KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Manşet Üstü
  4. »
  5. Rusya ve Kazakistan

Rusya ve Kazakistan

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 4 dk okuma süresi
403 0

ruskazakJirinovski ve Limonov’un Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilgili söylediği sözler yeni değil. SSCB döneminde bile Rus Milliyetçileri mesela Soljenitsin benzer argümanları dile getirmişti. Zaten Jirinovski de Kazakistan’ın kuzey bölgelerinin Rusya’ya bağlanması fikrini daha önce 2014’te de gündeme taşımıştı.

Tabii zamanlama önemli… Jirinovski Rusluğun sivri ucudur. Herkesin zannettiği gibi bir deli falan da değildir. Rus Hükümetinin dile getiremediği hususları dile getiren bir tür sivil toplum örgütünün (partinin) başıdır.

Kazakistan Rusya ilişkileri uzun süredir sıkıntılı… AB, İran ve Türkiye ile Kazakistan’ın kurduğu ilişkiler Rusya’yı uzun süredir rahatsız ediyor. Hatırlamakta fayda var… Nazarbayev’in en başından beri Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini bir araya getirme çabaları da Rusya tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Rusya bu projeye karşılık Belarus ve Ukrayna’nın da içinde olacağı Slav Birliği projesi gündeme getirmiş ve Kazakistan’ı bu birliğe üye olmaya davet etmişti. Yani Kazakistan’ı bir Slav yurdu olarak gördüğünü örtülü olarak ima etmişti. Neyse bu proje gerçekleşmedi Nazarbayev de Türk Birliğinden vazgeçti.

Nazarbayev’in enerji sektörünü yabancı yatırımcılara açması, askeri alımlarda Rusya dışındaki ülkelerden alımlarını artırması, kendi askeri sanayisini oluşturmaya başlaması, İran ile demiryolu bağlantılarını tamamlaması, AB ile yakınlaşması, hatta bir ara ülkede Rusça reklamları sınırlandırması ciddi sıkıntılar yarattı ve yaratmaya devam ediyor. (Reklam sınırlandırması kalktı bu arada…) Son dönemde AGİK’in Karabağ konusunda Ermenistan’ın yanında yer almasına karşı çıkması ve Davutoğlu’nun ziyareti de yaşananlara tuz biber ekmişti.

Peki Rusya ne yapacak?… Brejnev Doktrini’nin çöküşüyle beraber Rusya’nın kendi etki alanı olarak gördüğü bölgelerdeki ülkelerle nasıl ilişki kurması gerektiği konusu Rusya’da da hala tartışılıyor. Hatırlatayım Brejnev Doktrini sınırlı egemenlik anlayışı üzerine kuruluydu ama bu sınırlı egemenliğe karşılık maddi yardımlar sözkonusuydu…. Bugün bu konularda nihai kararlar henüz alınmış değil…

Neyse konular uzun…. Ne yapmak gerek sorusunu da sonra uzun uzun tartışırız ancak ne yapmamak gerek onu hemen söylemek lazım.

Türk Dışişleri yüzme bilmediği halde okyanusun göbeğine atlayan ve çırpındıkça batan, bu arada kendisine el uzatan ya da kendisinin el uzattıklarını da suyun dibine çekme potansiyeline sahip bir yapı… Maalesef AKP İttihat ve Terakkinin 5. sınıf bir taklidi olmaktan öteye gidemiyor…. Önce vatandaşlık esaslı Mithat paşa anayasası gibi liberal bir anayasa dediler, olmadı İslamcılık ve Arap Baharı oldu… Şimdi de İttihatçılar gibi milliyetçiliğe sarıldılar Türk Cumhuriyetlerinin bayraklarını öpme sevdasındalar….

Bugünlük Türk Dünyasına tavsiyem ‘Türkiye’den uzak durun’ olarak özetlenebilir. Dış ilişkilerde Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ve Türk Toplulukları için varlık (asset) değil yükümlülük (liability) noktasındadır….

Sonrasını sonra yazacagız
Kenan Şahin

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir