KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ruslar Kıbrıs’ta çözüme karşı!

Ruslar Kıbrıs’ta çözüme karşı!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 15 dk okuma süresi
398 0

Ruslar Kıbrıs’ta çözüme karşı!

Kıbrıs Rumlarının hepsi Ortodoks değil. Örneğin Maruniler (Maronitler) Roma Katolik Kilisesi’ne mensup. Ayrıca 3500 civarında olduğu tahmin edilen Ermeniler var. Çoğunluk Ortodoks ve Fener Rum Patrikhanesine bağlı. Kıbrıs Rumlarının Ruslarla irtibatı Osmanlı dönemine uzanıyor. Rus Patrikliğinin siyaseten kendisini dünya Ortodoksluğunun koruyucusu ilan etmesi, Rumlarla Rusları yakınlaştıran dini bir sebep. Rusya’nın Kıbrıs’ta ciddi bir siyasi ve ekonomik nüfuzundan söz edilebilir. Bu nedenle Rum ve Türk kesimi arasında yeniden alevlenen çözüm müzakerelerinde Rusya’nın etkisini gözlemlemek mümkün. Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakerelerinde Kıbrıs görüşmelerinde sağlanacak başarının, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri olumlu etkileyeceğini vurgulaması, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye tarafından dayatma kabul ediliyor. Aslında birçok ülkenin Kıbrıs kartının arkasına saklanarak, Türkiye’nin AB’ye katılımını engellendiği bir gerçek. Ancak Kıbrıs’ta çözüm karşılığında Türkiye’ye sunulacak AB üyeliğinin buna değip değmeyeceği de ayrı bir tartışma konusu. Çünkü hesap belli! Kaşıkla verecekler kepçeyle alacaklar.

Çözüm emperyalistlerinin şer merkezi Oslo. Hatırlarsanız Türkiye’nin Kürt sorununun çözümü tezgâhı da Oslo’da kurulmuştu ve İngiltere gözlemci ülkeydi. Kıbrıs müzakerelerinde, Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün Kıbrıs Merkezi Direktörü Harry Tzimitras, tarafları bir araya getiren isim. Harry Tzimitras; Umut Özkırımlı ile birlikte İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü bünyesindeki Türk-Yunan Çalışmaları Programı’nın Direktörlüğünü de yürütmekte. Asıl adı Harry-Zachary George Tzımıtras. 1968 Yunanistan Atina doğumlu. 1985’te Yunanistan Anadolu Amerikan Kolejinden mezun. Daha sonra Selanik Amerikan Koleji, İş İdaresi ve Liberal Sanatlar Fakültesini bitirmiş. İngiltere ve Amerika’da eğitim görmüş. Şimdi objektifliği su götüren bu Yunanlının Kıbrıs Türklerinin lehine bir karar vermesini beklemek safdillik olmaz mı?

Eğer masaya getirilen başlıklar Türk tarafının kabulüyle sonuçlanırsa bu Kıbrıs Türklüğünün idam fermanı hükmünde. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun 2016 içerisinde çözümü için öne sürdüğü şartlar gerçek niyetlerini ortaya koyuyor. Bunların asıl amacı Kıbrıs Türklüğünün teminatı Türk birliklerinin adadan çekilmesi. Nitekim Rum lider, “Toprak paylaşımında yeterli ilerleme olursa, garantiler tasfiye edilir ve Türk askerleri çekilirse, yıl içerisinde çözüm bulunabilir” sözleriyle gerçek niyetlerini saklamıyor. Bütün görüşme başlıkları ve çözüm önerileri nereden bakılırsa bakılsın Kıbrıs Türklüğünün ve Türkiye’nin aleyhine.

Çözüm projesine göre Rum nüfusu 800 bin, Türk nüfusu ise 220 bin kişi olarak hesaplanacak. Kamu temsiliyetinin de yüzde 67 Rum, yüzde 33 Türk şeklinde olması planlanıyor. Kurulması hedeflenen yeni federal devletin senatosunda 20 Türk ve 20 Rum eşitliği olacak. Alt senatoda ise nüfusa oranla 36 Rum, 12’de Türk bulunacak. Türkiye kökenli KKTC vatandaşları da kurulması hedeflenen federal devletin vatandaşı olacak. Olası bir çözümden sonra Kuzey’e gidecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oturma ve çalışma izni de alabilecek. Türk tarafının şart koştuğu dönüşümlü başkanlıksa toprak pazarlığı aşamasında ele alınacak. Rumlar ayrıca 1960 anlaşmasında yer alan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlük pozisyonunun değişmesini talep ediyor. Bu çerçevede Türkiye ve Yunanistan gibi Ada’da asker bulunduran garantör ülkelerin askerlerini geri çekmesi isteniyor. Nikos Anastasiadis çözüm çerçevesinde ayrıca Karpaz’da Türk ve Rum kantonlarının oluşturulacağını, Maraş bölgesininse Rumlara verileceğini ifade ediyor. Eğer bu sorun çözümlenirse tek kârlı çıkacak Birleşik Krallık (Britanya) yani uzun bacaklılar.

Rusların Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile özel anlaşmaları mevcut. 2015’te Rusya ile Güney Kıbrıs Rum yönetimi askeri iş birliği anlaşması imzaladı. Rusya Devlet Başkanı Putin, “İki ülke arasındaki askeri iş birliği ve Rus donanmasına ait gemilerin Kıbrıs limanlarına girmesi kimseye karşı bir hareket değil” sözleriyle İngilizlerin olası itirazını önünü kesmek istedi. Güney Kıbrıs Ortodoks İnsan Hakları Merkezi, Rusların Kıbrıs’a yerleşmesine uğraşıyor. Kıbrıslı Rumların bir kısmının Ruslarla ortak paydaları Ortodoksluk. Ruslara kalsa Arap-Kıpti karışımı melez Kıbrıslılar, Slav ırkından. Bu tez, siyasi amaçlarla sürekli gündemde tutuluyor. Akdeniz’de Suriye haricinde askeri üs elde etmek uğruna, Rusya Türkiye’nin Kıbrıs politikasını hiçbir zaman desteklemedi, KKTC’yi tanımadı. Hatta Ekim 2010’da Rusya lideri Dimitri Medvedev, Güney Kıbrıs ziyareti sırasında, ülkesiyle Türkiye arasında güçlenen ilişkilerin Kıbrıs’ın güneyi için bir tehdit oluşturmadığı güvencesini vermişti. Rum Kesimi’nde 60 bin Rus yaşıyor, banka hesaplarının yüzde 25’i Ruslara ait. Moskova “pis işlerini” buradan yönetiyor. Rumlar ise kredi karşılığında susuyor.

Adanın güney tarafında Rus nüfusa yönelik Rusça bir gazete çıkıyor, iki okul Rusça eğitim veriyor, bir radyo kanalı Rusça yayın yapıyor. Aralarında “Vestnik Kipra”, “Evropa Kipr” gazeteleri ve “Kipskoe Obozrenie”, “Stil Jizni”, “Mos Ostrov” dergilerinin aralarında bulunduğu çok sayıda Rusça yayın organı var. Russkaya Volna radyosu ve kablolu RTCY televizyon kanalı da Rum Kesimi’nde yayın yapıyor. Yine Rum Kesimi’nde; Rusya Bilim ve Kültür Merkezi, Rusya Soydaşları Derneği, Kıbrıs- Rus İşadamları Birliği, Romaşka Kültür Derneği ve Rus Ortodoks Eğitim Merkezi faaliyet gösteriyor. Rusya ile Güney Kıbrıs arasındaki ilişkiler rastlantı değil. Rus ajanları adanın Ortadoğu’ya yakınlığı nedeniyle burayı aktif olarak kullanıyor. Türk istihbarat örgütlerinin raporlarına göre; Moskova’nın Suriye, Lübnan, İran ve Irak gibi ülkelere silah ticaretini de adadan yönettiği bir gerçek. Ruslar bu faaliyetlerini adadaki yoğun Rus nüfusu sayesinde kamuflaj edebiliyor.

Çünkü Rum kesiminde SSCB coğrafyasından gelen 60 bin kişi yaşıyor. Bunların yarısı Kuzey Kafkasya ve Gürcistan’dan gelen Pontus’lu Rumlar. 15 bini ise Rusya vatandaşı. 15 bin de eski Sovyet cumhuriyetlerden gelen insanlar var. Rusya’nın Kıbrıs Rum Kesimi Büyükelçiliği’ne göre, KKTC’de yaklaşık bin 200 Rus vatandaşı yaşıyor. Güneyle kıyaslandığında bu rakam 60’da 1.Binlerce Rus’un yaşadığı Limasol Rus okulları, Rus radyo istasyonları, kürk manto, kefir ve Baltika Rus

birası) satılan dükkânlarıyla Rusya Federasyonu’nun bir parçası haline geldiği gibi kent ‘Limasolgrad’ olarak anılıyor. Ada’nın güneyindeki off-shore şirketlerde büyük miktarda Rus parasının dolaştığı ayan beyan ortada. Bankalardaki mevduatların dörtte biri, yabancı yatırımların da üçte biri Rus kaynaklı. Rus yatırımcılar tabela şirketleriyle yüzde 10 oranındaki düşük kurumlar vergisinden yararlanıyor. Bu paralar Rusya’ya vergi ödenmeden daha sonra Rusya’ya dönüyor. Rus mafyası Kıbrıs’ta çok faal. Kıbrıs Rum Kesimi Suriye savaşında Baas rejimini destekliyor. Baas rejimine silah taşıyan bazı Rus gemilerinin limanlarına sığınmasına izin veriyor. Bu açıdan bakıldığında Güney Kıbrıs Rus Kesiminin, Rusya’nın Akdeniz’deki gayri resmi üssü olduğu söylenebilir. Bkz Ömür Çelikdönmez/nokta32.com/29 Kasım 2015 Pazar/Faşist Avrupa ile Komünist Rusya Kıbrıs’ta Türklere Karşı!

Kıbrıs’ta müzakereler yeni bir süreçte. Euro’ya geçiş gündemde. Eğer Euro kullanımı gerçekleşirse adanın güney kesimi ile ortak para birimi olacak. Bir başka gelişme adanın garantörlerinin bu haklarından vaz geçmelerine yönelik baskılar. Kıbrıs Türk kesimi yönetimi sanki bu tür taleplere sıcak baktığı izlenimi veriyor. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rumların sempatiyle baktıkları bir isim. Sayın Akıncı’yı müzakere edilebilir görüyorlar. Adanın Türk kesiminde Türkiye’deki mevcut iktidarın Kıbrıs konusunda tavize eğilimli olduğu konusunda bir kanaat mevcut. Ancak Türk Mukavemet Teşkilatında yer alanların büyük bir çoğunluğunda, her ne olursa olsun Türkiye’nin Kıbrıs Türklerini Rum’un vicdanına bırakmayacağı güçlü bir beklenti. Bkz Ömür Çelikdönmez/nokta32.com/28 Ekim 2015 Çarşamba Kıbrıs’ta müzakereler ve Zorlu Töre gerçeği!

KKTC’nin serüvenini biliyoruz tekrara gerek yok. Zaman zaman taraflar arasında sözde barışı sağlamak için görüşmeler yapılıyor. Lakin Kıbrıs Türkleri barışın 1974 Barış Harekâtı ile yapıldığını söylüyor. Rumlarla yeniden bir arada olmak Kiliseden Camiye çevrilen mabetlerin yeniden Kilise olması, Kıbrıs Türkünün mal varlığının ellerinden alınması ve Kıbrıs Türkünün asli vatandaşlık haklarından mahrum edilmesi şeklinde yorumlanıyor. Yaygın kanaat Kıbrıs davası kazanılmıştır geri dönüş yaşanmaz. Bugünlerde Kıbrıs’ın kuzeyi, Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye ile olan ilişkilerinin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir krizle çalkalanıyor. Ada’da İngiltere’nin üslerinin ortadan kaldırılmasına paralel olarak, Yunanistan ve Türkiye’nin garantör olduğu bir geçiş planının devreye sokulabileceği söylentisi tartışmaların fitilini ateşliyor. Bkz Ömür Çelikdönmez/nokta32.com/20 Ekim 2015 Salı/Kıbrıs’ı İngilizlere satan II. Abdülhamid’i kim affedecek?

İngiltere başbakanlarından Disraeli Kıbrıs için ‘Asya’nın anahtarı’ der. İngiliz sömürgeciliğinin Akdeniz’deki atlama taşı Kıbrıs. Hatta bu nedenle İngilizlerin Kıbrıs’taki üsleri için Akdeniz’de seyrüsefer eden İngiliz uçak gemisi benzetmesi de yapılıyor. Kıbrıs İngilizler için ne kadar önemliyse o önemin milyon katı kadar da Türkiye için önemli. Basra Körfezi’nden (Katar) sonra Kızıldeniz’in çıkış noktasındaki Aden Körfezi’nde de (Somali) askeri varlık göstermeye hazırlanan Türkiye’nin, hem soydaşlarının yaşadığı hem de askeri açıdan jeostratejik önemi olan Kıbrıs’tan ordusunu çekmesini beklemek akıl kârı değil. Hiçbir iktidar böylesi bir ihanet belgesini imzalamaz. Aynı şekilde Yunan ordusunun ve donanmasının vazgeçilmez gördüğü Kıbrıs’tan çekileceğini varsaymak düşünülemez. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, görüşmelerden sonuç alınamayacağının farkında. Çünkü görünürdeki iyimser havaya rağmen, ne Yunanistan ne de Türkiye, çözümsüzlüğün kendilerine sunduğu fırsatların bilincinde. Çözümü dayatan güç Angloamerikan ve Frankocermen blok. Ruslar kesinlikle çözümden yana değil. Çünkü Yunanistan ve Türkiye’nin askerlerini çekmesiyle Kıbrıs’ta meydan tamamıyla İngilizlere kalacak. İngilizler ise Rusların adadaki varlıklarından zaten rahatsız. Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos’un (İródotos Dimitríou), Kilise’nin KKTC’deki mallarını satmaya niyetinde olmadığını, Türk tarafının Kıbrıs’ta iki devlet amacında ısrar ettiğini öne sürmesi Rumların ‘eski tas eski hamam’ anlayışında olduklarını gösteriyor.

Ancak uzun vadede ve bugünkü şartlarda adada tutunmasının her geçen gün zorlaştığını gören İngiltere, adadaki üslerine dokunulmaması şartıyla müzakerelerde ileri sürülen Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlük haklarından vazgeçmesi gibi garantörlük haklarından vazgeçebileceğini taraflara dikte etmeye çalışıyor. Türklerle dalga geçmek için ‘Şark Kurnazlığı’ deyimini kullananların başvurduğu ‘Garp Kurnazlığı’na ne demeli? Türkler ve Yunanlılar adadan askerini çekecek ama Kraliçenin askerleri adada kalacak. Hatta Türkiye’yi buna zorlamak için, İngiltere Kraliyet Mahkemesi’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden 7 kişinin başvurusu üzerine Londra’da görevli Türk diplomatların hesaplarını bloke ettirdiği biliniyor. Başbakan Davutoğlu’nun Londra ziyareti öncesinde, Türkiye’nin Londra büyükelçiliğine ait bir banka hesabıyla ilgili alınan “ihtiyati tedbir” kararı kaldırıldı. Ne yaparlarsa yapsınlar iki toplumlu iki bölgeli devlet projesi çoktan tarih çöplüğünde yerini aldı, siz görüşmelere bakıp ta sakın hayıflanmayın, Ruslara da teşekkür etmeyi unutmayın…

Ömür Çelikdönmez

Twitter:@oc32oc39 omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir