Rus krizinin ekonomik maliyeti hesaplanır mı?
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rus krizi için, “En kötü senaryoda 9 milyar dolarlık bir kayıp bekliyoruz. Gerilimin etkisi GSYH’nin yüzde 0,3-0,4’ü civarında olabilir. Ümit ediyorum ki diyalog esas olur” demişti.
Herşeyden önce, Rus krizinde ekonomik kayıplar ne olursa olsun önemli değil. Krizde kim hatalı olursa olsun, bugün söz konusu hatayı konuşma günü değil. Yarın belki yarından da yakın bir zamanda elbette doğrular ve yanlışlar yeniden gündeme gelecek ve konuşulacaktır. Bugün millet olarak milli birlik içinde olmamız gerekir.
İkinci olarak bu tür krizlerde, kaba da olsa ekonomik anlamda bir hesap yapmak imkanı yoktur. Bu anlamda rakamları alt alta yazarak toplamak ekonomik anlamda doğru sonuç vermez. Çünkü ekonomik etkiler tek bir ilişki rakamına sığmaz. Bu tür krizlerin, rakamlar dışında iç ve dış etkileri, dolaysız ve dolaylı etkileri vardır. Sosyal ve siyasi maliyetleri vardır. Siyasi faydası da olabilir. İşsizliğe etkisi ve işsizliğin getireceği sosyal sorunlar vardır.
1) Rus krizinin siyasi anlamda pozitif etkileri olmuştur.
Dünya Putin’den ve Rusların getirdiği sorunlardan rahatsızdır. Ukrayna’ya müdahale etmesi ve Kırım’ın ilhakını dünya kamu oyunu rahatsız etmiştir.
Öte yandan uçağı bahane ederek; Suriye, İran ve Ermenistan’a yığınak yapmıştır. Aslında Rusların amacı bu ülkelere daha fazla üs kurmak ve yerleşmektir.
Rusya’da yönetimde oligarşi var… Ancak Putin daha da ağır, otokratik bir yönetim uyguluyor. Rus muhalif iş adamlarının hapse atılması ve malvarlığına el konulması küresel sermaye yi ürkütmüştür. Bir Rus muhalefet liderinin Putin tarafından tasfiye edilmesi, yine dünyada endişe uyandırmıştır.
Türkiye’nin Topraklarını savunmak hakkı olarak Rus uçağını düşürmesi ABD ve batının kesin olarak Türkiye’nin tarafında yer alması sonucunu doğurmuştur. Türkiye ‘de de siyasi iktidar içinde batıya karşı olanları frenlemiştir. Türkiye’nin kalkınması ve demokratikleşmesi ancak ve ancak batı içinde yer alırsa mümkün olacaktır.
Azerbaycan gibi dost ülkelerden, Rusya ile ekonomik ilişkilerden doğan zararlarda Türkiye ye destek gelmiştir.
2) Krizin maliyetlerine gelince …
Bu yılın ilk dokuz ayında Rusya’dan ithalatımız 15.8 milyar dolar , Rusya ya olan ihracatımız ise 2.7 milyar dolar oldu. Bu dokuz ayda Rusya olan olan dış ticaretimizde 13.1 milyar dolarlık dış açık verdik
Dış ticarette temel sorun doğalgazdır. Toplam doğalgaz ithalatının yüzde 55 ‘ini Rusya’dan yapıyoruz. Türkiye de tüketilen doğalgazın yüzde 48’i elektrik üretimi ile rafinerilerde kullanılıyor.. Yüzde 25.4’ü sanayide kullanılıyor. Doğalgaz kesintisi üretim düşmesi yaratır ve büyümeyi ve işsizliği olumsuz etkiler.
Türkiye’nin dünyada yaptığı müteahhitlik hizmetlerinde, Rusya ikinci sıradadır.
2014 yılında Türkiye’ye 4.5 milyon Rus turist geldi. 3.7 milyar dolar turizm gelirimiz oldu. Bu sene Rusya’daki ekonomik kriz (GSYH’da yüzde 4 küçülme bekleniyor) nedeniyle Ruslardan sağladığımız turizm geliri yüzde 20 gerilemiştir. 2016 yılı için Rus turistler ve Rus mega yatları rezervasyonlarını iptal ettiler.
Türkiye ile Rusya arasındaki kriz nedeniyle Türkiye ye gelen doğrudan yabancı yatırımlar da azalma var.
Türkiye savunma harcamalarını artırmak zorundadır. Bu nedenle kamu altyapı yatırımlarından aksama olabilir.
Öte yandan bu kriz nedeniyle, İran’ın tavrı ve mezhep kavgasını ön planda tutması nedeniyle, bu ülke ile olan dış ekonomik ilişkilerimizde azalma olacaktır.
Sonuç, bütün bu sonuçları, yan etkileri, sosyal fayda ve maliyetleri nedeni ile tek bir rakama sığdırmak ekonomik anlamda doğru olmaz. Doğru olan bundan sonra krizi iç siyasete alet etmeden doğru yönetmektir.
Esfender Korkmaz/yeniçağ