KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ruslaştırmanın yeni adımları

Ruslaştırmanın yeni adımları

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
347 0

Vladimir Putin çok zamandan beri Rus olmayan ufak Cumhuriyet ve bölgeleri yok etme planını uyguluyordu.

Böylece onları Rus halkı çoğunlukta olan bölgelerle birleştirerek, Sovyetler Birliği ve sonrada Rusya Federasyonu döneminde verilen haklarını ellerinden alıyordu.

Putin’in endişesi Rus nüfusunun azalması ve yaşlanması olarak karşımıza çıkıyor.

Dolaysıyla Sovyetler Birliği’ni dağılmasından sonra ortaya çıkan cumhuriyetlerdeki Ruslara vatandaşlık verme, yani çifte vatandaşlık kanunu kabul edildi.

Rusya’daki azınlıkların seslerini kısmaları için her türlü tedbiri alıyor. Geçen yıl cumhuriyetlerde anadili eğitimi engellendi, etnik diller haftada bir iki saati geçmeyen seçmeli ders haline getirildi.

Rusya Federasyonu’nda bölgeleri birleştirme olayı 2003 yılında başladı. 10 özerk bölgeden altısı haritadan silindi.

Yerli Azınlıkları Destek Merkezi ve aynı zamanda BM Yerli Halkların Hukukları uzmanı olan Rodion Sulyandzigi,şöyle dedi:

Milli bölgeleri yok etmek etno-kültürel ve lengüistik çeşitliliği muhafaza etme konusunda kabul edilen global değerlere karşı bir harekettir.

Putin’in bir diğer endişesi de milli cumhuriyetlerin 1991’de şimdi bağımsız olan diğer milli cumhuriyetlerin oynadığı rolü oynama ihtimali. Yani bağımsız olmaları.

Rusya Federasyonu, Kırım’ı işgal ettikten sonra federal birim sayısı 85, cumhuriyet sayısı 22’ye çıktı.

33 dil resmi olarak kabul ediliyor. 31 birimin kendi parlamentoları mevcut. 146 milyonluk ülke, dünyanın en büyük yüzölçümüne sahip 17 milyon kilometrekare.

Bu dev ülkenin nüfusunun yüzde 20’sini ise azınlıklar teşkil ediyor. Putin, bunları Ruslaştırarak ülkeyi dağılmaktan koruyacağını varsayıyor.

Putin’e güvenin çok düşmesine ve sağlığı hakkında bazı dedikoduların çıkmasına rağmen kurumlar henüz ayakta.

Putin son olarak, koronavirüs salgınını da fırsat bilerek, birkaç bölgeyi tekrar birleştirmek istemektedir.

Birleştirilmesi planlanan bölgeler kuzey bölgeleri olup Arhangelsk Oblastı, Nenets Özek Bölgesi ve Komi Cumhuriyeti’dir.

Bu üçünün de nüfusu fazla değildir. Bu üçünün ortak yüzölçümü İskandinav ülkelerin toplamı kadar olacaktır.

Nüfusu 27 milyonun yaşadığı Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç’le karşılaştırıldığında ancak 2 milyon olacaktır.

Komi parlamentosu eski Milletvekili Bratenkov, bu adımın gayrı Rus dillere karşı olacağını ve Putin’in “Rusya’yı tamamen Ruslaştırma” hülyasını destekleyeceğini söyledi.

Bu gelişme, yani başta Arhangelsk Oblastını Nenets Özerk Bölgesi ile tek bir federal birimde birleştirme, daha sonra Komi Cumhuriyeti’ni de buna katma projesi tepkilere neden oldu.

Bu projeye dahil edilecek Komi halkı da Nenetsler de memnuniyetsizliklerini ifade ediyorlar. Böylece kendi başkentlerini, siyasal ve kültürel haklarını kaybetmiş olacaklar.

Alelade bir Rus Federal birimine dönüşecekleri kuvvetle muhtemel zaten; zayıflamakta olan anadillerini de kaybedecekler.

Komiler Fin-Ugor ırkına mensuplar; dilleri Ural dil ailesine giriyor. Rusya’da altı halk aynı gurupta.

Bunun dışında Finler ve Macarlar da aynı dil ailesine mensuplar; toplam 25 milyon bu dillerde konuşuyor.

Nenetsler Arktik bölgesinde yaşayan ve Sibirya halkları ile akraba bir topluluk. Toplam nüfusları 41 bin.

Onlar da kendi kültür ve dillerini korumak istiyorlar.

Şimdiye kadar 10 bin Nenets bu projeyi protesto eden dilekçeleri imzalamışlar.

Komi Cumhuriyeti’nde petrol çıkarıldığı için onlar daha zenginler. Bu gelirlerini de kaybedeceklerinden endişeliler.

Gerçi Moskova bu cumhuriyetlerin gelirlerinin yüzde 70’ni kendine alıyor. Petrol çıkaran Tataristan ve Başkurdistan da aynı durumda. Yani merkez yerli halkları fütursuzca sömürüyor.

Tataristan’a son bir baskı da 26 Mayıs’ta ülkenin Şehabettin Mercani adındaki Tarih Enstitüsü’nün kapatılması oldu.

Rusya’da Rus olmayan halklar aslında fazlasıyla tedirgin. Mayıs’ın 26’sında basındaki bir haber Putin’in cumhuriyetlere karşı icraatını tekrar gündeme getirdi.

Türki bir cumhuriyet olan Çuvaşistan’ın eski lideri Mihail İgnatiev Putin’e karşı dava açtı. Bu Rusya tarihinde ilk defa görülüyor.

Putin, onu 29 Ocak 2020’de süresi dolmadan “güvenini kaybetti” gerekçesi ile azletmişti.

Peki, şimdi kendisine güven yüzde 20’lere düştüğüne göre, onu kimler görevden alabilecek?

Rusya’da eşine nadir rastlanan bu dava, iç ve dış medyanın manşetlerine çıktı.

Rusya Federasyonu’na bağlı cumhuriyetlerden Çuvaşistan’ın eski lideri Mihail İgnatyev, Başkan Putin’in kendisini görevden alan kararına karşı mahkemeye başvurdu.

Çuvaşistan Yüksek Mahkemesi dava başvurusunu kabul etti ve ilk duruşma 30 Haziran’da olacak.

Şüphesiz totaliter, mahkemelerin bağımsız olmadığı bir ülkede Putin’in davayı kaybetmesi mümkün değil.

Fakat İgnatiyev, bütün diğer cumhuriyetlerin yöneticilerinden daha da cesur olduğunu gösterdi.

Malum yerel cumhuriyet başkanları bizzat Putin tarafından belirlenmektedir. Demek bu şahsın fazlasıyla damarına basmış ki, o böyle bir adım attı.

Kısacası Ruslaştırma, azınlıkları Rus çoğunluğun içinde eritme, kültürlerini ve anadillerini yok ederek onları bir Rus’a çevirme uygulama ve arzuları hiçbir zaman bitmeyecek.

Sovyet döneminde “Sovyet insanı” yaratma politikası güdülüyordu. Karışık nikahlar teşvik ediliyordu.

Enternasyonalizm telkini ile ebeveynler çocuklarına Müslüman adı değil de birtakım yabancı sosyalistlerin (Marat, Robert vs.), Rusların veya uydurulmuş kısaltmalı isimler (Vil, Lenara, Kim, Rim, Marlen vs.) koyarlardı.

Maalesef 21’nci yüzyılda da azınlıklar kültürel bir zenginlik olarak addedilmek yerine, hemen her ülkede baş belası olarak kabul edilmeye devam ediyor.
Prof Dr Nadir Devlet

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir