Frank Schwabe’nin bu düşüncelerini öğrendiğimde ilk başta bunun adımızın anılmasını istemeyen şuluklardan birinin görüşü olduğunu düşündüm. Sonra baktım ki hayır, bu Alman milletvekilinin kendi görüşü. Ama “Herkesi doyurup içeceğini zannediyor, yarısı cebine para koyup gönderiyor” cümlesini okumamak beni üzdü. Çünkü süreç sonuna kadar anlatılmadı.
Ana tamamlanmamış kısım
“Economist” dergisinin başkanı Ali Kerimli’nin yazısı ile başlayan süreç, uluslararası medyanın neredeyse ana gündemi haline geldi. Guardian, Washington Post, New York Times gibi yayınlar Azerbaycan hükümetinin insan hakları konusundaki tutumunu yazmaya başladı. Bu yazıların önemi nedir? Bu yazıyı yazmadan biraz önce, yani 24. yılın 11. ayının 3. günü akşamı ciddi bir aydınımız neden bu kadar yazı ve medya kampanyası var diye sordu? Aliyev’den ne istiyorlar ve bu “neyi” neden istiyorlar?
Evet, ilk yarım kalan kısım bu tür soruların hala var olduğu ve sorulmakta olduğudur. Bu nedenle hükümet COP29’u uluslararası bir zirve olarak değerlendirdi. Ancak şu anda BM’den daha ciddi olan format COP formatıdır. Uluslararası medyanın Azerbaycan hükümetine yönelik baskıları çok basit bir mantığa dayanıyor. Ülkesinin aydınlarına, siyasetçilerine, gazetecilerine iftira atıp onları hapseden bir siyasi rejim, nasıl olur da iki kolu felçli Famil Halilov’u uyuşturucu satıcısı diye hapseder ve 70 günü aşkın süredir süren açlık grevini görmezden gelir? , çünkü kutup ayılarına göre heyecanlanabiliyor mu? Buna inanmak çok zor çünkü herkes yeşil hareketin insan özgürlüğünün ve düşüncesinin ulaştığı son noktayı ifade ettiğini biliyor. Yani liberal düşüncenin zirvesine. Orada eleştirilere göre insanın neredeyse tüm ömrünü cezaevinde geçirmesi gerekmiyor. Mesela ilginç, Nazım Beydamirli ya da Soyudlu olayları nedeniyle tutuklanan köy sakinleri serbest bırakılmadan bu tedbir nasıl meşru olacak? Dünyanın çevre aktivistleri gelip Bakü’deki meslektaşlarıyla birleşerek Hazar Denizi’nin akaryakıtta boğulmasını protesto edecekler mi? Uluslararası medya bu soruları sorarken neden dürüst değil? Üstelik bu soruların cevapları acı sahneler ise neden bazı medya kuruluşlarının sorusunda samimiyet arayalım? Bana göre niyet ne olursa olsun önümüze yutturduğumuz soruları gündeme getiren gerçekleri değil, gerçekleri değiştirmeliyiz. Sopayla değil. İlham Aliyev tüm bu soruların ortasında ne yapacağını biliyor mu? Sanırım şu anda teknik bilgiyi göreceğiz.
Seymur Hezi