KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Rafsancani: İran’ın akil adamı

Rafsancani: İran’ın akil adamı

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
307 0

Ali Ekber Haşimi Rafsancani 1980’lerden bu yana İran siyasetinde hep tepelerde oldu. “Dinî Rehberlik” hariç en üst düzey görevleri üstlendi. Şah döneminde hapis yatan “Hüccetü’l-İslam” payesinde bir din adamı olan Rafsancani, İslam Cumhuriyeti Partisi’nin Ali Hameney de dahil olmak üzere 5 kurucusundan biriydi. 8 yıl süren “İran-Irak Savaşı”na son veren ateşkesi kabul etmesi için Ayetullah Humeyni’yi ikna eden de oydu.
Ayetullah Humeyni’nin vefatından sonra Cumhurbaşkanı Ali Hameney “Dinî Rehber”, Meclis Başkanı Rafsancani’yse Cumhurbaşkanı seçildi. Savaşın ülkede yarattığı yıkımı tamir için gösterdiği çabalar sebebiyle “Serdar-ı Sezadengi (yeniden yapılanma lideri)” olarak anıldı. ‘Realist’ ve ‘mutedil’ bir siyaset adamıydı. Din adamlarının, orta sınıfın, aydın ve sanat çevrelerinin önemli kısmının desteğine sahipti. Batılı kaynaklara göreyse “pragmatist (faydacı) muhafazakâr” idi. ‘İran’ın Henry Kissinger’ı diyenler bile oldu. Rafsancani ilahiyatçı ve siyasetçi kimliğinin dışında aileden gelen zengin bir fıstık tüccarıydı, ayrıca.
İranlılar Rafsancani’ye hep ‘denge adamı’ gözüyle baktılar. İran siyaseti uçlara savrulduğunda toparlayıcı olarak sahneye çıkması beklenen adamdı o. Ayetullah Humeyni de, Ali Hameney de Rafsancani’nin bu özelliğinden ziyadesiyle yararlandı. Rafsancani, Mahmud Ahmedinejat’ın cumhurbaşkanlığı döneminde ‘Devrim karşıtı’ olmakla suçlandığı sırada yaptığı konuşmada, üstlendiği bütün görevlerin Ayetullah Humeyni ve Dini Rehber Hameney tarafından kendisine tevdi edildiğini söylemek mecburiyetinde kaldı.
Rafsancani, ekonominin özelleştirilmesi, radikal grupların devlet içindeki güçlerinin sınırlandırılması, dinî vakıflara ayrılan bütçenin kısılması gibi görüşleriyle hem alt sınıfların tepkisini ve hem siyasi rakiplerinin dikkatini üzerine çekti. Ekonomik gelişmeyi ‘ideoloji’nin önüne çıkarması ‘devrim karşıtı’ olarak suçlanması için yeterliydi. Diğer taraftan Rafsancani bölge dışı güçlerin bölgeye yönelik nüfuz çabaları karşısında bölge ülkeleri arasında güven, işbirliği ve beraberliğin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyordu. Rafsancani en zor günlerini Ahmedinejat’ın cumhurbaşkanlığı döneminde yaşadı. Kızı ve oğlu ‘rejim karşıtı (reformcu)’ oldukları iddiasıyla tutuklandı. Ağır ithamlara, tehditlere maruz kaldığında Rafsancani’ye sahip çıkan yine Dini Lider’di.
İki dönem cumhurbaşkanlığı yapan Rafsancani, en son Mahmut Ahmedinejat ile giriştiği cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yenilgiyle çıktı. Rejim içerisinde çok ciddi hasımları olmasına rağmen “Uzmanlar Meclisi Başkanlığı” ve daha sonra “Düzenin Maslahatını Teşhiş Konseyi Başkanlığı” gibi kritik görevlerini sürdürdü.
Prof. Hamid Dabeshi, “İran: Ketlenmiş halk” başlıklı kitabında Rafsancani’yi İslam Cumhuriyeti’nin çıkardığı en kurnaz siyasetçi olarak tanımlıyor. Prof. Dabeshi’ye göre Rafsancani esrarengiz yöneticiliği ve incelikli gaddarlığı sayesinde İslamcı muhalifleri, hatta seküler muhaliflerin bir kısmını kendini onların tek umuduymuş gibi göstererek bünyesine katmayı başarmış ve bu yolla İslam Cumhuriyeti’ni iç çekişmeden korumuştu. Öte yandan Rafsancani yurt içinde son derece popülist ve Amerikan karşıtı bir söylem benimserken, yabancı muhataplarına uzlaşmacı ve faydacı görünmeyi başarmış nadir politikacılardandı.
Rafsancani kişiliği, görüşleri ve siyasî üslubuyla İran’ın en çok tartışılan simasıydı. İran’da havayı sis boğduğunda bütün gözlerin kendisine çevrildiği kişi de oydu. İran, belki de en akil adamını kaybetti.
Abdullah Muradoğlu

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir