geniş yer ayıran İngiltere basınındaki yorumlarda “Türkiye’nin IŞİD tehdidi yerine PKK’ya karşı operasyonlara odaklanmasının istihbarat zaafiyeti yarattığı” tezi öne çıktı. Sultanahmet saldır ısının şifreleri iki önemli ayrıntı da gizli. Sultanahmet Meydanı’ndaki Dikilitaş’a (Thutmosis Obeliski) ve halk arasında Alman çeşmesi olarak bilinen
Alman İmparatoru II. Wilhelm ‘in II. Abdulhamid’e ve İstanbul’a hediyesi olan, Almanya’da yapılıp 1901’de İstanbul’daki yerine monte edilen çeşmenin yanında Almanların çoğunlukta olduğu turist kafilesine yönelik saldırının Türkiye’nin Batı ile işbirliğine zarar verme, AB ile varılan anlaşmaları zora sokma hedefi güttüğü söylenebilir. Alman turistlerin hedef seçilmesi , Almanya’nın Ortadoğu politikalarında Türkiye’ye verdiği desteğe karşı bir terör odaklı bir mesaj olduğu yorumunda bulunmakta mümkün. Nitekim Almanlarında bu görüşte olduğu Frankfurter Allgemeine Zeitung’un konuya ilişkin yorumundan anlaşılıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung; İstanbul Sultanahmet’teki saldırının Türkiye ve Almanya olmak üzere iki hedefi olduğunu, Alman Tornado keşif uçaklarının görevine başlamasından 4 gün sonra İstanbul’da bir grup Alman turistin öldürül mesinin bir tesadüf olamayacağını, çünkü IŞİD mevzileri üzerinde dolaşan Tornado uçaklarının
İncirlik Hava Üssü’nden kalktığını belirtiyor. Şimdi sorulması gereken soru bu eylemin arkasında kim var ve neden bu terör eylemi yapıldı? Türkiye bu eylemi uzun
zamandır bekliyordu. IŞİD, Türkçe yayımladığı Konstantiniyye dergisinin Aralık
sayısında Türkiye’yi açıkça tehdit etmiş, İstanbul’u fethedip şeriat yönetimi kurma hedefini açıklamıştı.
İstanbul’daki canlı bomba saldırısından önce MİT’in tüm güvenlik biriml
erini, IŞİD saldırısı konusunda uyardığı ortaya çıktı. Uyarı yazılarında, “Terör örgütü DEAŞ’ın (IŞİD),
Türkiye’de yaşayan gayrimüslimlere, yabancı uyruklu kişilere, turizm bölgelerine, yabancı ziyaretçilerin yoğun bulunduğu veya ziyaret ettiği noktalara veya ilgili ülkelerin büyükelçilik ve konsolosluklarına, ülke içindeki NATO noktalarına canlı bomba eylem leri planladığı söz konusu eylemcilerin Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine de geçiş yapabilecekleri de” vurgulandı. Bence uyarı önemli çünkü IŞİD’in eylem rotasında Avrupa
başkentleri var. IŞİD’in, Batılı ülkelerde gizlenen militanlarının güvenlik güçlerinin dik
katini çekmemek için yapmaları gerekenleri ‘Yalnız Kurt Mücahitler için Güvenlik Yönergesi’ kitapçığında anlatt
ığı ortaya çıktı. Sultanahmet i ntihar bombacısının IŞİD mensubu olduğunu Türk yetkililer açıkladı. IŞİD’in eylemi
üstlendiğine dair bir açıklama daha yapılmadı. Eylemin gerçekleştirildiği gün
, Antalya’da 3 Rus vatandaşının IŞİD ile bağlantıları olduğu gerekçesiyle tutuklandığı bilgisini Rusya’nın Antalya
Konsolosluğu doğruladı. İlginç olan bir başka konu ise, IŞİD mensuplarının kullandığı iletişim yazılımının
Rus orjinli olması. IŞİD militanlarının büyük bir kısmı Rus programcı
Pavel Durov’un geliştirdiği “Telegram” isimli, kırılması zor şifreli SMS ve sosyal medya uygulamasını kullanıyor.
Neden Sultanahmet sonrası Türk ordusunun Suriye seferi şart oldu! Suriye’de ABD destekli PYD’nin
Türkiye’nin kırmızıçizgi ilan ettiği Fırat’ın batısına yönelik hareketleri “kırmızı çizgi ihlali” kapsamında. Fırat’ın batısında Suriye’nin Halep iline bağlı Cerablus kenti bulunuyor ve Esed Gölü’nün kuzeyinde
bulunan kentin rakımı 367 metre. Türkiye-Suriye sınırında yer alan Cerablus’un nüfusunun 25 bin ci
varında olduğu tahmin ediliyor. Cerablus 18 Ocak 2014’ten bu yana IŞİD’in elinde. IŞİD açısından Kentin stratejik önemi büyük Cerablus’un elinde tutan IŞİD, fiili başkenti olan Rakka’yı koruyabildiği gibi Halep civarındaki savunması için lojistik desteğini sürdürebiliyor. Cerablusa yrıca, örgüte katılmak için yola çıkan yabancı savaşçıların
da toplanma merkezi. Suriyeli Kürtler bugün tahmini olarak 25 bin kişilik bir askeri güçle Cerablus’un
kapısında bekliyor. Cerablus alınırsa, IŞİD’in Suriye’deki başkenti Rakka’ya saldırı düzenleme
leri mümkün olacak. Cerablus’un alınması, Esad güçleri ve onlara destek veren Rusya için de önemli. Rakka düşerse,
Kürt güçlerinin desteği ile Baas ordusunun Halep’i geri alması kolaylaşabilir. Ama YPG Cerablus’a
saldıramıyor. Çünkü Türkiye’den çekiniyor. Suriye’de Rusya, Esad’a karşı savaşan diğer İslamcı örgütleri,
Türkiye ise Kürtleri vuruyor gibi görüntü oluşsa da b unun bir yanıl sama olabileceği göz ardı edilmemeli. Sultanahmet sonrası Türk ordusunun Suriye seferi nin şart olduğunu en net ifade eden M HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “IŞİD tarafından yapıldığı anlaşılan kanlı saldırının çok ağır cevabı verilmeli” açıklamasında bulundu. Muhalefetin bu çağrısı hiç şüphesiz Hükümetin Suriye politikasının belirlenmesinde etkili olacaktır. Almanya ve yörüngesindeki batılı devletlerin Türkiye’nin taleplerine daha sıcak bakacakları da bir gerçek. Ancak bir husus var ki sizinle paylaşm adan geçemeyeceğim. Biliyorsunuz Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler düzelme sürecinde. İsrail ’in
Türkiye’nin bölgedeki varlığından rahatsızlık duymadığı söylenebilir. İsrail gibi, dünya finans sistemini kontrol eden Yahudi camiasının desteğini almış b ir ülkenin Türkiye’nin yanında yer alması önemli bir gelişme. Lakin Amerika’nın bu yakınlaşmadan rahatsız olduğu ortada. Bugüne kadar kılını kıpırdatmayan Üç Amerikalı ve bir Belçikalı’nın 2010 yılında Gazze’ye yönelik ablukayı aşıp yardım götürmeye çalışırken İsrail komandoları tarafından yapılan baskında yaralanmaları nedeniyle bir Amerikan federal mahkemesine başvurarak İsrail hükümetini dava et melerine ne demeli? Aklınız neredeydi ?
Ömür çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir