Ülkemizde 6 Şubat 2023 günü meydana gelen deprem afeti ardından devletimiz ve milletimiz bir bütünlük içerisinde yaraların sarılmasına, enkaz altında kalan vatandaşlarımızın kurtarılmasına yönelik büyük mücadeleler sarf etmektedir.
Nitekim tüm yoğunluğumuzu afet bölgesini yönettiğimiz bir süreçte deprem konusuna yönelik yarına ve yarından sonrasına yönelik olabilecek gelişmeler üzere istişareler eşliğinde teoriler geliştirmeliyiz.
Bunların başında Türkiye’nin coğrafi konumu gereği içinde bulunduğu koşul ve konjektörün neler olduğu hassas bir şekilde ele alınmalıdır.
Daha önce benzeri görülmemiş bir deprem türü ile karşı karşıyayız. Halen artçı sistem ile süreç devam ediyor. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin özellikle Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesine kapsamlı bir analiz süreciyle konuya hakim olmalıyız.
Depremlerin artçı bir şekilde devam ediyor olması önem teşkil eden bir bilimsel gelişme olarak ele alınmalıdır. Özellikle kıyı şehri ve tatil bölgesi olan Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde denizlerin hakimiyet stratejisi üzere adım artarken olası bir yeni afet ve denizin taşma olasılığı üzere durulmalıdır.
Yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları vakit geçmeden bu konuda güçlü stratejiler ile desteklenmeli ve olası bir olumsuz sürece karşı önleyici tedbirler şimdiden alınmalıdır.
Bu hususta vatandaşlar önceden bilgilendirilmesi için tüm gerekli tedbirler hassasiyetle gözden geçirilmelidir.
Diğer taraftan afet yönetimi alanında tüm ülke genelini kapsayacak şekilde öğretici bir metot ekseninde güçlü planlamalar tertip edilmelidir.
Hali hazırda süren depremzedeleri kurtarma çalışmaları diğer illerden takviye edilen ekiplerle güçlendirilmelidir. OHAL kapsamında tüm büyük şirketlerin hafriyat araç ve ekipleri Cumhurbaşkanı emri ile kanun nezdinde olay mahallerine sevk edilmesi sağlanmalıdır.
Ülkemizde birlik ve dirliği temin edecek adımlarla yol alırken deprem bölgelerinde yağma, bilgi kirliliği veya sosyal medya aracılığı ile olası kara-propaganda süreçleri hassas bir şekilde önlenmelidir.
Belediye yöneticileri, il ve ilçe kamu amirleri kriz sürecine yönelik çalışmalara hız verirken iletişim unsurlarının güçlendirilmesi için iletişim şirketleri arızaların giderilmesini sağlayarak toplumun bir biri ile haberleşmesi için gayretleri artırmalıdır.
Acımız büyük olduğu kadar acıyı dindirecek devletimizin şefkat elide büyük olmalıdır.
Bu zorlu günler ileride zihinlerde çok büyük yer edinirken kim mücadele etti çözüm için herkes tarafından bilinen bir mutlak gerçek olarak görülecek ve anılacaktır.
Ülkemizin refahı ve milletimizin selameti için devletimizin her türlü gerekli tedbiri hızlı ve koordinasyon içerisinde yerine getirmesi için adım atmalıyız.
Serdar Bozdoğan
Stratejist
