KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ermenistan
  4. »
  5. Robert Koçaryan: Halk kaybetmedi, Paşinyan kaybetti. Paşinyan: Ermenistan’ın en az 25 yıldır yozlaşmış bir devlet olması kaybettirdi

Robert Koçaryan: Halk kaybetmedi, Paşinyan kaybetti. Paşinyan: Ermenistan’ın en az 25 yıldır yozlaşmış bir devlet olması kaybettirdi

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 12 dk okuma süresi
397 0

Ermenistan’da sular bir türlü durulmuyor. Kaybedilen Karabağ savaşının ardından muhalefet Paşinyanı suçlarken Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan Moskova’ya yaptığı ziyarette bir teknokrat hükümeti kurulmasından bahsetmişti. Ermenistanın önemli siyasi figürlerinden Karabağ klanına bağlı Robert Koçaryan Paşinyana karşı bayrak açanlardan. Ermenistanın 2. cumhurbaşkanı olarak da bilinen Koçaryan katıldığı bir tv proğramında Karabağ savaşı hakkında uzun bir konuşma yaptı.
https://zham.am/?p=86754&l=ru
Koçaryana göre “Elbette savaştan kaçınılabilirdi. Ermeni hükümeti savaşı kaçınılmaz kılmak için her şeyi yaptı.” diye başladığı sözlerine “Müzakere süreci kasıtlı olarak çıkmaza girdi, çelişkili açıklamalar, eşbaşkanların Ermeni tarafının ne istediğini bile anlamadığı bir durum yarattı. Savaş, müzakere sürecinin Ermeni tarafı yüzünden başarısız olduğundan neredeyse hiç kimsenin şüphe duymadığı bir dönemde başladı.” dedi.

Aslında yetkililerimiz Azerbaycan’ın Karabağ’a yönelik saldırısını meşrulaştırdı. Artsakh Cumhuriyeti’nin varlığının hukuki temeli, ulusların kendi kaderini tayin hakkıdır, şimdi açıklamalarımızı değiştirdik ve sorunun çözümünü devletlerin toprak bütünlüğü alanına getirdik. Bu nedenle uluslararası toplum, Azerbaycan’ın bu savaştaki saldırganlığını toprak bütünlüğünün korunması olarak gördü ve savaşan taraf savaşı başlattığı için kınanmadı. “Artsakh Ermenistan’dır ve bu konu tartışılmayacak son bir noktadır” kararı, meseleyi sadece Ermenistan-Azerbaycan çatışması alanına, toprak bütünlüğü ilişkileri alanına taşıdı. Diplomatik bir başarısızlık değilse, bunun adı nedir? Bu iki konunun doğrudan sorumlusu, “kendi noktasından” yola çıkan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’dır. Diyen Koçaryan sözlerine şu iddia ile devam etti. “Öyle olsaydı savaş olmazdı, savaşı kaçınılmaz kılan diplomatik saçmalıklar olmazdı, Aliyev asla bu savaşı başlatmaya cesaret edemezdi.”


Savaşın kışkırtılması hakkında

“12 Haziran’da Genelkurmay Başkanı Ermenistan’ın savaşa hazır olmadığını bildirdi ve ardından Temmuz ayında Tavuş’ta bir olay patlak verdi.” Bu saldırı bölgedeki savaşı tetikledi.” Paşinyan 70 kişiyi ödüllendirdi ve Azerbaycan ve Türkiye’yi mağlup ettiğimizi söyleyerek olası bir savaşı kışkırttı.” Koçaryanın bu açıklaması aslında akıllara şöyle bir soru gündeme getirmiyor değil. Paşinyan Karabağın Ermenistan ekonomisine verdiği ağır yükten kurtulmak için bir bahane arıyordu ve bunu ilk fırsatta harekete geçirdi.

Koçaryan “Eski Savunma Bakanı David Tonoyan’ın meşhur tezinin – “yeni savaş – yeni topraklar”, olasılıklarımızı tartışıyor olsalar da olmasalar da Genelkurmay’la bir ilgisi olup olmadığı ortaya çıkıyor. Başbakan, Genelkurmay ve Savunma Bakanlığı’nın yaklaşımlarını nasıl karşılaştırdı? Aslında, Savunma Bakanı aracılığıyla, etkisiz hale getirmenin en kısa yolu olan, Türkiye’nin savaşa katılımı olan Azerbaycan’a yönelik bir tehdidi dile getirdik.” diyor katıldığı TV proğramında. Peki Paşinyan bu savaşa niye girdi ordunun hazırlıksız durumunu ortaya koyabilmek, geçmiş iktidarların Ermenistan devletine ve ordusuna verdiği büyük zararları ortaya dökebilmek için elindeki tüm imkanları kullanmasına rağmen inandırıcı olamadı. Elinde son çare olarak savaş seçeneği mi kalmıştı.

İşte bu olası şüphe Koçeryanın da dikkatini çekmiş ve Tv konuşmasında en can alıcı soruyu soruyor.
“Bu aynı zamanda bir hükümet üyesi tarafından ve kesinlikle Başbakanın bilgisi dahilinde yapıldı. Bütün bunlar, Azerbaycan’a diplomasi yoluyla bir şey başarabileceğini umma şansının verilmediği bir durum yarattı. Böyle bir davranışa sahip olmak ancak böyle bir avantajınız varsa mümkündü, o kadar güçlüsünüz ki bu tür nüansları umursamazsınız. Hükümetimiz bilinçli veya bilinçsiz olarak savaşı kaçınılmaz kılmak için her şeyi yaptı.”


Koçaryana göre Yenilginin nedenleri

Tecrübeli ve operasyon kabiliyeti yüksek müfrezelerin savaşta en önemli görevlerde bulunmalıydı. Ermenistan’ın çok iyi savaşan müfrezeler vardı, ancak bu müfrezeler düzenli ordunun yerini almalı ve değiştirmemelidir. Bu ölümcül bir hataydı ve bence savaştaki yenilgimizin ana nedenlerinden biri cepheye sürülen deneyimsiz ve beceriksiz askerlerdi. Bu sebepten cephemiz kuzeyde ve güneyde duramadı, Azerbaycan ordusu cephemize girdi. Kuzeyde bozguna karşı bir nebze olsun durup yeni bir hat inşa etmeyi başardık. Güneyde, sadece 14 kilometre uzakta, dayanamadık, geri çekildiğimiz birinci veya ikinci günde Azerbaycan ordusu saldırılarını geliştirdiler ve kollara ayrıldılar. Bu süre zarfında yeni bir hat oluşturamadık. Bütün bunların nedeni, bir dizi asker için şüpheli görünen ve Ermeni tarafı için ciddi sonuçları olan bir askeri operasyonun gerçekleştirilmesi için girişimde bulunulmasıdır.

Operasyon doğrudan Başbakan’ın emriyle gerçekleştirildi ve bunun sonucunda güneyde faaliyet gösteren kolordu ve Stepanakert alayı yenilgiye uğradı. Bununla birlikte, güneyde yeni bir hat inşa etmeye yetecek kadar tecrübeli birimlerimiz yoktu. Bu baskıyı savunmak sadece 7-10 gün sürdü, ancak silahlı kuvvetlerin omurgasının bu yönde kırılmasına yol açan bir yol seçtik. Yanlış kararlar bir kişi tarafından verildi O da başbakan Paşinyandır.

Başarısızlıklarımızdan en önemli sebeplerinden biri deneyimli komutanların etkisiz hale getirilmesiydi. İş işten geçtikten, tren çoktan kaçtıktan sonra devreye girdiler ama nafile.

Sadece Şuşa’nın nasıl teslim edildiği benim için net değil, aynı zamanda kendileri için de bu sorunun cevabı yok gibi. Bu soruların ve bir çok soruların cevabını bilmiyoruz.

Savaş 4. gününde durdurulacaktı, Genelkurmay raporunu aldıktan sonra Lavrov’un planını kabul etmek ve savaşı durdurmak zorundaydık. O dönemde Azerbaycanlılar güneyde sadece 3-4 km ilerlemişlerdi ve yaklaşık 500 ölümümüz vardı. Ancak 44. günde birkaç bin zayiatla, 10.000’den fazla yaralıyla ve hiçbir umudu olmadan savaş durduruldu.


Her gün söylenen yalanlar hakkında

Halkımıza her gün savaş sırasında söylenen yalan, Karabağ’da, Ermenistan’da savaş algısında öyle bir çatlak yarattı ki, ordumuzu yok ediyordu. Böyle bir yalanın ardından insanlar devlete güvenmeyi bırakır ve devlete olan güvensizlik derhal devletin temsilcisi olan bir asker olan subaya yayılır. Askerlerin, özellikle seferberlik kaynağından memura itaat etmediği birçok durum vardı.Bütün bunlar siyasi iktidarın yaptığı hataların sonucudur, dolayısıyla halkımız kaybetmedi, Başbakanımız, hükümeti, o siyasi takım kaybetti. Paşinyan yalanlarıyla bütün millet, ülke ve kendisi esir alındı

Erken seçimler hakkında

Koçaryan, “Halkın boynuna yenilgiyi saran bir hükümetimiz var. Kötü savaşan kimse yok, savaşı kötü organize eden yetkililer var. Yenilen hükümet değişmeli. Başbakanın yüzü bu utanç verici yenilgiyi temsil ediyor.” diyerek başbakanı erken seçim kararı almaya zorlamaya çalışıyor. Erken seçimden de çekinen Koçaryan Cumhurbaşkanı Arman Sarkisyan gibi teknokrat hükümeti isteyerek geniş bir cephe oluşturmaya çalışıyor.

‘Bu durumda erken seçim yapmak yanlıştır. Seçimlerin sonuçlarını coşku içinde gördük. Bu deneyime sahip olarak, seçimleri daha sakin bir durumda düzenlemenin gerekli olduğunu anlamalıyız. Bu hükümetin artık meşru olmadığı aşikar, parlamento halkın fikrini dikkate alıyor ama rasyonel bir alanda seçim yapmak en az bir yıl sürüyor. Muhalefet güçlerinin kararını memnuniyetle karşılıyorum, Vazgen Manukyan’ın bu görevin yerine getirebilecek yetkinlikte olduğunu düşünüyorum. Bu bir mevzi savaşı değil. Bu yıl bu geçiş hükümetine katılması gereken kimseyi kıskanmıyorum.” diyerek teknokrat hükümetini isteyerek geçiş sürecinden sonra kendisinin iktidara gelebileceği beklentisini dillendiriyor. “Ülkemizin bu zor dönemi atlatması için elimden geleni yapacağım, elbette dışarıda kalmayacağım.” diyen Koçaryana cevap gecikmedi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Pashinyan Koçaryanın açıklamalarına cevap olarak “Savaşın başarısızlığının ana sebebinin “Ermenistan’ın en az 25 yıldır yozlaşmış bir devlet olması” olduğunu söyledi. Halka hitap eden Nikol Paşinyan, son 25-30 yılın hatalarının sorumluluğunu birilerine yıkmaya çalışan güçlerin olduğunu söyleyerek adeta Koçaryana tokat gibi cevap verdi. Paşinyan, eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın son röportajına atıfta bulunarak “Dağlık Karabağ’ı müzakere sürecinin dışında bırakan adamın, bizi konuyu Ermenistan ile Azerbaycan arasında toprak anlaşmazlığına çevirmekle suçladığını” söyledi.

Nikol Pashinyan, savaşın önlenebileceği iddiaları karşısında Koçaryana “Kaçamaktaydın, 2016’da kaçamaktaydın.” diye seslendi. 2016 yılında savaşın ancak Ermeni tarafının toprakların kurtarılması için şifahi sözler vermesinin ardından durdurulduğunu söyledi. Azerbaycan iktidarı ile Koçaryan Sarkisyan dönemlerinde gizli kapaklı yapılan görüşme ve anlaşmaları ima eden sözleri önümüzdeki günler çok tartışılacağı beklenmektedir. Nikol Paşinyan, Türkiye’nin rolüyle ilgili olarak da Türkiye’nin “futbol diplomasisi” sonucunda Dağlık Karabağ sorununa karıştığını söyledi. Koçaryan Paşinyan kavgası geçmiş 25 yılın tüm gizli kapaklı görüşmelerini ortaya sermesi konusunda yeterli ip uçları vermektedir.
Türkiye’nin Azerbaycan’a Ermenistan’a Rusya’ya rağmen Dağlık Karabağ meselesinde Atatürk Devlet Bahçeli çizgisinde olaya müdahil olmaya çalışması istenen sonucu vermese de yakın gelecekte yeni sürprizlere hazır olmak gerekiyor.

Dr. Hasan Oktay
kafkassam başkanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir