Türkiye, büyük bir seçim sürecinden çıktı. Halkın takdiri bir kez daha mevcut hükümete ve Cumhur İttifakına göreve devam demiştir.
Bu minvalde bir adım atarken elbette halkın da büyük beklentisi mevcut: halk müreffeh yaşam seviyesinin korunması ve güçlenmesini beklemektedir.
İş gücünün artırılması, istihdam da duraklama olmaması, yerli ve milli üretim artarken maddi gelirlerin halk nezdinde kazanıma dönüşmesi beklenmektedir.
Seçimden hemen sonra sigaraya yapılan zam tepki çekmekle birlikte zam yapılması içilme oranını düşürmemektedir. Sigara vb. tütün içimini bıraktırmak amacıyla başka formüller bulunması gereklidir. Esnafların vergi sistemine karşı şeffaf bir doku içinde yol alması arzu edilmektedir.
Bahsedilen mevcut sorunlar için yeni Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in hızlı bir şekilde çözüm oluşturmalıdır. Tüm bu zorlu süreçlerde halkın en çok etkilendiği, en çok sitem ettiği ve hükumet politikaları ile çözümü beklenen konular bulunmaktadır.
Günümüzde Türkiye’deki ekonomik anlamda iç krizin artmasında ara unsur olan 3 saç ayağı vardır. Bu saç ayakları kontrol edilemediği için ana unsur sorunların çözümüne büyük ölçüde engeller oluşturmaya devam etmektedir.
Birinci unsur “sahibinden.com”, “arabam.com” vb. online satış sitelerinin pazar hakimiyetini olumsuz bir şekilde etkiliyor olmasıdır. Bugün 1994 model Tipo marka araç 150.000 TL’ye satışa çıktığında birden fazla şahsın kendi isteklerine göre zincirleme bir şekilde fiyatları online olarak artırması genel manada tüm ülkede fiyat artışına neden olmaktadır.
İkinci unsur olarak sığınmacı veya mülteci konularını bazı siyasi partilerin, sistemi seçim öncesinde tıkamak için başlattığı propaganda süreci ardından emlak sektörü olumsuz bir şekilde fiyat artışına gitmiştir. 6 Şubat 2023 yılındaki deprem ardından bu süreç dahada genele yayılmıştır. Bugün büyükşehirlerde uygun fiyatlı bir kiralık ev bulmak iki sene öncesinin villa kirası ile eş değer duruma gelmiştir.
İkinci unsur olarak gıda ürünlerinde artan fiyat artışı toplum nezdinde büyük bir zorlu süreci beraberinde getirmiş, vatandaş gıda ürünlerini temin ederken artık en az seviyede almaya başlamıştır.
Enflasyon değerlerine bakıldığında bu üç ana unsur maddi ve manevi olarak kazanç ve yaşam seviyelerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Dolayısıyla vatandaşın ülke genelinde refah seviyesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Nitekim oluşan maddi zorluklarla birlikte toplumsal olarak sosyal etkinlikler azalmış, alım-satımlar arasında dengeler değişmiş, stok uygulaması günden güne artar duruma gelmiştir.
Bu süreçte orta sınıf esnaf ile Kobiler büyük zorluklar ile karşı karşıya kalmış, bankalar para politikalarını dengelemek için kredi sistemlerini kısıtlamıştır.
Sanayi, savunma, havacılık, uzay, makina, tekstil, gıda, akaryakıt vb. birçok ithalat ve ihracat kapsamındaki ara ürünlerin yurtdışından döviz üzerinden temin edilmesi sebebiyle ödeme koşullarında oluşan zorluklar günden güne artış göstermektedir.
Diğer yandan ülkemizde terörle mücadele hat safhada devam etmektedir.
Düzensiz göçün kontrolü için büyük çalışmalar sarf edilmektedir. Bölgede ve kıta genelinde savaşların sulh ile barışa dönüşmesi için gayretler devam etmektedir. Enerji politikalarında son derece hassas stratejiler uygulanmaktadır.
İçinden geçtiğimiz seçim sürecinde Cumhur İttifakı olarak 13. Cumhurbaşkanımız hükumetini başarılı kişilerden seçerek özverili bir şekilde çalışmaya başladı. Tüm sorunların çözümü için gayret ederken sistemsel bir şekilde bakıldığında küçük ölçüde görüldüğü için üzerine durduğumuz üç ana unsur için devletimizin güvenlik gereği denge politikası oluşturup fiyatları sabitlemesi önem teşkil etmektedir.
Bütün bu maddi sorunlar ardından iflas eden şirketler, Kobiler, küçük esnaf yerini kayıt dışı çalışan, merdiven altı üretimin artması ve karaborsacılık artma ihtimali olabilir.
Aile dengelerinin sarıldığı, gelecek kaygılarının günden güne arttığı, babanın yarına haiz dertlerini düşündüğü bir evrede annenin eşinden şüpheye düştüğü, çocukların marka merakının alışverişten etkilendiği sürece kontrol olunamadığı fakat televizyon dizilerinde villa ve malikanelerde geçen lüks hayatın bilinç altına işlendiği bir süreçten geçmekteyiz.
Tüm sorunların genelinde bahsedilen üç ara unsurun, ana unsurları etkilemesi ardından icra ve haciz süreçleri günden güne artmış olmasına binaen icra ve hacizde devletimizin bir kolaylık sağlaması gerekmektedir.
Borçlunun borcunun bir kısmına kefil olunarak: alacaklı tarafın da mağdur durumuna düşerek başkalarına borçlanması engellenmelidir. Tüm sorunlar için güçlü bir stratejik planlama tasarlanmalıdır.
Memurların, işçilerin, işletmelerin, depremzede olan vatandaşlarımızın maddi sorunlarının kolaylaştırılmasıyla tüm büyük sorunların çözümü için hazır hale gelinecektir. Aksi takdirde küçük sorunlar çözülmeden büyük başarılar elde etmekte zorlanılacaktır.
Ülkemizin istikrarı ve milletimizin müreffeh seviyesini kazanıma dönüştürmek için topyekûn gayret sarf etmemiz gereklidir.
Serdar Bozdoğan
Stratejist