Ahmet Davutoğlu’nun bir zamanlar damgasını vuran kumşu ülkeleri ile “sıfır tansiyon” yaratmak tamamen bitti desek yalan olmaz.
Ne Türkiye’de ve ne Ortadoğu’da bu politik yurumadı, yurumayacak gibi.

Libya konusunda Türkiye Mısır’la tam yüzyüze gelmiş,
Birleşik Arab Emirliği ile soğuk savaş yaşamakta,
İran’la gerginlik ve güvensizlik tam zirveye çıkmış,
Yeni Azerbaycan ve Ermenistan gerginliğine dahil olmuş,
Yünanistan’la ilişkiler kotuya gidiyor,
Yemen’de yeni cebhe açmak üzere,
ve nihayet Arabistan’la siyah bulutlar henüz iki ülke ilişkilerine gölge sarmış.

Diğer Ortadoğu ülkeleride durumları Türkiye’den daha iyi değil.

İrak, Suriye, Lübnan’da sorunlar bitmiyor. Yemen ve libya savaşları devam ederken, yeni oyuncuların oraya girmesi karmaşık bir vaziyet yaratmış.
İsraiil filistin topraklarına kendi ülkesine ilave etmesi meseleyi baya kompleks hal getireceğinden bahs ediliyor.

Suudi Arabistan’a gelirsek; Yemen’de Husilerle uğraşacak yada BAE ve Türkiye ile, kendileride şaşırmış kalmışlar,
İran’la ilişkileri tam barut haline dönüşü ve her iki ülke arasında ateşlenmesi an konusu,
Katar’le dışpolitika hedefleri uçurum gibi birbirindan uzaklaşmalar devam ediyor.

İran’a gelirsek; durum o kadar vahim ve karışık ki ne olacağını kimse tahmin etmekte istemiyor.
İsraiil’le soğuk savaştan tam gizli dinamik savaş’a girmeleri düşüdürücü olmuş. Önceden Suriye’de savaşıyordular, şimdi bu savaş İran’a kadar uzatılmış.
İran ekonomisi ABD ambargo nedeniyle o kadar çokulmuş ki Çin’e 25 sene anlaşma teklifinde bulunmuşlar ve bu teklif merakla konuşuluyor.
Bu anlaşma şimdi İran ve Çin arasında gözüküyor ama aslında butun Ortadoğu’yu etkileyecek. En etki yaratacak mesele, Çin’nin ayağı Ortadoğu’ya kadar uzanılacak meselesidir. yanı bir dışgüçün bu bölgeye girişi butun dengeleri altust edebilecek kadar etki yaratabilir.
O taraftan İran Afganistan’da Taliban’a gizlice yardım etmesi, Afganistan’nin devletini baya zor duruma sokmuş ve iki ülke arasında gerginliği yeni boyutlara sürüklendirmiş.
İran – Arabistan ilişkilere bakarsak, ilişkiler daha kotuya girmesi ve hiç bir tarafın anlaşmaya yeşil işik vermemekle tansiyonları hızla büyümesine yol açacak kadar önemli mevzuaattir. Yemen, Suriye, İrak ve nihayet iki ülkedeki iç meselelere karışmaları hüsümetin yakın zamanda bitmeyeceğin siğnalını veriyor. iki ülkenin Problemleri çözülebilecek noktadan çok uzakta olması bölgeye endişe veriyor.

Sonuçta bunu ifade etmemiz gerekir ki;
Er ya geç Ortadoğu’da yeni tansiyonlar doğulacak.
Bunların sebebi belki yüzde yüz İran rejimin dışpolitika siyasetleri olmasada ama en önemli ve etkili kiriterlerden birisidir.
Belli o ki Ortadoğu rejimlerin hiç bitmeyen hedefleri var ve bu hedefleri paralel ve barişci şekilinde yürümeyetecekler.
Yeni tansiyonlar bu defa Ortadoğu’yu bir büyük kaosa götüreceğini şimdiden görebiliriz. Ne Türkiye, ve ne diğer Ortadoğu oyuncuları koronavirüs’taki ekonomi zararlarını tahammül edecek güçleri kalmamış ve her biri eğer bölge sorunlarda yanlış karar alırsa, Ortadoğu daha büyük bir kaosala yüz yüze gelecek ve bu mesele inanılmaz kadar tehlikeli bir atmosfer yaratbilir. O yüzden eğer İran’nin dışpolitika hedeflerine mani olmasalar, sorunlar kanlı şekilde devam edecek ve büyüyecektir. SıradaTürkiye ve Mısır ve Arabistan’daki sorunlar eğer çözülemezse, bunun tek kazananı İran rejimi olacaktır.

Dememiz o ki Ortadoğunun gerginliği ve güvensizliği sadece İran’a ve terorist grouplara faydalanacak ve bu durumun kontrolu inanılmaz kadar zor bir süreçten geçecektir.

Hossein Vahid
kafkassam Tahran