KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Rauf Orujev: Avrupa ve Orta Asya: Semerkant Zirvesi neyi amaçlıyor?

Rauf Orujev: Avrupa ve Orta Asya: Semerkant Zirvesi neyi amaçlıyor?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 11 dk okuma süresi
23 0

AB-Orta Asya’nın ilk resmi zirvesi Semerkant’ta başladı. Etkinliğin gündeminde öncelikle bölge ile Avrupa ülkeleri arasındaki ticaretin canlandırılması ve lojistiğin iyileştirilmesine ilişkin ekonomik konular yer alıyor. Son yıllarda Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü kapsamlı savaş bağlamında Avrupa Birliği, Orta Asya ülkelerindeki varlığını genişletme arayışına girmiştir.

RFI’ye göre, etkinliğe Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in yanı sıra beş Orta Asya ülkesinin liderleri katılıyor: Shavkat Mirziyoyev (Özbekistan), Kassym-Jomart Tokayev (Kazakistan), Sadyr Japarov (Kırgızistan), Emomali Rahmon (Tacikistan) ve Serdar Berdimuhamedov (Türkmenistan). Siyasi liderlere Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile Avrupa Yatırım Bankası başkanlarının da katılması bekleniyor.

Zirvenin ardından, “tarafların stratejik ortaklık kurma yönündeki ortak arzusunu” yansıtan Semerkant Deklarasyonu’nun imzalanması planlanıyor.

Son yıllarda AB ile Orta Asya arasındaki ilişkiler önemli ölçüde yoğunlaştı. Zirvenin ana konularından birinin, maliyetinin 300 milyar avro olduğu tahmin edilen AB’nin Küresel Kapı projesinin ele alınması olması bekleniyor. AB ile Orta Asya arasındaki güzergahın 15 güne indirilmesini öngören Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru’nun geliştirilmesi hedefleniyor. Orta da denir.

Bu proje kapsamında Orta Asya ülkelerinin altyapılarını geliştirmek için yaklaşık 18,5 milyar avroya ihtiyaç duyacakları tahmin ediliyor. AB, bu miktarın yarısından fazlasını 2024’ün başlarında Brüksel’de düzenlenen bir yatırımcı forumunda topladı. Foruma AB ülkeleri, özel sektör, Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası katıldı.

Organizatörler, Semerkant’taki zirveyi bu denli üst düzey bir ilk zirve olarak adlandırıyor. Oysa ki, beş Orta Asya ülkesinin liderlerinin Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile iki görüşmesi daha önce gerçekleşmişti: Ekim 2022’de Kazakistan’da ve Haziran 2023’te Kırgızistan’da. Ayrıca son yıllarda bakanlar düzeyinde bir dizi toplantı gerçekleştirildi. 3. zirvenin 2024 baharında Semerkant’ta yapılması planlanmıştı ancak daha sonra tam bir yıl ertelendi.

Brüksel, “Geleceğe Yatırım” sloganıyla düzenlenen zirvenin, bölge ülkelerinin “yeşil dönüşüm” ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik kolektif kararlılığını yeniden teyit etme fırsatı olacağını belirtti. DW, bir AB yetkilisinin “Biz sadece ham madde çıkarmakla ilgilenmiyoruz. Bölgedeki sanayinin gelişimi için yatırımcı sayısını artırmak, çevre dostu enerjiye geçişini desteklemek istiyoruz” dediğini aktarıyor.

Zirvenin ev sahibi olarak açılışını yapan Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, zirveyi Orta Asya için “tarihi bir fırsat” olarak nitelendirdi. Özellikle, Taşkent’in zirvede Avrupa ile enerji işbirliği için sözde “yeşil stratejik koridor” oluşturmayı önereceğini ve ayrıca son yedi yıl içinde bölge ve AB ülkeleri arasındaki ticaret cirosunun dört kat arttığını ve 54 milyar avroya ulaştığını belirtti.

Mirziyoyev, zirve arifesinde Euronews’e verdiği röportajda, önemli görüşme konularının ele alınacağını şöyle sıraladı: Ekonomi, ticaret, enerji, ulaşım. Cumhurbaşkanı, “Siyasi diyaloğu derinleştirmeyi ve iş birliğimizi daha sistemli ve uzun vadeli hedeflere odaklı hale getirecek yeni etkileşim mekanizmaları geliştirmeyi umuyoruz” dedi.

Özbek lider, zirvenin yapıldığı yerin sembolik önemine de dikkat çekti: Semerkant, tarihi açıdan Avrupa ile Asya arasındaki ticaret yollarının üzerinde yer alan bir şehir. Mirziyoyev, Avrupa liderlerine açıklık ve karşılıklı yarar sağlayan koşullarda işbirliğine hazır olma güvencesi vererek, “Buradan altı asırdan fazla bir süre önce hükümdar Emir Timur, serbest ve güvenli ticareti sağlamak amacıyla Avrupa hükümdarlarıyla aktif temaslar sürdürdü” dedi.

Zirve arifesinde bazı uluslararası insan hakları örgütleri, Avrupa yetkililerine ticaretten bahsederken insan hakları konularını da unutmamaları çağrısında bulundu. İnsan Hakları İzleme Örgütü, beş ülkenin hükümetlerinin, kendilerini eleştirenlere zulmettiğini ve baskıcı yasalar çıkardığını hatırlattı. Uluslararası İnsan Hakları Ortaklığı (IPHR), bölge yetkililerinin bilgiye erişimi giderek daha fazla kısıtladığını ve ifade özgürlüğünü baskıladığını, barışçıl toplanma hakkının ihlal edilmeye devam ettiğini ve aktivistler ile gazetecilerin cezai suçlamalarla karşı karşıya kaldığını belirtti.

IPHR Direktörü Brigitte Dufour, von der Leyen ve Costa’ya yazdığı mektupta, “AB, enerji, güvenlik ve ulaştırma gibi alanlarda Orta Asya ülkeleriyle stratejik iş birliğini derinleştirirken, angajmanının temel ilkesi olarak insan haklarına sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır” ifadelerini kullandı. “Bu zirve, benzeri görülmemiş saldırılarla karşı karşıya olan bölge sivil toplumuna güçlü bir destek mesajı göndermek için kritik bir an.”

Peki bu zirve katılımcılarına ne gibi pratik faydalar sağlayabilir? Etkinliğiyle kim daha çok ilgileniyor – Brüksel mi yoksa Orta Asya ülkeleri mi? Peki hangi sebeplerden dolayı?

Sorularımızı bölgenin tanınmış uzmanları yanıtladı.

Türkmen analist, Turkmen.news portalının editörü Ruslan Myatiev :

— Bu zirve pratik anlamda ne verebilir? Bu, birincisi, Avrupa’nın Orta Asya’ya açık olduğunun bir işaretidir, çünkü orada halihazırda işçi göçmenler bile var – en azından Özbekistan’la birlikte, Özbek işçi göçmenlerinin Avrupa Birliği ülkelerinde belirli bir süre yasal olarak çalışabilmeleri için bir program başlatıldı.

Avrupa bölgesinde şu anda ciddi bir işgücü sıkıntısı yaşanıyor. Bu hem Avrupa (ucuz iş gücü de gelecektir) hem de Orta Asya için bir fırsattır. Yani bu göçmenler ülkelerine para gönderecek ve böylece ailelerini geçindirecekler. Karşılıklı olarak faydalıdır.

Ve bu sinyal, bu zirve bu anlamda olumlu bir rol oynuyor.

Bazı Asya ülkeleri daha az açık, ancak örneğin Türkmenistan’ın Avrupa ile ilişkilerinin iyi olduğuna dair net bir isteği ve anlayışı olduğundan eminim. Ayrıca, ticaretten lojistiğe, gaz taşıma projelerinden genel olarak her şeye kadar en geniş anlamda bağlantılar. Örneğin, kültür, eğitim ve sağlık alanında deneyim alışverişi buna dahildir. Ama buna rağmen özellikle Türkmenistan’da karar alma hızı ve etkileşim hızı maalesef hâlâ çok düşük.

Ama tekrar ediyorum, siyasi düzeyde Avrupa Birliği ile ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde bir istek var. Özellikle bunların başında ulaştırma ve lojistik projeleri geliyor. Avrupa’ya gaz temini ile ilgili projeler.

AB ile Orta Asya arasında bu düzeyde bir işbirliğinin sağlanmasıyla insan hakları konusunun ikinci plana atılmamasını, hatta üçüncü sıraya bile düşürülmemesini çok isterim. Evet, Avrupa Orta Asya’ya ilgi duyuyor, bu bölgeyi bir nevi kendine çekmek, Rus etkisinden kurtarmak istiyor, ancak bu hedefe ulaşmak için Orta Asya’da genel olarak insan haklarına uyulması konusunda kararlı bir tutum sergilemeye devam etmek son derece önemli. Bazı yerlerde durum daha iyi, bazı yerlerde daha kötü, ama ben bu zirvede, hem ikili formatta, hem de genel formatta bu konuların gündeme geleceğini gerçekten umuyorum.

Kazak siyaset bilimci Kazbek Beisebayev :

— Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Avrupa Birliği-Orta Asya Zirvesi başlamadan önce Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaya Kallas, Astana’yı ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Tokayev ile görüştü. Daha sonra birkaç gün sonra Almatı’da Cumhurbaşkanı Tokayev ile Mirziyoyev arasında bir çalışma toplantısı gerçekleştirildi. Bütün bu görüşmelerin, şu anda devam eden AB ve Orta Asya ülkeleri zirvesiyle bir şekilde bağlantılı olduğu varsayılabilir.

Bugün Trump’ın iktidara gelmesiyle birlikte ABD ile Avrupa Birliği arasında nasıl bir hesaplaşma ve gümrük savaşı başladığına tanık oluyoruz. Bu koşullarda büyüyen Orta Asya pazarı Avrupa ülkeleri açısından özel bir ilgi odağı haline geliyor. Bölge ülkeleri de Avrupa yatırımlarına ve teknolojilerine ilgi duyuyor.

Ayrıca, ekonomik potansiyeli bulunan ülkeler olarak Kazakistan ve Özbekistan, önde gelen AB ülkeleri açısından özel ilgi görüyor. Örneğin, Fransa’nın birçok Afrika ülkesinden çekildikten sonra uranyuma acil ihtiyacı vardır; bu mineralin yatakları Kazakistan ve Özbekistan’da bulunmaktadır. Bu bağlamda, Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın son dönemde Fransa’ya gerçekleştirdiği ziyareti de hatırlatmak gerekir.

Dolayısıyla, kimin işbirliğine daha fazla ilgi duyduğu sorusuna cevap olarak, her iki tarafın da işbirliğine güçlü bir ilgi duyduğu anın tam da bu an olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca özellikle ekonomik işbirliğine değinmek istiyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir