KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. RUSYA’NIN ENERJİ POLİTİKASI KAPSAMINDA AFRİKA’DAKİ ASKERİ STRATEJİLERİ

RUSYA’NIN ENERJİ POLİTİKASI KAPSAMINDA AFRİKA’DAKİ ASKERİ STRATEJİLERİ

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 11 dk okuma süresi
309 0

Küresel ve bölgesel aktörlerin enerji çıkarları temelindeki rekabetleriyle suların ısınmaya devam ettiği Doğu Akdeniz’de, Rusya uzunca bir süredir “oyun kurucu” olmak için stratejiler izlemektedir. Wagner Grup gibi Rus paralı askerlerin Suriye ve Libya’da Rus çıkarları çerçevesinde görevlendirilmesi de bu stratejilerin en başta gelenlerindendir.
Yakın zamanda bilhassa Libya Krizi bağlamında bölgeye Rus paralı askerlerinin konuşlandırılması ve askeri teçhizat sağlanması uluslararası alanda derin tartışmalara neden olmuştur. Ancak Rusya’nın enerji ve ekonomi çıkarları için izlediği bu askeri stratejik hamleleri uzun zamandır Afrika’ya yönelik Rus politikalarında sıklıkla başvurulan yöntemler olagelmiştir.
Bilindiği gibi enerji politikaları bağlamında son yıllarda Afrika politikalarına büyük bir titizlikle yeniden şekil veren Moskova Hükümeti, kıta ülkeleriyle ikili ilişkilerini güçlendirmeye çalışmaktadır. Geçen yıl Soçi’de düzenlenen ilk Rusya-Afrika Zirvesini de bu durumun bir emaresi olarak değerlendirebiliriz. Rusya, Afrika ülkeleriyle kurduğu bu temaslarda Afrika’nın henüz keşfedilen maden zenginliklerini ucuza ithal etmenin yollarını aramaktadır. Birçok Rus maden ve enerji şirketi devlet desteğini de alarak Afrika pazarında yatırımlar yapmaya başlamıştır. Bu yatırımları başlıcaları aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:
Yatırımcı Afrika ülkesi Endüstri Proje Değeri Yıl
Norilsk Nickel Gün. Afrika Altın madeni 1,6 milyar $ 2004
(Gold Fields)

orilsk Nickel Botsvana Nikel Madeni 2,5 milyar $ 2007
(Tati Nickel)
Sintez Gün. Afrika, Namibya,Angola Petrol, doğal gaz, elmas, altın çıkarılması 50 milyon $ 2006

ukoil Fildişi Sah., Gana Petrol 900 milyon $ 2010
Rusal Nijerya Alüminyum 250 milyon dolar 2008
Severstal Liberya Demir madeni 40 milyon $ 2008
Gazprom Cezayir Doğal gaz 11 milyar $ 2006
Alrosa Angola, Namibya, Kongo Elmas ve hidroelektirk 400 milyon $ 1992
Kaynak: Africa Economic Brief

Rusya ayrıca Afrika’da nükleer enerji santralleri kurmak için de girişimlerde bulunmuştur. Bu kapsamda nükleer enerji sektöründe önemli bir hammadde olan uranyum zengini olan Güney Afrika, Namibya ve Nijerya gibi ülkeler Rusya’nın ilgi odağına girmiştir. Öyle ki 2009 yılında Medvedev Namibya’ya düzenlediği seyahati süresince 1 milyar dolarlık uranyum işleme yatırımı taahhüdünde bulunmuştur.
Rusya doğal gaz, petrol ve maden açısından zengin Afrika ülkeleri üzerindeki etkisini arttırabilmek için siyasi, ekonomik ve askeri açıdan farklı yollar izlemektedir. Hali hazırda çetrefilli güvenlik sorunları bulunan bu ülkelerle askeri ve güvenlik alanlarında antlaşmalar imzalamak, silah ve askeri malzeme tedariki sağlamak, askeri ve politik danışmanlık hizmetleri vermek, teknik ve askeri eğitimler vermek bu stratejilerin en sık rastlanılanlarındandır. Öyle ki geçtiğimiz günlerde Alman Bild gazetesinin gizli bir dışişleri belgesine dayandırarak açıkladığı bazı bilgilere göre Rusya Afrika’da 2015 yılından bu yana 21 askeri anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşmaların yanında Moskova yönetiminin 6 Afrika ülkesinde (Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Eritre, Madagaskar, Mozambik, Sudan) askeri üs inşa etmeyi amaçladığına değinilmiştir.
Bu noktada dünyadaki askeri üs sayısı bakımından ABD’nin çok gerisinde olan Rusya’nın bu alandaki eksikliğini kapatmayı amaçladığını düşünebiliriz. Diğer yandan bilhassa Afrika Boynuzu, Kızıl Deniz gibi stratejik açıdan çok önemli olan bölgelerdeki etkinliği arttırmak için Rusya’nın bu bölgedeki siyasi ve askeri varlığını tesis etmesi elzemdir. Esasında Moskova’nın bu bölgede askeri üsler için çabaları yeni değildir. Hatırlanacağı üzere Angola iç savaş sırasında Rusların MPLA’ya destek teklifinin ardında Luanda’daki bir askeri üsse erişim amacı olduğu bilinmekteydi.
Rus Ceza Kanunun 359 maddesinde yasak olmasına karşın Libya yanında Sahraaltı Afrika’da birçok ülkede de Rus paralı askerleri Moskova çıkarları doğrultusunda çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Örneğin Eylül 2019’da Rus paralı askerleri ve çeşitli askeri ekipmanlar jihadist teröristlerle mücadele etmek amacıyla Mozambik’e ulaşmıştır. Mücadele edileceği belirtilen terör unsurlarının önemli gaz rezervine sahip olan Mozambik’in kuzeyinde Cabo Delgado bölgesinde aktif olduğu bilinmektedir. Rusya’nın Rosneft şirketinin de bu gaz rezervlerine çıkarılıp işlenmesine yönelik niyeti de zaman zaman medyaya yansımaktadır. Diğer bir örnek ise Sudan’dır. Daha önce Ömer el Beşir’in şahsi korumaları olarak da görev alan Rus paralı askeri aynı zamanda Yevgeny Prigozhin bağlantılı altın madeninin güvenliğini sağlamakla da sorumluydu. Libya, Mozambik, Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti dışında emekli General Leonid Ivashov’un açıklamaları doğrultusunda Brundi gibi ülkelerde de Rus paralı askerlerinin konuşlandığı belirtilmektedir. Ancak bu konuda yapılan iddialar Rus yetkililer tarafından zaman zaman reddedilmekte, iddialar üzerine araştırma yapan medya mensubu ve araştırmacıları susturmaya yönelik girişimlerde de bulunulmaktadır. Örneğin 2018 yazında Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Wagner Grup faaliyetlerini araştırmak üzere ülkeye gelen 3 bağımsız Rus gazetecinin bir çatışmada öldüğü açıklanmıştır. Gazetecilerin ölümüne yönelik şüpheler bugün hala giderilmiş değildir.

Moskova hükümeti Afrika’daki çıkarlarını güvenceye alabilmek için kıta ülkelerinin kendileriyle uyumlu politikalar oluşturmasını arzulamaktadır. Bu amaçla Sahraaltı Afrika’da Rusya’dan gönderilen siyasi ve askeri danışmanlar Moskova güdümünde çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bunlardan en çok tartışılanı Orta Afrika Cumhuriyetidir. Asi gruplara karşı hükümetin desteklemesi için görevlendirilen askeri eğitmenler dışında başkana ulusal güvenlik konusunda danışmanlık hizmeti veren bir Rus bulunduğu da bilinmektedir. Rusya’nın bu desteği karşısında Orta Afrika Cumhuriyeti bazı altın ve elmas madenlerinin ruhsatlarını Ruslara vereceğinin, ayrıca Rus silahlarını satın alacağının sözünü vermiştir.

Siyasi danışmanlar hakkındaki örnek olarak ise Zimbabwe’deki 2018 seçimleri verilebilir. Blomberg’in haberine göre Zimbabwe seçimleri, Afrika’da Rus siyasi danışmanları tarafından yürütülen 20 kampanyadan birisidir. Emmerson Mnangagwa’nın iktidara geldiği bu seçimde muhalefet seçimlere Rusların müdahalesi olduğu iddialarında da bulunmuştur.

Netice itibariyle Rusya, enerji açısından stratejik gördüğü dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Afrika kıtasında da varlığını arttırmak için siyasi ve askeri temaslarını arttırmaya devam edeceği aşikardır. Bu noktada Rusya’nınAfrika’da artan askeri ve siyasi varlığı ABD ve Fransa gibi Avrupalı eski kolonyal güçler tarafından endişe ile karşılanmaktadır. 2018 yılının sonlarında Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton Afrika’ya yönelik yeni Amerikan stratejisinin Rusya ve Çin’e karşı buradaki mevcudiyeti arttırmak olduğunu açıklamıştır. Ancak bir süre sonra Trump Yönetimin Afrika’daki Amerikan askeri unsurlarının azaltılacağını açıklaması üzerine Savunma Sektereri Mark T. Esper buradan gerçekleştirilecek bir çekilmenin Rusya ve Çin’ büyük bir avantaj sağlayacğaını vurgulamıştır. Aynı doğrultuda Fransız Savunma Bakanı Florence Parly de Esper ile gerçekleştirdiği toplantıda kıtada var olan 4500 Fransız askeri birliğine Amerikan desteğinin devamı için Pentagon’un ikna edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Fransa Orta Afrika Cumhuriyetindeki artan Rus askeri varlığına karşı BM Güvenlik Konseyine bir öneri taslağı da hazırlamıştı. Bu taslakta ülkedeki BM Barışı koruma misyonu arttırılması gerektiği üzerinde durulurken Rusya Fransa’nın bu girişiminden endişe duymuştur. Netice de tasarının onaylanmasında Rusya ve Çin çekimser oy kullanarak Fransa’nın bu hamlesini sonuçsuz bırakmıştır.
Huriye Yıldırım Çınar
Kafkassam Afrika çalışmaları başkanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir