ABD küresel ölçekte dünya genelinde askeri, ekonomik ve sosyokültürel ve sosyo-psikolojik operasyon kabiliyetine sahip bir ülkedir.
Devlet sisteminde kurduğu ana strateji dünyada sorunların ana kaynağı, kurgulayan, yöneten ve politik hamlelerle coğrafi bölgelerde demografik değişimi hedefleyen bir yapıya sahip.
Bunu askeri ve ekonomik güç olarak yapmıyor. Kurduğu ve çok yüksek finans sağladığı düşünce kuruluşları aracılığı ile sosyolojik, psikolojik , Antropolojik ve sosyo-psikolojik tezlerle birlikte ele alıyor.
ABD’ in dünya Jandarmalığı tezinin ana kaynağı güç değildir, bilimdir. Çünkü sorunlarla muhatap olan insanlar toplum olgusunu ve halk kitlesini oluşturan temel ögelerdir. Bu manada bir den çok uygulamaya sahip. Sosyo-psikolojik ve sosyokültürel analizleri de sadece saha araştırması veya yerinde akademik inceleme ile tertip etmiyor.
Bu alanda gelişen ve değişen süreçlerde elde ettiği bilgileri kendi kurumsal devlet çatısı altında cia ve Pentagon bünyesinde özel birimlerle son şekli veriyor. Bu birimlerde insan dışı uygulamalar ön plana çıkıyor. Hz. Musa ve Hz. Süleyman dönemi bu birimler için temel başlangıç olarak ele alınıyor. Çünkü bu birimler metafizik, kabala, simya ya da toplum nezdinde bilinen adıyla sihir, büyü, serap, nazar vb. adlarla ele alınan görünmeyen ama var olan insan dışı varlıklarla yürütüyor. Bu yüzden dünya genelinde her türlü bilgi ağına sahip.
Diğer dünya devletleri ABD tarafından çıkartılan krizle mücadele ederken hem mücadele ettiği ABD hem de çözümün ortağı olarak uzlaşmak istenilen güç ABD oluyor. Sorunun sahibi olan aynı zamanda çözümün ortağı olduğu için koşulsuz muhatap kabul edilmek zorunda hissediliyor.
ABD toplumları havadan sıkılan spreylerle birlikte ve aynı zamanda 5G online erişim ağı ekseninde frekans dalgalarıyla topluma sirayet ediyor. Bunu yaparken metafizik, kabala, simya vb. uygulamaları aynı zamanda teknolojik değişim ve dönüşüm ile entegre edecek düzeye geldiler.
Bugün aklınızdan size ait olmayan ama sizin düşünceniz gibi olan bilinç altı fikirler birer erişimsiz ve kablosuz iletişime frekans olarak sizlere yüklenebiliyor. Teknolojinin günden güne artıyor olması özellikle telefon icadının ilk keşfinden sonra bir askeri iletişim aracı olurken bir anda dünyaya servis edilmesi, görüntülü ve akıllı uygulamalarla bir çok işlemin online olarak yapılması hayatı kolaylaştırırken aynı zamanda insan zihnini tesir altına almaya başladı.
Bugün bütün sosyal medya uygulamaları neden ücretsiz dünya geneline sunuluyor? Bu sistemin sahipleri bedava bu hizmeti neden sunuyor? Çünkü erişim evresinde tüm enformasyon trafiği bu uygulamalar sayesinde ilerliyor. Yani tüm dünyadan anında haberdar olabiliyor. Nitekim hedef gördüğü kişi, grup kitlesi için en doğru bilgi erişime, içinde bulunduğu sürece ve sorunlara sanki tanık gibi erişebiliyor. Bu da zihinsel manada kişi ve toplumların nasıl bir sosyo-psikolojik süreçte olduğunun analizini ortaya koyarak buna mukabil sosyokültürel hamlelerle önleyici, caydırıcı vb. Politikalara zemin hazırlıyor.
Metafiziksel güçlendirilme ile bir dalga frekansı sendikal eylemde olan binlerce kalabalığı üç dakika içerisinde dağıtabilir bir hale geldi. Kulaktan giren frekans bir böcek gibi beyne sirayet ederken aynı zamanda beyin loblarına ve sinir sistemine sirayet edebiliyor. Bu sürece maruz kalan bir kişinin zihinsel olarak kendine gelmesi 48 saat alıyor.
ABD adına özgürlük getiriyorum diyerek girdiği Afganistan, Irak ve son olarak Suriye’deki süreçler ele alındığı zaman düzenli ordudan paralı askerlere, milis gruplardan yağmacı oluşumlara varıncaya kadar ne oldu da aynı anda silah bıraktı, sükunete çekildi ve bir anda ortalık buhar oldu?
İşte buraya tamda olarak metafiziksel ve kabala uygulaması ile geliştirilen negatif enerjilerin uygulamaları ve havadan sıkılan spreylerle birlikte toplumlara servis edilen frekans dalgalarıyla gerçekleşmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu konuda çok hassas bir çözüm stratejisi kurması önem teşkil ediyor. ABD, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Çin ve İran metafiziksel enerji katmanlarını birer askeri birim ve enformasyon ağını olarak kullanır. Hedef gördüğü kişi veya gruba ilk karşı hamle metafiziksel dalgalarla servis edilir.
Bugün bu dijital uygulamalarla daha etkin bir şekilde seyir alıyor.
Gezi parkı eylemleri aslında bu oluşuma yön verenler için psikolojik test olarak da ele alındığı gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Özellikle günümüz karanlık Ortaçağ’ dan daha karanlık bir evreye sevk edildik. Her tarafta, sihirci, büyücü, muskacı, bioenerji, tarotcu vb. artarken burada ele alınan uygulamaların birer metafizik enerjisi olduğu ve kabalist yaşadıkların toplumun ruhsal, zihinsel ve fikirsel yapısını ele aldığını unutmamak gerekiyor.
Ayrıca sosyal medya ile bu alanda iştirak eden kişi ve grupların milyonlarca kişiye ulaştığı günümüzde kayıt dışı gelir sürecinin ve aynı zamanda ciddi manada para aklama evresinin zemini hızla gelişiyor.
Kişiler, gruplar ve toplumsal kaos metafizik ve kabala uygulamalarının bilinç altına sosyal medya aracılığı ile sirayet etmesi nihai olarak sağlandıktan sonra frekans dalgalarıyla uygulama evresine geçildiğinde karışan toplum düzeni, ayrılan aileler, bozulan düzenli ordu, sarsılan kamu düzeni devlet otoritesinin nihai varlık felsefesi olan “Kendisini korumak ve geleceğe doğru bir strateji ile aktarmak” hedefi tehlike altına girmiş durumdadır. Bunun en belirgin uygulaması Balkanlarda kurulan Bektaşi devletleşme süreciyle seyir aldı. FETÖ-PDY örgütüne yön veren güç ideolojik düşünce merkezinden çıkarak boş zihin halkası ile toplumu deist düşünceye sevk ederek algıda oluşan nedensellik sürecini metafiziksel uygulamalarla frekans dalgalarıyla kendi istediği doktrin düşüncesini sanki bireysel fikir gibi anlaşıldığı günlere sevk ederek. Agenda 2030 a doğru yol alırken bu tez hızla güç kazaniyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu konuya en üst mekanizma olan Milli güvenlik Kurulu ve milli istihbarat stratejisi evresinde ve askeri politikalar açısından ele alarak konuyu hassas bir şekilde incelenmesi önem teşkil eden bir adımdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en profesyonel orduları arasında yer almaktadır. Jeo-stratejik konumu gereği 21. yüzyılın denge merkezi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusunu ve milletini hatta kendisini bu zararlı faaliyetlerden korumak için önleyici tedbirleri kurumsal bir yapı altında ve teşkilatlanmış bir eksen doğrultusunda uygulamaya alması milli güvenlik politikaları açısından önem teşkil ediyor.
SERDAR BOZDOĞAN
Stratejist