Rusya ile yeni bir başlangıç
İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine ilişkin anlaşmanın gerçekleşmesinden hemen sonra, Rusya ile son zamanlarda yaşanan krizin çözülmesi yolunun açılması, diplomasiyle en zor sorunların halledilebileceğini bir kez daha ortaya koydu.
Türk dış politikasının son dönemde ciddi sıkıntılar geçirdiği, Ankara’nın birçok eski dostunu kaybettiği, bölgesinde arzuladığı rolü oynamakta zorlandığı ve zaman zaman yalnızlığa düştüğü bir gerçek. Kuşkusuz, bunda bölgedeki olayların ve sorunların kızışmasına yol açan çeşitli aktörlerin önemli payı var. Ancak bu meseleler karşısında Ankara’nın aldığı pozisyonun ve izlediği politikanın da sıkıntıları artırdığını kabul etmek gerek.
Açıkçası, birçok ülke ilke ilişkileri geren ve bozan faktörlerin başında duygusal davranışlar, gereksiz sert sözler ve ideolojik müdahaleler geliyor.
Ankara son zamanlarda dış politikada bir “rektifiye” veya “ince ayar” yapmak gereğini duymuştur. Başbakan Binali Yıldırım’ın deyişiyle “daha çok dost, daha az düşman” amacı benimsenmiş, bu yöndeki diplomatik çabalara hız verilmiştir.
Şimdi bu yaklaşım ilk meyvelerini veriyor…
Diplomatik hamle
Rusya ile “barışma” sürecinin oldukça hızlı geliştiği görülüyor.
Uçak krizinden sonra Moskova’nın tepkisi sert oldu, uygulanan yaptırımlar Türkiye’ye epey zarar verdi. Türk liderlerinin de Rusya’ya karşı söylemi ve davranışları sert oldu. Fakat sonradan bu üslup yumuşatıldı ve diplomasi yöntemlerine başvuruldu.
Aslında ulusal çıkarların gereği de buydu. Rusya ile krizin Türkiye’de siyasi, ekonomik büyük sıkıntılar yarattığı açık. İçeride ve bölgede zaten çetin meselelerle karşılaştığı bir dönemde Ankara’nın Rusya’ya karşı gerginlik politikasını sürdürmesinin hiç de doğru olmayacağı anlaşılmıştır. Yeni bir diplomatik hamleye girişilmesi işte böyle bir değerlendirmenin sonucudur.
Bu hamlenin ilk aşaması süratle havanın düzelmesini sağlamıştır. Hükümetin Kremlin’e mektup göndermesi ve Erdoğan ile Putin’in bugün telefonda konuşmaya karar vermesi, normalleşmenin yolunu açacak ilk adımdır.
Mektupta Rusların özür anlamında algıladıkları bir ifadenin yer alması, gerçekten diplomasinin bir hüneri olarak kendini belli ediyor.
Zaman gerek
Bugünkü Erdoğan-Putin telefon görüşmesinin de krizin artık geride bırakılması ve iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden canlandırılması yolunu açması bekleniyor.
Kuşkusuz, iki tarafın devlet adamlarının böyle bir mutabakata varması ile ilişkilerin birdenbire uçak krizi öncesi düzeye ulaşması beklenemez. Turizmden ticarete, güvenlikten siyasi pozisyonlara kadar, çeşitli alanlarda eskisi gibi işbirliği sağlamak herhalde zaman alacaktır.
Esas mesele, son krizin yarattığı “güvensizliğin” giderilmesidir. Bu da zaman ve iki tarafın da yeni bir başlangıç için kararlılıklarının devamını gerektirir.
Sami Kohen/milliyet