Bugün Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2024 yılı küresel petrol talebi tahminini üst üste 3. kez düşürdü. Kuruluş günlük talep tahminini 903.000 varilden 862.000 varile çıkardı.
IEA, 2025 yılında petrol piyasasının arz fazlası riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor. Günlük ihtiyacın üzerinde 1 milyon varil petrolün piyasaya çıkması bekleniyor.
Böyle bir durumun ortaya çıkmasını hangi faktörler belirliyor?
Her şeyden önce elbette devasa Çin ekonomisindeki olumsuz eğilimler. Nedense Çin’den bahsederken birçok kişi, ülkenin hızlı büyüme döneminin sona erdiği ve bu yıl büyümenin yüzde 5’in altında kalmasının beklendiği 10-15 yıl önceki anıyı tekrarlamaya devam ediyor. (İlgi olursa Çin hakkında ayrıca yazabilirim.) Tabii Çin ekonomisi yavaşlarsa hammadde talebi de azalır, bu da fiyatları düşürür.
İkinci faktör ise OPEC+ formatının kendisini tüketmeye başlamasıdır. OPEC ülkeleri ekim ayında üretimi artırmaya başlayacaklardı ancak o gün petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş nedeniyle bunu 2 ay ertelediler. İlerleyen günlerde Ortadoğu’da yaşanan gerginlik ve İsrail’in İran’ın petrol altyapısına saldıracağı haberlerinin yayılması petrol fiyatlarını artırdı. Bugün ters yönde, yani İsrail’in şimdilik İran’ın enerji ve nükleer tesislerine saldırmayacağı yönünde bilgi yayıldı.
OPEC ülkeleri Aralık ayından itibaren üretimi artırmaya başlamalı. Suudi Arabistan, pazar payını kaybettiği için artık üretimi kısmaya devam etmek istemediğini açıkladı.
Üçüncü faktör ise ABD’de üretimin artmaya devam ederek 13,4 milyon varile ulaşmasıdır. (Trump’ın Biden döneminde ABD enerji sektörünün yok edildiği yönündeki iddiaları elbette doğru değil).
Düşen petrol fiyatları bir yandan iyi bir şey; çünkü Rusya’daki faşist-militarist rejimin kaynaklarını ciddi şekilde azaltacak ve saldırganlık savaşını sürdürmesini zorlaştıracak. Şu anda bile Rusya ekonomisindeki olumsuz eğilimler yoğunlaşıyor, ben değil, Rusya Merkez Bankası. (Bu arada Putin ülkede diktatörlük kurmuş olmasına rağmen Merkez Bankası’nın göreceli bağımsızlığına dokunmuyor ve oradaki uzmanlar bu konuda objektif raporlar hazırlayıp kamuoyuna ve medyaya açıklamalar yapabiliyor. Mesela bu Azerbaycan’da mümkün değildir). Rusya, MB’nin bir sonraki toplantısında faiz oranını yeniden artıracak. Mevcut yüzde 19’luk oranın yüzde 22’ye çıkarılması beklentisi var ancak iş dünyası başta olmak üzere bazı ekonomik konular buna karşı çıkıyor.
Elbette Putin rejimi durumu çok iyi bildiği için Ukrayna cephesinde “et saldırılarına” var gücüyle devam ediyor ve sayısız kayıpları göz ardı ederek Donbas’ta sinsi işgaline devam edebiliyor. Bir yıl süren yoğun saldırıların ardından Rusya, rezervlerinin azalması nedeniyle (700 bin kişilik orduyla saldırı başlatmıştı) Kuzey Kore’den yardım istedi. Shm. Kore’nin birkaç bin asker göndereceğine ya da halihazırda göndermiş olduğuna dair hâlâ doğrulanmamış raporlar var.
Petrol fiyatlarının olumsuz tarafı elbette bizim üzerimizde beklenen olumsuz etkilerle de alakalı. Ekonomimiz tamamen petrole bağımlı olmaya devam ediyor ve hükümetin doğal kaynakları satarak gelir elde etmeye dayalı bu eski modeli değiştirmeye niyeti yok. (Her türlü sistem değişikliği siyasi açıdan uygun görülmemektedir.) Azerbaycan petrol sektöründe de üretim azalması sorunu var ve eğer bu 2 süreç – fiyat düşüşü ve üretim düşüşü – aynı dönemde çakışırsa ve sürekli hale gelirse “ideal fırtına” meydana gelebilir…