KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Özbekistan yeni bir sürece giriyor

Özbekistan yeni bir sürece giriyor

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
317 0

Kardeş Özbekistan Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un vefatıyla birlikte 27 yıl süren kuşatıcı yönetiminin ardından yeni Cumhurbaşkanını seçmek için Pazar günü sandık başına gitti. Yaklaşık 21 milyon seçmenin bulunduğu Özbekistan’da seçimlere katılım %87 düzeyinde gerçekleşti. Kazanmasına kesin gözüyle bakılan bir adayın yarıştığı seçime böylesi yüksek bir katılımın sağlanması önemli ve motive edici…Netice beklendiği gibi oldu. 2003 yılından bu yana Başbakanlık görevini yürüten Şevket Mirziyoyev büyük bir farkla Özbekistan’ın 2. Cumhurbaşkanı olmayı başardı. Merkezi Seçim Kurulu Başkanı Ugulbek Abdusalomov toplam dört adayın yarıştığı seçimler için “Seçimler hukuka uygun olarak gerçekleşti şu ana kadar usulsüzlük şikayeti almadık” açıklamasında bulundu. AGİT kapsamında bir takım eleştiriler olsa da bu eksikliklerin seçimin sonucu değiştirebilecek nitelikte olmadığı çok açık.Seçimde birçok dengenin gözetildiği anlaşılıyor. Bunların başında da bölgeler ve klanlar rekabeti geliyor. Özbekistan’da diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi bölgecilik yerleşik bir hal almıştır. Özellikle Taşkent-Fergana ve Semerkant-Buhara diyalektiği geçen yüzyılın ortalarından itibaren Özbekistan’da önemli bir rekabet alanıdır. Zira Sovyetler döneminde devlet merkezi idare vurgusuyla mal-hizmet üretimi, paylaşımı ve dağıtımını sarsılmaz bir uhde içerisine konumlandırmıştı. Bölgeselleşme ve bölgeler arasındaki çatışma/rekabet ortamı önce kolhozları sonra bu kolektiflik üzerinden Komünist Parti’ye eklemlenmeyi beraberinde getiriyordu. Aksi halde devlete hakim olmanın ya da bahsedilen paylaşım-dağıtım süreçlerine etki etmek mümkün değildi. Böylelikle Cumhuriyetlerdeki bölgesel dinamikler etnik ayrışmanın bir nevi Habitus’u haline geliyordu. İslam Kerimov’a kadar Taşkent bloku etkili olurken, 1980’li yıllarla birlikte Semerkant-Buhara ağırlığı dikkat çekiyor. Mirziyoyev ile birlikte Semerkant bölgesinin ağırlığı korunmuş olacaktır. Elbette bu gelişmede Mirziyoyev’in en büyük rakipleri olan, Taşkent bölgesinden İstihbarat Başkanı İnniyatov ve Başbakan Yardımcısı Azimov’u yanına almasının katkısı vardır. Zaten Mirziyoyev’in Kerimov’un partisi (Liberal Demokrat Parti) tarafından aday gösterilmesi güçlü bir işaretti.Politika değişecek mi?Mirziyoyev dün yapılan seçimler öncesinde ülkenin uzun yıllar süren politik refleksleri açısından dikkat çeken bazı karar ve uygulamalara imza attı. Özellikle sınır problemleri ile gündeme gelen ve su kaynaklarının paylaşımı konusunda gerginlik yaşadığı Tacikistan ve Kırgızistan ile diplomasi yolunu hızlandırdı. Öncelikle Kırgızistan ile 25 sınır noktasındaki problemin çözümü için imzalar atıldı. Eş zamanlı bir şekilde 1992 yılında durdurulan Taşkent-Duşanbe uçak seferlerinin yeniden başlaması kararlaştırıldı. 1993 yılından bu yana hapiste bulunan 72 yaşındaki siyasi suçlu Samandar Kukanava serbest bırakıldı. Önümüzdeki dönemde en çok merak edilen konulardan birisi de siyasi suçluların bu kapsamda yer alıp almayacağı.Bazı bölge uzmanları Mirziyoyev döneminde Özbekistan’ın Kerimov çizgisini devam ettireceğini ancak bazı yeniliklerin ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. Bunların başında da Özbekistan’ın Rusya ile daha fazla yakınlaşması ihtimali. Mirziyoyev baştan beri BDT ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesinden yana. Putin, Semerkant’a başsağlığı için geldiğinde Mirziyoyev iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık” seviyesinde götürüleceğinden söz etmişti. Yine bu kapsamda 29 Kasım’da Özbekistan ve Rusya Savunma Bakanlıkları arasında askeri ve teknik iş birliği anlaşması imzalandı. Özbek Bakan “bölgedeki kaotik gelişmelere karşı böyle ittifakların olması gerektiği” yönünde açıklarken, Rus mevkidaşı anlaşmanın “Özbek ordusunun modernizasyonu için faydalı olacağını” belirtti.   Görüldüğü üzere Özbekistan’daki seçimlerin olası etkileri 3 önemli boyutta irdelenebilir. İlk etki alanı şüphesiz bölge ülkelerinin kendi aralarındaki ilişkiler ve bu kapsamda Rusya ile ayarlanacak mesafenin belirlenmesi, ikincisi bölge dışındaki ülke ve birliklerle ilişkilerin geliştirilmesi ve serbest piyasa koşullarının kuvvetlendirilmesi, üçüncüsü ise Özbekistan-Türkiye ilişkilerine yapacağı katkıdır. Üstelik her üçü birbiriyle son derece ilintilidir. Türkiye bu konuda bir fırsat yakalamış olmakla birlikte konuyu ve bölgeyi iyi özümsemiş bir diplomatik aygıt oluşturmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır.Kaynak: Özbekistan yeni bir sürece giriyor… –
Kürşat ZORLU

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir