KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. SELEN HAKBİLİR; CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE İSRAFLA MÜCADELE KONUSUNDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ETKİSİ NASIL ARTIRILMALIDIR?

SELEN HAKBİLİR; CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE İSRAFLA MÜCADELE KONUSUNDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ETKİSİ NASIL ARTIRILMALIDIR?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
17 0

İsrafla mücadele ülke, devlet ve millet olarak son derece üzerine durmamız gereken bir konudur. Sözlükte “haddi aşma, hata, cehalet, gaflet” gibi anlamlara gelen seref kökünden türetilmiş olan isrâf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder.

Kısacası elimizde bulunan imkanların kontrolsüz bir şekilde, plansız ve gelecek planı yapmadan savurmak anlamına gelir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde değişen ve gelişen süreçlere haiz israfla mücadele konusunda son derece hassas bir şekilde ilerlemeliyiz. Bu konuda son zamanlarda kamuda tasarruf tedbirleri olarak ele alınan konunun gerçek manada uygulanması gereken husus ülkemizde genel manada israfla mücadele olarak ele alınması olacaktır. Çünkü bu teoriye hem devlet kurumları hem de millet bütünlüğü içerisinde yaklaştığımız zaman daha kararlı ve daha doğru bir şekilde ilerlemiş olacağız.

Nitekim bu konuda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde israfla mücadele konusunda sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın en büyük destekçisi sivil toplum kuruluşları olacaktır.

Sivil toplum kuruluşlarının devletimizle bir bütünlük içerisinde konulara yönelmesi zaman ve masraf kaybını önlerken aynı zamanda devlet politikalarını millet nezdinde daha doğru, daha hızlı ve daha başarılı bir şekilde hayata geçmesine vesile olacaktır.

Devletimizin israfla mücadele politikasına yerel yönetimlerinde her hangi bir parti ayrımı yapmaksızın destek sunması evresinde yine en etkin güç sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu yüzden her ne yapacak olursak olalım masada tasarlanan plan her ne olursa olsun ülke geneline sirayet etmesi için sivil toplum kuruluşları destekleriyle hızlı bir şekilde başarıya ulaşacağı gerçeğini sistemin değişmez bir parçası olarak ele almak gerekiyor.

Nitekim Sivil toplum kuruluşları resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır. Bu yüzden tarihe baktığımızda sivil toplum kuruluşları bizler için çok önem teşkil etmektedir.

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Sivil Toplum Kuruluşları Koordinasyon Başkanlığı gibi bir birim kurulup akademik bir kadro eşliğinde din, dil, ırk, ten ve siyasi ayrım gözetmeksizin Türkiye’nin 21. Yüzyılda ‘‘Türkiye Yüzyılı’’ olması için mücadele edecek adımlar atılmalıdır.

SELEN HAKBİLİR
POLİTİKACI/MİMAR

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir