KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Kuzey Kafkasya
  4. »
  5. Rusya’nın Kafkasyaya Yayılması

Rusya’nın Kafkasyaya Yayılması

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 6 dk okuma süresi
534 0

Rusya’nın Kafkasyaya Yayılması
ali,şahin
Köklü bir devlet geleneğine sahip Rusya Devleti günümüz Dünya siyasetinde aktif rol oynamaktadır. Sovyetlerin dağılması ile birlikte belli bir süre Dünya siyasetinden çekilen Rusya, özellikle 2009 yılından itibaren eski gücüne tekrardan kavuşmaya başladı.
1547 yılına kadar Ruslar Knezlikler halinde kendi aralarında mücadele etmekteydiler. Bu tarihe kadar bölgenin kontrolü Altınordu Devleti’nin elinde bulunmaktaydı. Bölgedeki siyasi istikrarı sağlıyor, Rusların güneye inmesine engel oluyordu. Timur’un Altınordu Devleti’nin mağlup edip yıkması üzerine bölgede siyasi otorite boşluğuna neden oldu. Bölgede Türk Hanlıkları ortaya çıktı. Bu hanlıklardan biri Kırım Hanlığı belli bir süre bu otorite boşluğunu doldurmaya çalışıyordu. Öte yandan ise Ruslar bölgede güçlenmeye başlamışdı. Kafkasya’da zulümlere başladılar. IV. İvan kendi Çarlığını ilan etmişti. İvan yaptığı zulümlerden dolayı Korkunç İvan lakabını almış, Altınordu Devleti’nin parçalanmasıyla oluşan Hanlıkları Rus topraklarına katarak büyük Rusya hedefleri doğrultusunda topraklarını genişletiyordu. İlk iş olarak stratejik bir nokta olan Kazan Hanlığını ele geçirdi, daha sonra ise Astrahan’ı Rus topraklarına kattı. Astrahan’ı alarak Hazar’a açılarak İpek yolu ticaretini de ele geçirmişti. 1555 yılında Moskova Knezliği, Rusları ve bölge halkını egemenli altına alarak siyasi birliğini sağlamıştı. Kadim bir millet olan Ruslar ilk olarak bu devirde siyasi teşekküllü bir devlet kurmuştu.
Bu süre zarfında Kafkasya’da iki Müslüman Türk Devleti Osmanlı-Safavi mücadelesi hüküm sürmekteydi. Ruslar, Osmanlı’nın dikkatini çekmemek için Kırım’a saldırmıyor bölgedeki halkları egemenlikleri altına almaya çalışıyorlardı. Bölgedeki etnik gruplar ise klanlar halinde yaşıyor ve sürekli olarak kendi aralarında mücadele ediyorlardı. Öte yandan Ruslar bölgedeki etnik grupların kendi aralarında birleşmelerini önlemek amacıyla bu etnik gruplar arasını bozacak fitneler ortaya atıyordu. Bölgede Hıristiyan prenslik olan Gürcülerde Rusların boyunduruğunu kabul etmişti.
1700 ise Ruslar açısından bir dönüm noktasıydı. Rus iktidarında bulunan I.Petro Rusya’nın kadim devlet politikasını çizecek ve bu politika 21.yüzyılda dahi devam edecekti. Bu politika Rusların sıcak denizlere inmesini amaçlayan bir politikaydı. Öte yandan Rusya bu her devir Dünya’nın gidişatına göre bu projeyi restore ediyordu.
Öte yandan Rusya’nın güçlendiğini gören Osmanlı Devleti bölgede direniş gösteren Müslüman Kafkas halklarına destek vermeye başlamıştı. Müridizm akımıyla başlayan ve ilk direnişi sağlaya İmam Mansur’un önderliğinde Kafkas milletleri teşkilatlanarak Ruslara karşı koymaya çalışıyordu.
Osmanlı Devleti’nde ise bölgeye atanan bir vali olan Soğucaklı Ali Paşa bölgeyi kendi memleketi gibi imar edip bölgeyi elinden geldiğince sahip çıkmıştı.Hatta bölgedeki etnik unsurları Rusya’ya karşı birleşmesi konusunda da faaliyetler göstermişti. Soğucaklı Ali Paşa’dan sonra bölgeye atanan valiler bölgeye gitmemiş gitseler dahi bölgeyi sahiplenmeyerek, bölgenin Ruslara kalmasına imkan vermişlerdi. Ruslar bölge halkının birleşmesini önlediler.
Kırım Savaşı’na kadar Osmanlı Devleti bölgedeki Kafkas milletlerine yeteri kadar yardım yapamamış, Ruslar bölgede yerine göre büyük katliamlar yapmıştır. Rusların büyük komutanı Yarmelenkof 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşında büyük katliamlar yaparak, özellikle bölgedeki çocukları kılıçtan geçirdi. Yarmelof’un bu katliam sırasında “Kafkasya’da bir dağlı çocuğun asılması, yüz Rus askerinin sağ kalması demektir” söylemesi, Rusların bölgedeki halktan ne kadar çekindiğinin bir göstergesidir.
Kırım Savaşı’nda sırasında Osmanlı Devleti’nin İmam Şamil’e serdar-ı Ekremlik payesi vermesi ve savaş stratejisini birlikte hazırlamaları Rusya’yı iki ateş arasına alınmak istendi. Rusya’nın bu politikayı boşa çıkarmak için cephe gerisinde asker bırakması gerekmekteydi. Fakat Osmanlı Devleti’nin Şamil ile ters düşmesi bu fırsatı değerlendirememesine neden oldu. Bu dönemden itibaren Rusya ile Çerkesler arasında mücadele kanlı bir şekilde sekiz yıl kadar daha sürmüştü. Son savaş 21 Mayıs 1864’te Kbaada’da yaşandı. Çerkesler son ana kadar memleketlerini savundular. 21 Mayıs 1864’te Çarlık birlikleri Kbaada’da zafer töreni düzenlediler. Bu günden sonra Kbaada’nın adı Krasnaya (Kızıl Çayır), Saşe’nin adı Sochi’ye olarak değiştirildi. Bu tarihten itibaren 1.5 milyon Çerkes ya katledildi ya da sürgüne yollandı. Artık Rusya Kafkasya’nın hakimiyeti sağlamıştı.
Ali ŞAHİN
Kastamonu Üniversitesi

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir