Dün sabah Daşkesen’den Gence’ye indik, baklava aradık, bulamadık. Gence’nin baklavası meşhur ama hiçbir yerde satılmaz. Nevruz bayramında evlerde yapılır sadece. Ordan Mingeçevir’e geldik. Kür nehrinde kısa bir gezinti yapıp teknede çay içtik. Sonra kuzeye, tarihi Şeki şehrine geçtik. Şeki mutfağı piti adlı yemeği ile nam salmıştır. Aç olduğunuz zaman daha da lezzetli oluyormuş bu yemek. Elhak doğruymuş…
Şeki’nin baklavası meşhur bir de. Kadayıfın daha lezzetli çeşidi olan bu tatlıya baklava denmez orada, Şeki helvası denir. Başka yerde de yok zaten. Bu ismi tescillettiler mi bilmiyorum. Cevizden ve fındıktan yapılıyormuş. Cevizli olanı daha makbulmüş, ama bize findıklısı nasip oldu. Olsun, findıklısı böyleyse cevizlisi nasıldır kim bilir? Yiyenler bilir herhalde. Sırf cevizli Seki helvası yemek için bir daha gideceğim inşallah…
Şeki Gence’den daha küçük ama daha canlı, daha şen şakrak. Han evleri, kervansarayları, surları ve ünlülere ait ev müzeleriyle buram buram tarih kokuyor Şeki. Şeki sadece Azerbaycan’ın değil, aynı zamanda bütün Türk dünyasının tarihi dokuyu korumayı bilen şehirlerinin başında gelir. Geçen sene Türk dünyası başkenti ilan edilmesinin sebebi de bu olsa gerek.
Gence’nin havası, suyu güzel, Şeki’nin doğası… Şeki sırtını Kafkasya dağlarına yaslamış, tıpkı Bursa’nın sırtını Uludağ’a yaslaması gibi…
Şeki, minyatür Bursa’dır desem şairane bir teşbih yapmış olmam, bilakis gerçeği söylemiş olurum. İnanmıyorsanız gezin görün.
93 Harbi sırasında Osmanlıya hicret eden Şekililerin Bursa’da iskân ettirilmesinin sebebi acaba bu benzerlik mi? Olabilir. Benzerlik dolayısıyla Bursa’yı seçmiş olabilirler.
Bursa Şeki’nin sulu, Şeki Bursa’nın TOKI görmemiş hali…
Gezi kısa oldu maalesef. Yakında daha çok gezip daha fazla yazacağım ınşallah…

Bakü, Dağüstü Park.
Mehdi Genceli