KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. PYD güçlerini Kuzey Irak’ta Türkiye mi eğitti?

PYD güçlerini Kuzey Irak’ta Türkiye mi eğitti?

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 10 dk okuma süresi
382 0

PYD güçlerini Kuzey Irak’ta Türkiye mi eğitti?

 

Türkiye’nin komşu Kürtlerle arası hemen her dönem iyi olmuştur denilebilir. Komşu ülkelerdeki Kürt topluluklarının yaşadıkları ülke rejimleriyle başları derde girdiğinde sığınmayı düşündükleri ilk ülkenin Türkiye olması dikkat çekici. Çünkü Türkiye, resmi ve gayri resmi kanallardan bu akraba topluluklarla diyalogunu hiç koparmadan sürdürdü. Günümüzdeki Irak ve Suriye Kürtlerinin Türkiye için ne anlam ifade ettiklerini bilmeden Kürt meselesinin bölgede yol açtığı ve açacağı tsunamileri göğüslemek neredeyse mümkün değil. O halde beklenilen soruyu soralım; Türkiye’nin Kürt kartı var mı?

Türkiye içinde özellikle güneydoğu illerinde yaşanan bazı münferit terör olaylarına bakılarak verilecek peşin cevabın “hayır yok” olduğunu söylemek kehanet sayılmaz. Ancak bunun bir sosyal yanılsama olduğunu da söylemem gerekiyor. Türkiye; İngiliz ve Fransız istihbaratının kışkırttığı Şeyh Said, Ağrı Koçgiri ve Dersim isyanlarıyla boğuştuğu yıllarda, Irak Kürtlerinin İngiliz sömürge güçlerine karşı Barzani ailesinin önderliğinde başlatılan isyanları ve İran’da 22 Ocak 1946’da kurulan Sovyet destekli Mahabad Kürt Cumhuriyetini yakından takip etmiştir.

Türkiye’nin Kürt kartının Irak’ta KDP Suriye’de PYD’ olduğunu söylemek mümkün mü? Bazı kayıtlarda Barzanî ailesinin Siirt’in Şirvan kazasından 18. yüzyıl sonlarında Irak’taki İmadiye kazası yakınlarında bulunan Barzan bölgesine göç ettikleri ve Arap asıllı oldukları belirtilir. 1932 sonrasında Barzan ailesinin Türkiye Cumhuriyeti ile ters düşmemeye özen gösterdiği söylenebilir.

1932 Haziran’ında İngiliz ve Irak ordusunun takibinden kaçan Molla Mustafa Barzani ailesi ve 400 adamı Türkiye sınırından girerek jandarmalara teslim olmuştur. Aile üyelerinden Molla Mustafa Barzani Ankara, Eskişehir ve Edirne’de ikamet ettirilmiştir. Bu süreç içinde Mustafa Barzani’nin Türk istihbarat servisi tarafından brife edildiği, özel eğitim verildiği iddia edilmekte. Hatta Molla Mustafa Barzani’nin Türkiye’de bulunduğu süre içinde Barla’da ikamet eden Bediüzzaman Said Nursi ile haberleştiği ve Said Nursi’nin Mustafa Barzani’den Molla İzzet ismiyle söz ettiği kaydedilmektedir.

Hatırlayacak olursanız Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi başkanı Mesud Barzani’ye Turgut Özal döneminde kırmızı pasaport verilmişti. Bilmeyenler için söyleyelim; Kırmızı pasaport/Diplomatik pasaport, Dışişleri Bakanlığı ile yabancı memleketlerde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçilik ve Konsoloslukları tarafından verilir. Ha bu arada yıllar önce Türkiye’nin verdiği kırmızı pasaportla dolaşan Barzani’nin yaptığına ne demeli? Amerika ile ters düşmesi pahasına merkezi Irak hükümetine kafa tutuyor, İran’a diş biliyor, Kerkük’ü Farsların kuklası Arapların işgalinden kurtarıyor. Hem de Türkiye’nin gözü önünde yapıyor bunları. Türkiye’ye rağmen mi tabi ki hayır? Kırmızı Pasaport ’un hakkını iyi veriyor doğrusu. Türkiye oyunu kurdu mu böyle kurar. Bkz. Ömür Çelikdönmez/timeturk/19.06.2014/İran’ın batıyla petrol kardeşliği İslam kardeşliğinden önde mi?

Konumuz Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye’nin işbirliğinin tarihçesini yazmak değil. Cenevre görüşmelerine PYD’nin katılmaması için ayak direyen Türkiye’nin PKK=PYD formülünde ısrar etmesini nasıl yorumlamak gerekiyor? Ne kadar doğru bilmiyorum ama IŞİD saldırısından korumak için Süleyman Şah Türbesini Türkiye sınırına yakın PYD kontrolündeki bölgeye, Suriye Eşmesi’ne taşıyan Türkiye’nin, bir zamanlar Mesut Barzani ve Celal Talabani’ye verdiği kırmızı pasaportu Salih Müslüm’e de verdiği söyleniyor. Gelelim en büyük ve cayırtı koparacak iddiaya… Bugün Ceraplus’a saldırmaya hazırlanan, Fırat’ın Batısı’na geçmek için Türkiye’nin boş anını kollayan ve Baas rejiminin yardakçısı ilan edilen PYD güçlerinin Kuzey Irak’ta Peşmerge kamplarında Türk askeri uzmanlar tarafından eğitildiğini biliyor musunuz?

Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde YPG’nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri, Afrin ile Kobani kantonu arasındaki koridorun açabilmek için yakında IŞİD’in elindeki Mınbıc’a (Suriye Eşmesine taşınmadan önce Süleyman Şah’ın türbesinin bulunduğu yer) operasyon başlatacak olmasından dolayı kamuoyuna pompalanan suni bir korku dalgası mevcut. Minbic alınırsa Cerablus da kuşatılmış olacak.

Yine aynı korku senaryosuna göre; terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD, Halep’in kuzeyindeki Azez-Cerablus hattına iki yönden ilerlemeye çalışıyor. Rusya, PKK’nın Suriye kolu PYD’nin Fırat’ın batısında ilerleme çabaları için destek veriyor. Örgütün hedefine ulaşabilmesi için Fırat’ın batısındaki Mümbiç’e, Rusya bombardıman düzenliyor. Örgüt ilerlemesini tamamladığında, Suriye’nin kuzeydoğu sınırından başlayarak Türkiye sınırı boyunca egemenlik alanı genişletecek ve Halep-Türkiye bağlantısını da keserek, Reyhanlı ilçesinin karşısına dayanacak.

Ruslar bir yandan Amerikalılar bir yandan Avrupa Birliği bir yandan PYD ile dans etmek için sıraya giriyor. ABD Bakanı  Barack Obama’nın IŞİD’le mücadele için kurulan koalisyondaki Özel Temsilcisi Brett McGurk ile İngiliz ve Fransız diplomatlar, Kobani’de YPG’nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri üyeleriyle görüşüyor. Washington’un IŞİD ile mücadele kapsamında desteklediği Kürt YPG güçleri, Ekim ayında yeni bir askeri ittifak kurduğunu açıklamıştı.

PYD’nin silahlı kanadı YPG ve YPJ’nin başını çektiği oluşuma katılan gruplar Suriye Arapları İttifakı (Devrimciler Ordusu, Burkan el Furat Operasyonu Bileşenleri, Sanadid Birlikleri, Yiğitler Birlikleri, Cezire Tümenleri Birliği), Süryani Askeri Konsey olarak listelenmişti. Türkiye bunları izlemekte yetiniyor veya eli armut topluyor, öyle mi sanıyorsunuz?

Öncelikle Kobani’de PYD güçlerinin yanı sıra Kuzey Irak’tan gönderilen Peşmerge birlikleri de konuşlu olduğunu bilmemiz gerekiyor. Geçtiğimiz aylarda, Türk askeri uzmanların görev yaptığı Irak’ın Erbil ve Duhok kentindeki IKBY’nın askeri kamplarında eğitim gören Afrin, Kobani, Deyr Zor  ve Kamışlılı Peşmergeler, Esed Rejimi ve terör örgütü DAEŞ ile mücadele etmek için Suriye’ye gönderilme kararının ardından Kobaniye geçiş yaptılar. IŞİD ile mücadele kapsamında Peşmerge’ye, Türk Silahlı Kuvvetleri destek veriyor.

Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Irak’ın Kuzeyindeki dört farklı bölgede bir yılı aşkın süredir Peşmergelere; meskun mahallerde muharebe, El Yapımı Patlayıcı (EYP) ve EYP ile mücadele, Tanksavar, ağır makineli tüfek, havan, topçuluk, ileri gözetleyicilik ve ilk yardım eğitimleri verildi. Ayrıca Peşmergeye belirli seviyede malzeme, teçhizat ve bakım desteği de sağlandı. Peşmerge’ye askeri eğitim programında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ‘Bordo Bereliler’ olarak da bilinen Özel Kuvvetlerde görev aldı.

Peşmerge Özel Kuvvetleri (Zerevani) tarafından ‘Roj Askeri Gücü’ adı altında eğitilen Rojavalı Peşmergeler, Kuzey Irak’ta IŞİD’e karşı savaşıyor. Kuzey Irak’ta 8 taburdan oluşan 5 bine yakın Rojava Peşmergesinin Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le mücadelede etkin rol oynaması bekleniyor. 1990’lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, PKK ile mücadele eden Kürt Gruplara (Talabani-Barzani) aktif olarak destek sağlandı. Türkiye; Kuzey Irak kamplarında an itibarıyla PYD güçlerine katılan 5000 bin civarında Suriye Kürdüne askeri eğitim verdi. Bu nedenle PYD’nin kendisini tanımlaması ve konumlaması, Türkiye’nin bölgesel konjuktre göre şekillenen konsepti doğrultusunda gerçekleşiyor.

TSK Genelkurmay Başkanı Orgeneral  Hulusi Akar’ın, Suudi Arabistan’da Başbakan Davutoğlu’nun gerçekleştirdiği resmi görüşmelere“kamuflaj” ile katılması, askeri uzmanlar tarafından tören üniforması değil savaş üniforması giydiği şekilnde yorumlandı. Aynı uzmanlara göre Türkiye Genelkurmay Başkanı, üniforma tercihi ile savaşta olduğumuzu ilan etti. Böylelikle Suudi Arabistan heyetinde yer alan Hulusi Akar’ın seçtiği kıyafeti de gündeme oturdu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar görüşmelere, TSK’da subayların bu tip resmi görüşmeler ya da Genelkurmay karargâhındaki resmi kabullerde kullandıkları ve “1 nolu kıyafet” olarak adlandırılan üniforma yerine, sahada kullanılan “eğitim elbisesi” ile katılması, Türkiye’nin mesajı kime sorularını gündem taşıdı. Sizce kime?

Ömür Çelikdönmez

Twitter:@oc32oc39

omurcelikdonmez@hotmail.com

 

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir