KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. Omirbek Hanayi: RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI’NIN ALMANYA’YA OLASI ETKİLERİ

Omirbek Hanayi: RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI’NIN ALMANYA’YA OLASI ETKİLERİ

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
286 0

Şubat 2022’de başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, sadece Moskova-Kiev ilişkilerini değil, aynı zamanda küresel ve bölgesel dengeleri de alt üst etmiştir. Giderek derinleşmesi ile tüm Avrupa ülkelerinin güvenlik kaygılarının da artmasına neden olan söz konusu savaş, artık Avrupa-Rusya ilişkileri için de bir dönüm noktasını beraberinde getirmiştir. Çünkü hem Avrupa ve Rusya arasındaki bir tampon devlet, hem de potansiyel bir Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyesi olan Ukrayna’nın işgale uğraması, yıllardır Rusya ile diyalog ve iş birliğini savunan başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin Rusya politikasının değişmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda Rusya-Ukrayna savaşının, AB’nin lokomotif ülkesi olan Almanya’yı nasıl etkilediği ve etkileyeceği üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.
Her şeyden önce, Rusya-Ukrayna savaşı, AB içerisinde uzun yıllardır Rusya ile en yakın ticari-ekonomik iş birliğini sürdüren Almanya’nın Rusya politikası için ciddi bir dönüm noktası olduğu söylenebilir. Çünkü söz konusu savaş sırasında Berlin, başta enerji iş birliği olmak üzere yoğun ticari- ekonomik ilişkileri bulunan Moskova’ya yönelik alışılmadık sert çıkışlar yapmaktadır. Zaten Rusya’nın Ukrayna’nın ayrılıkçı bölgeleri Donetsk ve Luhansk’ı bağımsız devlet olarak tanımasına karşı tepki olarak Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattının ruhsatlandırma sürecini askıya almıştı. Öte yandan Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden hemen sonra da Rusya’ya yönelik ağır ekonomik yaptırımlar uygulanacağını ve Ukrayna’ya askeri yardım sağlanacağını açıklamıştır. Müttefikleriyle beraber Ukrayna’ya güçlü dayanışma desteğini veren Almanya, AB’nin, Rusya’nın ekonomi, finans, dış ticaret, üretim, enerji, maden, ulaştırma, havacılık ve uzay gibi sektörlerini hedef alan kapsamlı ekonomik yaptırımlarına öncülük etmektedir. Bu bağlamda, şimdiye kadar Rusya’ya yönelik uygulanan beş ekonomik yaptırım paketi kapsamında Rus bankalarının uluslararası finans sistemi SWIFT’ten çıkarılması ve döviz rezervinin bloke edilmesi hakkında karar alan Almanya ve diğer AB ülkeleri, başta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin olmak üzere birçok Rus siyasetçileri ve oligarklarının AB’de bulunan varlıklarını da hedef almıştır. Ayrıca Rusya’ya hava sahasını kapatan Almanya ve AB ülkeleri, Rusya’nın özellikle enerji, havacılık ve uzay sanayisine yönelik mal, hizmet ve teknolojilerin ihracatını, transferini ve yatırımlarını yasaklamıştır.
Özellikle, Rusya-Ukrayna savaşının, Almanya’nın savunma ve güvenlik politikasını kökten değiştirdiği ifade edilebilir. Çünkü Soğuk Savaş sonrası Almanya, savunma ve güvenlik politikası
alanında daha temkinli, dengeli ve pasifist bir tavır sergilemeye çalışmıştır. Dolayısıyla, yıllardır silahlanmaya olumlu bakmayan ve savunma bütçesini sınırlı tutmaya çalışan Almanya, Avrupa’da askeri güç olmaktan ziyade ekonomik bir güç olmaya daha çok önem vermekteydi. Bu açıdan bakıldığında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra Almanya’nın askeri ve savunma harcamalarını ciddi ölçüde artırması ve Ukrayna’ya doğrudan askeri yardım sağlaması, oldukça dikkat çekici bir durumdur. Yakın tarihinde ilk kez savaşan bir tarafa askeri yardımda bulunmakta olan Almanya, şimdiye kadar Ukrayna’ya çeşitli tanksavar silahlar, uçaksavar füzeler, makineli tüfekler, mühimmat, zırhlı araçlar ve diğer askeri teçhizatları teslim etmiştir. Ayrıca, Mart 2022’de Almanya Savunma Bakanlığı, 1981’den bu yana Alman Silahlı Kuvvetleri’nde kullanılan PA-200 Tornado savaş uçağını F-35 savaş uçağıyla değiştirme planını açıklamıştır. Almanya’nın askeri ve savunma alanında attığı söz konusu somut adımlar, Berlin’in pasif savunma ve güvenlik politikasından vazgeçmeye başladığını göstermektedir. Aslında, Almanya’nın askeri güç olma doğrultusundaki adımları, Berlin’in son yıllardaki jeopolitik uyanışının bir aşaması olarak da değerlendirilebilir. Çünkü son yıllardaki küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik gelişmeler, başta Almanya olmak üzere tüm AB ülkelerinin jeopolitik ve jeostratejik yaklaşımlarının yeniden ele alınmasına neden olmuştur Son yıllardaki mülteci krizi, Brexit sorunu, İran Nükleer Anlaşması sorunu, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı ve küresel ekonomik durgunluk gibi önemli jeopolitik ve jeoekonomik değişimlerin yanı sıra, 2014’te başlayan Ukrayna Krizi sonrası adım adım derinleşen AB-Rusya gerginliğinin de bu süreçte önemli rol oynadığını belirtmek mümkündür. Bu bağlamda, Eylül 2020’de Hint-Pasifik bölgesine yönelik “Almanya – Avrupa – Asya: 21. Yüzyılı Birlikte Şekillendirmek” başlıklı dış politika stratejisi Almanya’nın, yürüttüğü çok taraflı politikasının şekillenmesinde önemli bir rol oynayacağı ifade edilebilir. Bu noktada Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, Almanya’nın jeopolitik uyanışını daha da hızlandırdığı belirtilebilir. Bu bağlamda, Mart 2022’de Almanya Dışişleri Bakanlığı, ülkenin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin geliştirileceğini açıklamıştır. Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın neredeyse Avrupa güvenliğini tehlikeye attığına daha çok vurgu yapılan açıklamada, NATO ittifakının güçlendirilmesi ve Avrupa savunma sanayisinin daha da geliştirilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu açıdan bakıldığında, Almanya’nın önümüzdeki dönemde gerek AB jeopolitiğinde, gerekse uluslararası alanda daha aktif bir rol oynamaya çalışacağı tahmin edilebilir.
Zaten 2017’den beri NATO’nun Doğu sınırının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynayan Almanya, Mart 2022’de daha Litvanya’daki NATO’nun Gelişmiş İleri Varlık (eFP – enhanced Forward Presence) güçlerine ek 350 asker gönderme kararı almıştır. 2017’den beri Litvanya’da görev yapan eFP güçlerinde toplam 1.600 asker bulunmaktayken, bunun 900’ünü Alman askerleri oluşturmaktadır. Söz konusu eFP güçleri, 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhakına karşı tepki olarak NATO tarafından Baltık devletlerine ve Polonya’ya güven verme ve olası tehditlere karşı ortak savunma amacıyla konumlandırılmıştır.
Fakat Almanya başta olmak üzere pek çok AB ülkesinin enerji ihtiyacını karşılamada Rus petrolu ve doğalgazına olan bağımlılığı konusu ele alındığında, Rusya-Ukrayna savaşının hem Almanya ve Rusya, hem de AB ve Rusya arasındaki ticari-ekonomik ilişkileri derinden olumsuz yönde etkileyecektir. Almanya ve AB’nin Rusya’dan petrol ve doğal gaz ihracatını kısmen veya tamamen durdurması, AB’de enerji sorununu beraberinde getirebilir. Dolayısıyla Almanya ve AB ülkelerinin önümüzdeki dönemde enerji güvenliğini sağlamak amacıyla diğer petrol ve doğal gaz sahibi ülkelerle enerji alanındaki iş birliğini geliştirmenin yanı sıra, yenilenebilir enerji alanında önemli adımlar atmaya çalışacağı kuşkusuzdur.
Özet olarak, acı sonuçlarıyla devam eden Rusya-Ukrayna savaşının hala ne kadar süreceği belirsizken, savaşın olası etkilerinin nasıl şekilleneceğini tam olarak kestirmek mümkün olmamaktadır. Ancak Moskova ve Kiev arasında nihai bir ateşkes anlaşması yapılsa bile, savaşın küresel ve bölgesel boyuttaki olası jeopolitik ve jeoekonomik olumsuz etkilerinin maalesef uzun yıllar devam edeceği de tahmin edilebilir. Donald Trump döneminde ABD ve AB arasında yaşanan güven krizi, Eylül 2021’de ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında imzalanan AUKUS anlaşmasından sonra Avustralya-Fransa denizaltı anlaşmasının iptal edilmesi nedeniyle Joe Biden döneminde de devam etmektedir. Her ne kadar bu tür güven sorunları yaşansa da genel çerçeveden baktığımızda jeopolitik açıdan, Almanya dahil AB ülkelerinin önümüzdeki dönemde ABD ile gerek ikili ilişkilerinin, gerek NATO çatısı altındaki iş birliğinin giderek derinleşeceği düşünülebilir. Bu noktada ABD ile AB arasındaki ilişkilerin geleneksel güvenin zayıflaması nedeniyle AB’nin daha fazla egemen bir siyasi güç olarak hareket edebilme çabasına girdiği bir dönemde Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ABD ve AB arasındaki ittifakın yeniden pekişmesine olanak sağladığı da görülmektedir.
Omirbek Hanayi, Avrasya Araştırma Enstitüsü, Kazakistan

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir