KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Rusya İran’ı gözden çıkardı mı?

Rusya İran’ı gözden çıkardı mı?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 11 dk okuma süresi
321 0

Size bir şey söyleyeyim mi? Türkiye Rusya ilişkileri, Rusya İran ilişkilerinden daha sağlam temellere oturuyor. Türk Kurtuluş Savaşında Ankara Moskova irtibatı, Lenin ve Mustafa Kemal Paşa arasındaki dostluk temasları, Avrupa emperyalizmine karşı iki ülkenin verdiği mücadele bu ilişkilerin odağını oluşturur. Aynı şey Rusya ve İran arasında geçerli değildir! Birkaç yıl önce “İran; geçmişindeki Tudeh deneyiminden dolayı Rus ordusunun Irak’ta konuşlanmasına asla razı olmayacaktır” tespitinde bulunduğumu hatırlıyorum. Rusya İran ilişkilerinin Bolşevik devriminden sonraki sürecinden kısaca söz etmiş, Suriye’deki işbirliğin Irak’a sirayet etmeyeceğini yazmıştım. 2016 Şubat başında Rusya’ya giden ve Putin ile görüşen İran’ın dini lideri Hamaney’in dış politika danışmanı Velayeti; İran, Rusya, Suriye ve Hizbullah arasında ittifak oluşturulması için gerekli ön koşulların hazır olduğunu, İranın bölgesel meselelerde Rusya’yla stratejik bir işbirliği yürüttüğünü, böyle bir ittifak oluşturulması için gereken ön koşulların hazırlanmış durumda olduğunu söylemişti. İran diplomasisi Rusya’nın koşulsuz kendi yanında olduğu görüntüsü vermek istiyordu ve bu ziyareti bu amaçla kamuoyuna pazarlama peşindeydi. Lakin evdeki pazarlık çarşıya uymadı. Rusya’nın cevabı 2 haftalık bir gecikmeyle adrese teslim geldi. Kremlin’in Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in dış politika danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin, Rusya ile Suriye, İran ve Hizbullah’ın ittifak kurabileceği yönündeki açıklamalarını ‘spekülatif’ olarak niteledi. Kremlin’in Afganistan Özel Temsilcisi Kabulov, Rusya’nın Suriye, İran ve Hizbullah’la ittifak kurabileceği yönündeki açıklamaları doğrulamadı. Bunun anlamı şuydu; Rusya ile İran; Suriye başta olmak üzere hiçbir alanda müttefik değil.(1) Değişen bir şey var mı? Hayır yok!

Neden mi? Çünkü Ruslar; İran’daki son sokak olaylarının İran rejiminin bir tertibi olduğunu düşünüyor. Hatta Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev’in, “İran’da yeni yıl öncesi başlayan protesto dalgası, elbette her şeyden önce ülkedeki belirli iç politika süreçlerinin belirtisi. Sosyo-ekonomik faktörler de, gelişmeleri etkiliyor ancak sosyo-ekonomik göstergeler, bölge ve önceki yıllarla kıyaslandığında İran için en kötü göstergeler değil. Washington’un İran’daki süreçler üzerinde çok etkisi olduğunu söylemek istemiyorum, zira Washington ‘eski formunda’ değil ve İran da, dış müdahaleye açık bir ülke değil” açıklamasında bulunmuştu.(2) Rus Uluslararası ilişkiler uzmanı YAROSLAV SAMAYLOV; Rus analistlerin söz konusu protestoların muhafazakârlar ve yenilikçiler arasındaki iktidar rekabetinden kaynaklandığını söylemişti. Meşhed muhafazakâr olan ve Ruhaninin en önemli siyasi rakiplerinden biri olan imam Ebrahim Raisi’nin (İbrahim Reisi) kontrolündedir. Meşhed’deki protestolar onun tarafından düzenlendiğine dair iddialar mevcuttur.” bilgisini paylaşmıştı.(3)

26 Mayıs 2017’de aylar öncesinden İran sokaklarının karışacağı ama bunun kontrollü bir darbe olacağını öngörmüş ve sizlerle paylamıştım. İran olaylarının aylar öncesinden fotoğrafını çekmiştim, son olaylara bakın ve bana hak verin. Ve demiştim ki; “Trump ve Suudilerin söylemleri, İran’da aşırı muhafazakârlara yarar sağlıyor. Ruhani’nin yeniden seçilmesi ne yazık ki Tahran’ın yeni, batıya dönük rotasını sürdüreceği anlamına gelmiyor. Hükümetin, yolsuzluğa bulaşmış, korumacı bir ekonominin çok sayıdaki aksaklığını düzeltmeye çalışması mümkün değil ve bu kaotik ortamdan mevcut yapı besleniyor. Çünkü gerek muhafazakâr dini vakıf yönetimleri, İslam Cumhuriyeti’nin tüm sistemine nüfuz etmiş olan Devrim Muhafızlarının oluşturduğu gizli yapılar tam da böyle bir ekonomi içinde büyüyüp serpiliyor. Washington’da İran karşıtı retorik, bir kez daha tehlikeli biçimde yükselişe geçti: Başkan ve adamları İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı açık, İsrail ile Suudi Arabistan’ın da oldukça hoşuna giden hasmane bir tutum takınıyor. Kulağa bir çelişki gibi gelse de yürüttükleri bu politikayla Amerikalılar ve Suudiler, seçimleri kaybetmiş olan aşırı muhafazakârların ekmeğine yağ sürüyor.”(4) Sonuç ortada!

Ruslar neden İran’ı gözden çıkarmış olabilir? Çünkü amiyane deyimle ne Rusya ne de İran, Suriye’de kendilerine kuma istemiyor. Bu gerçekten yola çıkılırsa son bir haftadır Rusya’nın Suriye’de yaşadığı asker ve silah kaybının sorumlusu, Suriye’de savaşan İranlı paramiliter güçler olabilir. Rus Kommersant gazetesi askeri ve siyasi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Rusya’nın, Suriye’nin Lazkiye ilinde bulunan Hımeymim üssüne “muhalif gruplar” tarafından 31 Aralık 2017’de havan saldırısı yapıldığını, hangi guruptan oldukları anlaşılmayan saldırganların üssü havan toplarıyla ateşe tuttuklarını duyurdu. Dört SU-24 bombardıman uçağı, iki adet SU-35 avcı uçağı ve bir AN-72 nakliye uçağının yok edildiğini havan toplarıyla gerçekleştirilen saldırıda 7 uçağın yanı sıra mühimmat deposu olarak kullanılan binaya bomba isabet etmesi sonucunda havaya uçtuğunu duyurdu. (5) Ayrıca Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye’de MI-24 tipi bir helikopterin ‘teknik arıza’ sebebiyle düştüğünü ve uçaktaki iki pilotun da öldüğünü açıkladı.(6) Hımeymim ve Tartus üssü Rusya için stratejik öneme sahip.
Dolayısıyla buraya yapılan saldırılar Rusya’nın bölgeden ayağını çekmesi için. Tartus üssü 1971 yılında Sovyet filosu bir Akdeniz Filosu olarak anılırken yapılan ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra ortadan kalkan bir anlaşma sonucu kuruldu. Buna rağmen, Moskova Tartus’u elinde tuttu. Burada “Rus istihbaratı merkezi” mevcut. 220 kilometre Şam kuzeybatısında yer alan üs, onarım, depolama ve kışla ile yüzer iskeleden oluşuyor. Tartus’un ayrıca Orta Doğu’da Rus istihbaratı için bir merkez olarak hizmet verdiğine inanılıyor. 2010 yılında Rusya’nın askeri gizli servisi GRU’nun üst düzey ajanlarından General Yuri İvanov, Tartus’u ziyaret ettikten sonra Suriye’de öldü. Cesedi Türkiye sahiline vurdu ve bir yüzme kazası olduğu dışında resmi açıklama olmamıştı.(7)
Rusya Bilimler Akademisi’nin ABD ve Kanada Araştırmaları Enstitüsü’nde Ortadoğu Çatışmalarının Analizi Merkezi ve Fikra Forum’a katkıda bulunan bir yönetici olan ve Rusya’nın önde gelen Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen Aleksander Shumilin, “Ateşin sardığı İran’ın Rusya’ya etkisi” başlıklı yazısında 28 Aralık’ta İran’ın Meşhed şehrinde başlayan halk isyanını, 1979 yılında Şah Rıza Pehlevi’nin devrilmesine benzetti. Rus uzman Aleksander Shumilin, “Aldığım duyumlara göre İran’da birçok şehirde halk silahlanarak İran Devrim Muhafızları karakollarını ele geçirmeye başlamış. İsyancılar mollalara çok kızgın. Hatta kulağıma gelen bilgiye göre İran dini lideri Ali Hamaney bile olup bitenlerden tedirgin olarak ailesini güvenlik gerekçeleriyle Türkiye’ye göndermiş” dedi. İran yönetiminin başta ABD ve Suudi Arabistan olmak üzere dış güçleri suçladığını ifade eden Shumilin şunları söyledi; “İran’da tıpkı 2011 yılında Suriye’de fitili ateşlenen iç savaş gibi bir durumun oluştuğu artık şüphe götürmüyor. Bizim, Moskova’daki resmi ağızlar ise uzun yeni yıl tatili gerekçesiyle susmaya tercih ediyor.

Hâlbuki Rusya’nın müttefik olarak seçtiği İran’daki gelişmeler yakında Moskova’nın başına Suriye’den çok daha büyük baş ağrısı yaratabilir. Gidişata bakılırsa İran’da fitili ateşlenen olayların Rusya’ya iki yansıması olabilir. Birinci senaryo: İsyanlar tüm ülkeye yayılarak İslam Devrimi Muhafızlarını etkisiz hale getirdikten sonra İslam rejimini deviriyor. Geride kalan İslam ülkeleriyle şimdiki etki savaşına son verilerek, Suriye’ye gönderilen devrim muhafızları geri çekiliyor. Karada desteksiz kalan Şam yönetimiyle Rusya, kısa sürede şimdiki etkisini kaybediyor. Beşar Esad ise Tahran’daki rejimin ardından sayılı gün içerisinde devriliyor. İkinci Senaryo: İran rejimi ayaklanmaları kuvvet kullanarak bastırıyor. Ancak isyan iç savaşı andıran süresiz hal alıyor. Tıpkı 2011 yılında Suriye’de olduğu gibi. İran rejimi içte gücünü arttırmak için Suriye, Irak ve Lübnan’a gönderdiği İslam Muhafız ordularını geri çekiyor. Neticede Rusya açısından sonuç aynı. Sadece zaman içerisinde yayılmış oluyor. İran’ın silahlı desteği kalmayan Beşar Esad devriliyor. Rusya’nın etkisi de onunla birlikte yok oluyor.” (8) Ben ne anladığı söyleyeyim, Rus uzmanlar İran’dan umutlarını kesmişler, İran rejiminin parçalanmasına an gözüyle bakıyorlar. Ve Ruslar İran’da!..

ömür çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

Bakınız:
1- http://kafkassam.com/usya-iran-ittifaki-yok-rusya-turkiye-ile-savasmayacak.html
2- http://www.idealhaber.com/yazar/omur-celikdonmez/turklerden-umudunu-kesen-amerika-irani-kurtlerle-karistiriyor/386.html
3- http://kafkassam.com/olum-komitesi-baskani-reisi-irani-ic-savasa-surukluyor.html
4- http://kafkassam.com/devrim-muhafizlari-iran-ve-irakta-darbe-hazirliginda.html
5- http://www.haber7.com/guncel/haber/2515426-rusyaya-yeni-yil-soku-7-savas-ucagi-yok-oldu
6- (http://www.suriyegercekleri.com/2018/01/03/rus-helikopteri-suriyede-dustu/
7- http://www.denizhaber.com.tr/tartus-ussu-kremlinin-guc-sembolu-haber-43234.htm
8- http://www.russia-direct.org/profile/alexander-shumilin – http://www.kurdistan24.net/tr/news/54656a49-9c71-427b-ac3d-2899a8c893e1

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir