KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Siyasallaşan İstihbaratın ve Mutaassıplaşan Ulusal Güvenlik Anlayışının Yetersizliği Örneği: Kasım Süleymani Suikasti

Siyasallaşan İstihbaratın ve Mutaassıplaşan Ulusal Güvenlik Anlayışının Yetersizliği Örneği: Kasım Süleymani Suikasti

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
279 0

Kuzey Atlantikçiliğin sorgulandığı bir dönemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) güçlerinin Bağdat’ta İranlı General Kasım Süleymani’yi imha etmesi; politikaları, kişileri ve eylemleri yaratmak, kontrol etmek ve bir gelişmeye sebep olmak anlamı içeren “proaktif” devlet davranış örneği olarak görülebilir. “Haydut devlet” kavramının ne doğrultuda oturtulduğunun tam olarak anlaşılamadığı bir “dünya kimliği” ve “devletlerarası sistem” ortamında, ideolojik muharebe alanları yeniden belirmeye başladı. Dünya sisteminde krizler tipolojisine girebilme bağlamında son zamanların en bariz örneği sayılabilecek “Süleymani suikast eylemi”, siyasallaşan istihbarat ve mutaassıplaşan ulusal güvenlik anlayışının da zafiyeti örneği olarak düşünülebilir. İran Milli Güvenlik Konseyi’nin “racon”una ve Beyaz Saray’ın itidaline rağmen, Pentagon’un “muharebeye müteyakkız” olması, “dehşet dengesi”ni kurmakta ve çokanlamlılık içerisinde gerilimi tırmandırmaktadır. Katastrofik bölgesel savaşın etkilerinden kaçınmak için, Trump’ın “savaşı başlatmak için değil; durdurmak için bunu yaptık” demeci ve İran tarafından yükselen “uygun zaman ve mekânda karşılık vereceğiz” söylemlerinin; “katilin başsağlığı mesajı” ve “maktul yakınlarının protestosu” olmaktan ve sınırlı bir jargonu ihtiva etmekten öteye geçemeyeceği yorumlanabilir. Karşılıklı mütekabiliyet ise sınırlandırılabilir. Çünkü ortada en önemli adamlarından birini koruyamamış; muhtemel suikaste yönelik önem alamamış ve dahi tahmin/uyarı istihbaratının yürütülemediğinin delili bir durum bulunmaktadır. 1980’lerdeki İran-Irak savaşından günümüze kadar İran’ın Ortadoğu’daki güvenlik politikalarının şekillendirilmesinde önemli ve kilit rol oynayan Kasım Süleymani’nin, İran Devrim Muhafızları Örgütü’nün ABD tarafından “terörist” olarak tanımlanmasına rağmen, İran İslam Cumhuriyeti devleti tarafından ya “gözden çıkarılmış olması” ya da “Mehdi beklentisi”ne münhasıran, “Mehdi’ye ortam hazırlamak için” “büyük feda” olarak seçildiği düşünülmektedir. İstihbaratta siyasallaşma örneğinin en bariz kurumsal prototipi olan İran İstihbarat Bakanlığı (VEVAK) ve “velayet-i fakih” etkisindeki İran Milli Güvenlik Konseyi, bu eylem bağlamı üzerinden ayrıca ve etraflıca bir araştırma konusu olmaya namzettir. Bu vesileyle, İran istihbaratının “tehdit değerlendirme” ve “uyarı/tahmin istihbaratı” yöntemlerini sistematik olarak kullanıp kullanmadığı ya da Kasım Süleymani gibi günün birinde “kolay feda edilebilir figürlerle” Ortadoğu’da “racon dengesi” mi kurduğu anlaşılabilecektir.
Muhammet Mağat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir