​Bugün dış basında yer alan makalelerden yansıyan bilgilerde görülüyorki uzun bir aradan sonra ABD ve Birleşik Krallık yeniden uluslararası politikada oyun kurucu olarak yer almaya başlamıştır.
​Çünkü gerek Güney Çin Denizi ile ilgili Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Truss’ın Rusya ve Çin’e karşı Japonya, Avustralya, Hindistan, İsrail ve Endenozya’yı birlikte hareket etmeye çağıran girişimi gerekse Ukrayna krizi nedeniyle ABD Başkanı Bıden ile Birleşik Krallık Başbakanı Johnson’un birlikte ve organize bir tavır belirleme girişimleri gerçekten dikkate değer gelişmelerdir.
​Özellikle Ukrayna krizi ile ilgili Rusya’nın ABD’den yazılı olarak yanıt istediği;
​1- NATO’nun Doğu Avrupa’daki kuvvetlerinin azaltılması yada kaldırılması, ​​2- NATO’nun Rusya’ya doğru genişlememe garantisi,
​3- Ukrayna’nun NATO’ya alınmaması garantisinin verilmesi konusundaki restine ABD’den yazılı olarak 26 Ocak 2022 tarihinde yanıt geldi..
ABD’nin bu cevabı Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna’nın Pariste bir araya geldiği bir anda verildi.
Ayrıca ABD Başkanı Bıden ile İngiltere Başbakanı Johnson yaptıkları görüşmede; İngiltere ve ABD’nin Rusya’yı SWIFT uluslararası ödeme sisteminden bloke etmeyi görüştüklerini açıkladılar.
Yine ABD’nin 200 askeri personelinin Ukrayna’da askeri eğitim verdiği, Kiev dışındaki Boryspil Uluslararası Havaalanına ABD’den gelen 300 Javelin füzesi, omuzdan fırlatılan çok amaçlı saldırı silahları ve sığınak avcılarını boşaltıldığı basına yansıtıldı.
Enerji konusundaki ABD’nin girişimleride özellikle gözden kaçmamalıdır.
Tüm bunlar elbette önemli ve önümüzdeki süreçte uluslararası politikada yeniden ABD ve Birleşik Krallık ikilisinin belirleyici olacağının göstergesidir.
Tabi burada sorulması gereken soru?
Hangisi daha iyi.
Yani Rusya ve Çin gibi Doğu Despotizminin tipik temsilcilerinin etkili olduğu ve tahmin edilemeyen, kontrol edilemeyen güçlerin etkinliği mi?
Yoksa emperyalizmden-sömürgeciliğe, mandaterlikten-himayeye, küreselleşmeden-hegemonyaya dünyada emperyalizmin babası olarak tanınan Birleşik Krallık ve ABD ikilisi mi?
Yada üçüncü bir yol bulmak mümkün mü?
Şunu ifade edelimki ABD-Birleşik Krallık ikilisinden dünyanın çok çekmesine rağmen Çin ve Rusya gibi otoriter ve kontrol edilemez rejimlerin etkili hale gelmesi dünyada hiç bir zaman barışı ve huzuru yani mutluluğu inşa edemez.
Çünkü bu rejimler kendi insanlarına hali hazırda zaten acı çektirmektedirler.
Peki o zaman denilebilir.
Elbette Avrupa standartlarının belirleyici olacağı bir sistem kabul edilebilir bir sistemdir.
Umarım bu kriterleri yerine getirebilen toplumlar küresel ölçekte bir gün etkili olabilirler.
Kim bilir.
Selçuk Duman