21. Yüzyılda dünyanın en büyük sorunu düzensiz göçtür. Ekonomik sorunlar, konut sorunu, gıda sorunu, sınır güvenliği, demografik yapıların değişimi ve genel manada krizin ana merkezi “düzensiz göç”tür.
Nitekim yeni dünya düzeninde dengeler yeniden oluşurken suyu bulandırma taktiği düzensiz göçle başlamaktadır.
Düzensiz göçe maruz kalan insanlara değil: düzensiz göçün oluşmasına neden olanlara karşı, bir yaptırım ve diplomasi trafiğiyle karşı konulmalıdır. Daha sonra da düzensiz göçü önlemek adına göç edenlere dur denmeli ve bu konuda uluslararası zemin hazırlanmalıdır.
İklim değişikliği ve kuraklık günden güne artarken dünya genelinde göç hareketi daha yoğun bir şekilde artacaktır.
Bu nedenle yeni dünya düzeninde düzensiz göçün merkezi Türkiye’dir. Zira üç kıtanın birleştiği ve beş kıtanın buluştuğu ender bir coğrafya olan “Anadolu”, “Dünya’nın kalbi” konumundadır. Dolayısıyla Türkiye, düzensiz göç sürecine karşı çok kapsamlı ve milli güvenlik politikaları ekseninde sürece odaklanmalıdır.
Düzensiz göç; İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı nezdinde Göç Kurulu ile çok kapsamlı bir faaliyet alanına evrilmelidir.
İç Güvenlik Strateji Daire Başkanlığı bu konuyu ana gündem haline getirip çözüm odaklı politikalar tertip etmelidir. Düzensiz göç, kamu yönetimi açısından çalışma yükünü artıran bir konudur.
Düzensiz göç: Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İletişim Başkanlığı, Dış Politika ve Güvenlik Kurulu vb. kurum ve kuruluşların faaliyet alanlarını yoğun bir şekilde etkilemektedir.
Nitekim; Göç ve Türkiye diyerek yeni bir vizyon ve yeni bir stratejik konseptle birlikte konuya odaklanmalıyız.
Henüz daha da geç kalmadan sürecin farkında olarak yol almalıyız.
Türkiye, düzensiz göç sürecine hâkim olduğunda aynı zamanda üç kıtaya hâkim olacak ve beş kıtada etkin diplomasi ile karar verici bir merci haline gelecek. Bu başarılı süreç; Türkiye Yüzyılı’nın ayak sesleri olacaktır.
İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Strateji Daire Başkanlığı tarafından konunun son derece hassas bir şekilde incelenerek uzun vadeli stratejiler ile yol alınması için adım atılmalıdır.
2020 ile 2030 arasında meydana gelecek iklim değişikliği, kuraklık ve etnik çatışmalar sonrası meydana gelecek düzensiz göç için önleyici tedbirler çok önceden ciddi bir şekilde alınmalıdır.
Bu konuda; Avrupa Parlamentosu, NATO, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri ve en önemlisi BM harekete geçirilmelidir. Göç ve Türkiye en öncelikli konumuz olarak politika geliştirme aşamasında TBMM’nin öncelikleri konusu arasında yer almalıdır. Avrupa Parlamentosu ile çözülecek en öncelikli konu “Düzensiz Göç” tür.
TBMM nezdinde “Düzensiz Göçle Mücadele Komisyonu” kurulmalıdır. Ayrıca bu komisyon üniversiteler, strateji merkezleri ile kamu kurumlarından görüş, öneri ve tavsiyeler alarak konuya haiz geniş bir bilgi ağına sahip olmalıdır.
Kadın, Yaşlı, çocuk vb. kişilerin evrensel ölçüde insanı bir şekilde yaşaması için BM harekete geçmelidir.
Ayrıca 15 ve 40 yaş aralığında bulunan ailesiz ve birey olarak gruplar halinde ilerleyen Düzensiz göçün ileride birer terör malzemesi olmaması için erken adım atılmalıdır.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yabancı misyon temsilcileri dahil genel kabulünde bu ayrıntıya dikkat çeken Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederiz.
Serdar BOZDOĞAN
