KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Sadr hareketi İbadi hükümetini indirebilir

Sadr hareketi İbadi hükümetini indirebilir

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 11 dk okuma süresi
418 0

Sadr Hareketi İbadi hükümetini indirebilir!
ömür
Mevcut Irak yönetimi bir koalisyon hükümeti. Şiiler idarede birinci derecede söz sahibi. Ancak Irak Şiilerinin tek blok olduğu söylenemez. Irak Şiileri üzerinde İran’ın etkisi küçümsenemeyecek boyutta. Irak Şiileri ile İranlı Şiilerin ‘Taklid Mercii’ farklı. Iraklı Şiilerin en tanınmış ‘Taklid Merci’ Büyük Ayetullah Seyyid Ebul Kasım Hoi’dir. Ayetullah Hoi, Ruhullah Humeyni Bursa’ya sürgün edildiğinde, Birleşmiş Milletler ve etkili olabilecek Müslüman ülkelerine 70’den fazla telgraf göndererek itirazını dile getirmiş ve İran’ın dönem Başbakanı Huveyda’ya telgraf çekerek İmam Humeyni’nin sürgününün yasal olmadığını ve derhal İran’a getirilmesini talep etmişti.

Ayetullah Hoi, ömrünün son bir yılını Kufe’de sürgünde geçirdi ve 94 yaşında 1992’de öldü. Ayetullah Hoi’nin cenaze namazını Ayetullah Sistani kıldırdı. Hoi’nin rahlesinden yetişen din adamları İran İslam Devriminden tutunda Lübnan Hizbullah Partisinin kurulmasına kadar çok geniş bir coğrafyada Şii İslam hareketinin önderi olmuşlardır. Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali Sistani, Ayetullah Mirza Cevad Tebrizi, Ayetullah Muhammed Bakır es-Sadr, İmam Musa Sadr, Abdulkerim Musevi Erdebili, Muhammed El-Ticani ve Türkiye’den kamuoyunun yakından tanığı Höccet’ul İslam Hacı Şeyh Selahattin Özgündüz bu isimler arasında yer alıyor.

Hiç şüphesiz ki İslam Devriminin Irak’taki süreci, İran’dan daha farklı şekilde gerçekleştiğinden, Saddam döneminde İran’a destek amaçlı Şii ayaklanmalarının en kanlı şekilde bastırılması, Iraklı Şiilerin daha özelde Sadr Hareketi’nin ’İran kaynaklı proje ve planlara daha mesafeli durmalarının nedeni oldu. Şimdide ABD ve İran destekli İbadi (Abadi) Hükümetinin Irak’ı sürüklediği meçhul serüvenden rahatsızlar ve tepkilerini ortaya koymaktan çekinmiyorlar.
Çünkü ABD’nin kışkırttığı Abadi hükümeti, Musul çevresinde Başika’da konuşlanan Türk askeri birliğini hedef alan açıklamalar yapıyor. Sözde Musul’u IŞİD egemenliğinden kurtarmak için gönderilen Irak Ordusunu Türk askeri gücüne karşı baskı unsuru kullanarak Türkiye’yle çatışmayı göze alan bir politika izliyor. Tabiî ki Türkiye’de boş durmuyor, kadife yumruklarını asimetrik savaş için kullanıyor.
Irak’ta ABD işgaline karşı direnen Şii grup Mehdi Ordusu’nun lideri Mukteda El Sadr, Irak hükümetinin herhangi bir resmi unvanına sahip olmamasına rağmen ülkenin en etkili dini ve politik figürlerinden birisi. Çünkü bu konumu ailesinin ona bıraktığı siyasi ve manevi mirastan kaynaklanıyor. Mukteda El Sadr, Şii dini lideri Ayetullah Muhammet Sadık El Sadr’ın 4. oğlu ve Ayetullah Muhammet Bakır El Sadr’ın damadı. Muhammed Sadık es Sadr iki oğlu Mustafa ve Muammile ile birlikte Saddam Hüseyin’in emri ile 19 Şubat 1999’da düzenlenen suikast sonucu öldürülmüştü.. Bakır es Sadr Irak’ta 1980 yılında idam edilmişti. Mukteda Sadr’ın kuzeni Musa Sadr, İran-Lübnan temelli Emel hareketinin kurucusu olarak biliniyor.
Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda El Sadr, Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali el-Hüseyni el-Sistani’ye tabidir. Dolayısıyla El Sadr’ın çıkışlarının arka planındaki ismin Sistani olduğu söylenebilir. Ayetullah Sistani, Ayetullah Hoi’nin en seçkin öğrencisi kabul ediliyor. Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali el-Hüseyni el-Sistani günümüzde Irak ve dünya Şiîleri için önde gelen dini lideri. “Tevzih’il Mesail” isimli ilmihal kitabı ye tercüme edilmiş ve yayınlanmıştır. Kendi bölgesindeki Şiileri Sünni Müslümanlara yönelik terör ve tedhiş olaylarına karışmamaları hususunda uyarıları ile tanınan Sistani, Türkiye Başbakanları Erdoğan ve Davutoğlu tarafından ziyaret edilen bir isim.
Irak yönetimiyle yaşanan Başika krizinde, Ayetullah el-Uzma Seyyid Ali el-Hüseyni el-Sistani’nin, Irak Başbakan’ı Haydar İbadi’ye Musul’daki Türk askeri ile ilgili çağrıda bulunduğu ve Türk askerinin Musul’u kurtarma operasyonunda yer almasının önemli ve gerekli olduğunu belirttiği söylenmişti. Iraklı Şiilerin ruhani lideri Büyük Ayetullah Ali Sistani’nin, “ülkenin egemenliğini ihlal edenlere karşı müsamaha gösterilmemesi” için Bağdat hükümetine çağrısını sadece Başika ile irtibatlandıranlar da olmuştu.
Oysa en sadık adamlarından Mukteda El Sadr, Musul’da bulunan Türk askerleri konusunun siyasi diyalogla çözüleceğine inandıklarını belirtmişti. Sistani Irak’ta askeri uzmanları bulundurmayı sürdüren ABD yönetimi ve sözde IŞİDle mücadele kapsamında Irakta yeniden konuşlanmaya başlayan Avrupalı güçleri özellikle hedef almıştı. Ancak İbadi konuyu sadece Başika’daki Türk varlığı ile sınırlandırmayı tercih etti.
Krizin Irak gündemine oturmasından sonra bir araya gelen Irak İslam Yüksek Meclisi Başkanı Ammar Hekim ve Sadr Grubu Lideri Mukteda El Sadr siyaset ve güvenlik alanındaki son gelişmeleri ele aldılar ve Türk askerlerinin bir an evvel Irak topraklarını terk etmesi gerektiğine vurgu yaptılar. Bu görüşmenin ardından Irak İslami Yüksek Meclisi Başkanı Ammar Hekim geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı ile buluştu.
Ammar Hekim Türk Büyükelçiye Irak’ta cumhurbaşkanlık, meclis başkanlığı ve başbakanlık adayları sürecinin son bulması zaruretini hatırlattı. Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı da bu görüşmede Türkiye’nin iki ülke ilişkilerinin gelişmesinden ve Irak toprak bütünlüğü ve istikrarının korunmasından yana olduğunu bildirdi. Ammar Hekim ve Türkiye elçisi ayrıca Bağdat-Ankara ilişkilerinin gelişmesi yolları ve Irak ve bölge olaylarını ele alarak fikir teatisinde bulundular.
Geçtiğimiz hafta; Irak İslam Yüksek Meclisi Başkanı Ammar Hekim’inde destek verdiği Iraklı Şii lider Mukteda El Sadr, Irak’ın başkenti Bağdat’taki Tahrir meydanında toplanan yüzbinlerce sempatizanı ile protesto gösterisi düzenledi. Gösterilerde hükümetin yolsuzlukları protesto edilirken, Başbakan Haydar El İbadi’den halka taahhüt ettiği reformları derhal uygulaması istendi. Göstericilere seslenen Mukteda El Sadr, Başbakan Haydar El İbadi’ye bu reformları gerçekleştirmesi için 45 gün süre verdiklerini, aksi takdirde hükümete desteklerini çekeceklerini açıkladı. Sadr konuşmasında, “Bugün Yeşil bölgenin duvarlarının önündeyiz. Yarın halk içeri girecek ve yolsuz, adaletsizlerden haklarını geri alacak” uyarısında bulundu.
Sadr, Başbakan İbadi’ye söz verdiği reformları hayata geçirmemesi halinde ‘görevinin tehlikede’ olduğunu hatırlattı. ABD karşıtı sloganların atıldığı protesto gösterisinde konuşan Sadr, Ayetullah Ali Sistani’nin reformlara verdiği desteğe rağmen sürecin işletilmesinde başarısız olduğunu söylediği İbadi’ye sert sözlerle yüklendi: “Sistani’nin reformlara verdiği desteğe ve bizim reformlara başlanmasını onaylamamıza rağmen, İbadi gevşedi.” Dedi. Irak meclisi Sadr Grubu milletvekili Riyaz Hali Muftin, “Sadr’ın mesajı Kürt, Arap, Hristiyan, Müslüman, Sünni ve Şii tüm Irak halklarınadır. Irak’ın toprak bütünlüğü ve birliğimizi engelleyen tüm olumsuzluklar içindir. Bize göre, dış devletler, Irak’a baskı yaparak herşeyin kötüye gitmesine neden oluyor” açıklamasını yaptı..
Sadr Hareketinin Irak Başbakanı İbadi’yi dolayısıyla İran e ABD’yi hedef alan mitingine cevap gecikmedi. Başkent Bağdat’ın çevresinde gerçekleştirilen saldırılarda onlarca kişi yaşamını yitirdi. Şiilerin yoğun yaşadığı kentin Sadr City bölgesindeki IŞİD’in düzenlediği iddia edilen iki intihar saldırısında en az 70 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Ebu Gureyb ve Felluce’deki IŞİD saldırılarında da 30’dan fazla güvenlik görevlisi öldü. Şimdi benim anlayamadığım şu, Sadr Hareketine bağlı Şiiler, IŞİD’in defterini dürmek için ABD başkanlığındaki koalisyonla kayıtsız şartsız işbirliği yapan Irak Başbakanı Haydar İbadi’yi, ikaz ve ihtarlarına uymazsa 45 gün içerisinde devireceklerini söylüyor, IŞİD’de ABD koalisyonuyla birlikte üstlerine çullanmaya hazırlanan İbadiyi eleştiren Sadr’ın bölgesini vuruyor?

Sizce de bu işte bir gariplik yok mu? Sadr bölgesine yönelik intihar saldırısında ABD’nin tıpkı Türkiye’de olduğu gibi çanak tutması mümkün. Çünkü ABD, kukla İbadi yönetiminin işbaşında kalmasını çıkarları açısından gerekli görüyor. Hatta Bağdat yönetimini el altında tutabilmek için Irak Kürtlerinin bağımsızlık adımlarına engelliyor. Ama yazın bir tarafa ABD ne Erbil (Hewler) yönetimini ne de Sadr Hareketini durdurabilir? Kamuoyunun yakından tanıdığı Mukteda El Sadr, dediğini yapar ve İbadi’yi saklandığı duvarların arkasında bulur. Diğer bir gelişme de Erbil yönetiminin bağımsızlığını ilan etmesi olur.
Ömür Çelikdönnez Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir