Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı ve başkomutanlığıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı da başkomutan olarak ülkemizi tüm iç ve dış tehditlerden korurken devletimizi, vatanımızı ve milletimizi müdafaa ve muhafaza etmekle mükelleftir. Nitekim Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hususta çok hassas bir çalışma politikası bulunurken bunu kurumsal dinamik doğrultuda ele almalıyız.
Dünya değişiyor ve gelişiyor. Her geçen gün sorunlar daha da artıyor. İklim değişikliği, kuraklık, düzensiz göç, dış dünyada gerçekleşen çatışma süreçleri ve sınır komşularımızdaki çatışma süreçleri her gün daha artarken ülkemizde en öncelikli adım sivil toplum bütünlüğü içerisinde devletimizin hedef politikasına farklı eksen ve düşüncelerde olmasına rağmen milli mücadele ruhu içinde bütünlükle destek olmaktır.
Cumhurbaşkanlığı nezdinde parti ve düşünce ayrımı yapmaksızın tüm ülke vatandaşlarının bir arada bulunması ülkemizde milli güvenlik politikalarının daha güçlü ve daha hızlı bir şekilde hayata geçmesine vesile olacaktır. Partiler üstü bir yapı varsa bu yalnızca sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu yüzden sivil toplum kuruluşlarının Cumhurbaşkanlığı nezdinde güçlü bir şekilde bir araya gelmesi, bir birlerini anlaması, dinlemesi ve sentez odaklı bir yaklaşım içerisinde seyir alması en doğru adım olacaktır.
Ülkemizde olası afet süreci, doğal olaylar, iklim değişikliği, kuraklık, ekonomik, sosyolojik, psikolojik gelişmelerde devlet ve millet bütünlüğünün hassas bir şekilde korunması önem teşkil etmektedir.
Devletimizin sivil toplum kuruluşları bakış açılarını bir havuzda toplayarak en doğru politikayı hayata geçirmesi politika yapıcılarının da işlerini kolaylaştıracaktır.
Ülkemizde değişen ve gelişen olaylar nedir? Önem teşkil eden politikalar nedir? Mevcut sorunlar nedir? Bu sorunların çözümünde nasıl bir yol izlenmelidir? Tüm bunların bir havuzda toplanıp sosyolojik açıdan bölgelere göre gerekli politikaların ele alınması için en verimli alan sivil toplum kuruluşlarıdır. Yalnızca sorunun tespitinde değil aynı zamanda sorunların çözümü için gayret edecek sivil güç merkezi sivil toplum kuruluşlarıdır.
Eğitim, kültür, sağlık, ilim, bilim, genel kültür, ticaret, teknoloji, bilişim, sanayi, uzay sanayi vb. bir çok alanda örgütlü bulunan sivil toplum kuruluşları Cumhurbaşkanlığı Sivil Toplum Kuruluşları Koordinasyon Başkanlığı gibi güçlü bir teşkilat yapısına sahip kurumsal bir yapıyla başarılı sonuçlara ulaşacaktır.
Bağımlılıkla mücadele, zararlı maddelerle mücadele, saygı ve sevgi değerlerinin korunması, sanat ve zanaat alanında güçlü ilerlemeler vb. bir çok konuda sivil toplum kuruluşları devletimizin çalışmalarını kolaylaştıracaktır.
Kültür, tanıtım ve turizm alanlarında ilerlerken aynı zamanda medeniyet değerlerimizin korunması için sivil toplum kuruluşlarının rolü çok büyüktür. Tüm bunların da ötesinde vatandaşlarımızı bilinçli, okur, yazar, çalışkan bir şekilde geleceğe taşımak için de en verimli yer sivil toplum kuruluşlarıdır. Kamu yönetimi ve sivil toplum kuruluşları arasında güçlü bir işbirliği eşliğinde Cumhurbaşkanlığı himayesinde bölgesel, il, ilçe, mahalle ve köye varıncaya kadar çok hassas çalışmalar hayata geçirilerek 21. Yüz yılın “Türkiye Yüzyılı” olması sağlanacaktır.
SELEN HAKBİLİR
POLİTİKACI/MİMAR
