KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ömer Kul: Kazakistan olaylarına dair

Ömer Kul: Kazakistan olaylarına dair

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 12 dk okuma süresi
317 0

1. Yapılan zamlar hedeflenenin bahanesi idi ama toplumu harekete geçirecek makul bir sebep oldu. Kim ne kazandı sorusunun cevabı yaşananları anlamak ve izah etmekte önemli ipuçları verecektir.

2. Ülkede Nazarbayev’in aile bireylerinin çıkar odaklı köşe-baslarını tutması halkı zaten patlama noktasına getirmişti. Nazarbayev’in aile ve yakın çevresine karşı bu zaafiyeti 30 yılda ülkesi, halkı ve Türk dünyasına katkılarının değil de heykeli yıkılan bir lider olarak anılacak olmasına yol açtı. Aile bireyleri ve yakın çevresinin bu tutumu yanlıştı ama o, yanlışı düzeltmek adına hiçbir hamle yapmadı veya yapamadı. Burada Tokayev’in ya bilerek ya da istese de yap(a)mayarak, seçildiği günden bugünü durumu değiştirmek adına adım atmaması zaafı ve eksik yönetimi söylenebilir. Bilerek müdahale etmemesi doğru ise zaten başından beri Nazarbayev’in gölge Cumhurbaşkanı olmak istememesini ortaya koyacaktır ki, bunu zaman gösterecek. Lakin Tokayev’in, kanaatim, Rusya’dan destek sözü aldıktan sonra, bu operasyona giriştiği ağır basmakta. Rusya ise istediğini aldıktan sonra iki lideri barıştırmış veya her iki lider danışıklı dövüşte istediklerini alınca ortamı yatıştırmış olabilirler.

3. Rusya’nın Ukrayna olayları ve Kırım ilhakı öncesi ve sonrası ABD merkezli kuşatılmışlık düşüncesi ve buna aldığı tavrın bir benzerini Nazarbayev’in Batı ile olan ilişkileri ve Türk Devlet Teşkilatı’nın varlığını da bir tehdit olarak değerlendirmiş ve bunun için bir ön alma, dahası arka bahçesi olarak gördüğü bölgede inisiyatifi ele geçirmeyi zaten tasarlıyordu. Zamları bahane ile gelişen protesto olayları ise Rusya’ya istediği fırsatı altın tepside Moskova’ya sunmuş oldu.

4. Olaylar başladıktan sonra işin seyri değişti. Halkın sokaklara inmesi, talepleri, yağmalamalar, silahlı kişilerin ortaya çıkması Kazakistan’da hiç kimsenin öngöremediği ve sonucunu kestiremediği bir noktaya evrilmeye başlayınca Rusya, Tokayev, Nazarbayev ve başta ülkedeki, bizdeki gibi yapılanmaları olmasa da fetö taraftarları olmak üzere radikal guruplar kartlarını yeniden kardı. Fetö yapılanması konusu Türkiye’deki gibi devletin hemen her birimine sızmaları olarak değerlendirmek yanlış olur. Türkiye’de okuyan veya Kazakistan’daki fetö okullarından mezun olup devlet kadrolarına atanan örgüt elemanlarına karşı hem Nazarbayev’in hem de Tokayev’in, Rusya’nın da tazyiki ile de tasfiyeler yaptığı, örgütün bir kısım üst düzey elemanlarının başta Kırgızistan ve Moğolistan olmak üzere Kazakistan’dan çıkartılarak ABD’ye gittiği bilinmektedir.
a) Tokayev, muhtemelen halka gözdağı vermek ve zayiatı en aza indirip en kısa zamanda kontrolü ele alabilmek için en sert tedbirlerle işe başladı. Hükümet’i azletmekle kalmadı, Nazarbayev’in görevlerini elinden aldı, akabinde ona yakın isimleri tasfiye etmeye başladı. Kanaatimce Kazakistan Ordusu’na Nazarbayev’e yakınlığı dolayısıyla güvenmeyince “Kollektif Güvenlik Örgütü Teskilatı”ndan yardım istedi. Tokayev’e göre iş çığırından çıkmış, Nazarbayev taraftarları ve dışarıdan ülkeye sokulan teröristler (İ?) ülkede darbe yapmaya kalkmıştı. Doğru mu zaman gösterecek ama Tokayev, bu gösterileri bahane ile ülkede ipleri tamamen ele almayı düşünmüş de olabilir. Bu anlaşılabilir bir durum olsa da bu tasfiyeyi Moskova’nın yönlendirme, tavsiye veya şantajı ile yapmışsa geçmiş olsun, Kırım gibi Kazakistan da gitti demektir. Tabi ki, Kırım’ın hukuki statüsü farklı olsa da, olaylara son dönemlerde aşırı derecede yükselen Kazak milliyetçiliğinin, ülkedeki azınlıklara, bilhassa Ruslara karşı aşırı söylem veya şiddet olaylarının yaşanmaması, belki de Rusya’nın hevesini kursağında bırakmış olabilir. Bu durum nahoş olayların yaşadığı Kazakistan’dan bu dönemde aldığımız en güzel haberler arasında yer almakta. Lakin Rusya’nın bizatihi kendisinin organize edebileceği nahoş olaylar önümüzdeki dönemde bilhassa Kazakistan’ın kuzey ve batı bölgelerinde ilhak veya hukuki özerklik veya ayrılıkçı anayasal koruma talebi gibi imtiyazlar ile Kazakistan’ın içişlerine müdahil olabilme potansiyeli hatırdan çıkarılmamalıdır.

b) Nazarbayev taraftarları Tokayev’in görevden alma ve tasfiye hareketlerini görünce kazanımlarını kaybetmemek ve tuttukları köşe başlarını korumak amacıyla Tokayev’i devirme yoluna gittiklerini söylenebilir. İşte bu durum işin içine terör gruplarının da girmesine yol sebebiyet vermiş olabilir. Sonuçta Tokayev’in sert ve kesin açıklamaları ve iyi organize edilmiş karşı propaganda faaliyetleriyle halkı ve eğitimli insanları oyuna gelmemeye ikna etmesi, kısa zamanda tutuklananların fazlalığı ortamın Tokayev’in lehine dönmesine yol açtığı anlaşılmakta.

c) Neredeyse 30 yıl Kazakistan hariciyesinde Nazarbayev’in en güvendiği kişilerden biri olarak görev yapan Tokayev’in, şayet Rus baskısına maruz kalmaz ise, bağımsızlık sonrası Kazakistan’ın çok taraflı uluslararası ilişkilerine deva edeceğini öngörülebilir. Lakin burada belirleyici olan Rusya faktörünü takip etmek ve ortaya çıkan duruma göre değerlendirmelerde bulunmak daha doğru olacaktır. Tahminin, hiç arzu etmesem de, önümüzdeki dönemde Türk dünyasına yönelik faaliyetlerin daha yüzeysel olacağı, Kazakistan’ın kulağını Moskova’ya çevireceği yönünde olup, umarım yanılırım.

ç) Rusya altın tepside kendisi adına birçok fırsatı elde etmişe benziyor. Bir kere artık Kazakistan’da KGÖ’nün üyeleri haricinde sadece Rusya’nın 3000 civarında askeri ülkede. Ülkeden çıkar mı, umid edelim çıksın ama çıkmama ihtimali daha yüksek duruyor. Kırım ilhakı, Rusça’nın resmî dil olması veya Rus nüfusun bulunduğu bölgelere özerklik verilmesi gibi istekleri olup olmadığı veya Tokayev’in bunları kabul ettiğine dair somut bir bilgi yok. Umarız da böyle istekler yoktur diyelim. Tokayev’in halka seslenişini Rusça yapması, egemen bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, yanlıştır. Kazakça yapılması daha doğru olandı. Açıklamanın Rusça yapılması önümüzdeki dönemde Tokayev’in Moskova’ya yüzünü döneceğinin göstergesi olarak kabul edilmesi zorlama bir yorum olabilir. Üzüntü verici olan ise Kazakistan’da 30 yıl geçmesine rağmen Kazakça konuşmak bir nevi varoşluk gibi görülmekte. Bence asıl düşündürücü olan husus bu denli yoğun yaşanan milliyetçi bakış açısına rağmen hâlen nasıl Rusça’nın halk ve aydın kesim arasında bu denli yer edinebildiği sosyolojik bir araştırma konusu olmalıdır. Bütün bunlara rağmen Rusya, aynen son Karabağ savaşında olduğu gibi “ağabey” pozisyonunda bölgenin kendisinden sorulacağını hissettireceği kesin gibi denilebilir. Türk Devletler Teşkilatından rahatsızlığın Kazakistan’da bu yaşanılanların arkasında Moskova’nın olduğu yorumuna da haklılık payı verdirmektedir. Lakin bunu da zaman gösterecek. Rusya’nın bu sefer taş dahi atmadan kuş sürüsü telef ettiği söylenebilir.

d) Bugün Kazakistan’da internetin açılması ile öğrendiklerimiz ise olayı biraz daha aydınlatmışa benziyor. Nazarbayev’in sözcüsünün twitter paylaşımında Nazarbayev’in Astana’da olduğu, Tokayev’le görüştüğü ve halkın Tokayev’in yanında yer almasını istediğine dair açıklaması akabinde tutuklanan Nazarbayev’e yakın kişilerin (Nazarbayev’in yeğeni Samat Abiş gibi) tekrar eski görevlerine atanması akla iki hususu getirdi.

1. Nazarbayev ile Tokayev anlaştı mı?
2. Bu yaşananlar Nazarbeyev ile Tokayev arasında danışıklı bir operasyon muydu? Bunları anlamamamız için biraz zaman gerekecek ama bana ikici şık daha makul geliyor. Lakin Tokayev’in Almatı’ya 20.000 terörist saldırdı twit’ini silmesi, önümüzdeki dönemde açıklamakta belki de zorlanacağı en önemli konulardan biri olacak.

e) Türk Devletler Teşkilatı, daha 4 Ocak’ta yazdığım gibi, inisiyatif almakta gecikti. Teklifler Tokayev’e sunup, yanında olduğu ve inisiyatif kullanmak kararlılığı gösterilmiş olunsaydı lakin buna mukabil Tokayev tarafından bu teklifler kabul görmemiş olsaydı sonuna kadar eleştiri hakkımız olurdu. 11 Ocak’ta konu ile alakalı toplantı yapmanın şahsen hiçbir mantıklı izahının ve faydasının olduğunu düşünmüyorum. Zikredilen teşkilat sadece üyelerinin liderlerini ara sıra toplayıp hatıra fotoğrafı çektirmek veya birilerine “ak sakal” payesi vermek için varsa kapatılması daha evladır demeyi vicdanı, insani ve milli bir görev addederim.

f) Önümüzdeki dönem Kazakistan’da;

– Nazarbayev’e yakın kişilerin tasfiyesini,
– Radikal dini yapılarla mücadeleyi,
– Rusya ile çok daha yakın ilişkileri,
– Türk Devletler Teşkilatı ile mesafeli duruşu,
– ABD, Çin ve Batı ile daha mesafeli irtibatı görebiliriz.

Son söz;

A) Çarlık+Sovyet Rusya arka bahçesi olarak gördüğü bölgelere tekrar dönüyor,
B) Tokayev kendi iktidarını perçinliyor,
C) Nazerbayev-Tokayev işbirliği ile Kazakistan devleti bağırsaklarını temizliyor olabilir.
Ümit ederim, Tokayev, herşey kontrol altına alındıktan sonra, demokratik bir ülke için adımlar atar ve Nazarbayev’in hatalarını tekrarlamadan, hak edenin ülkeyi yöneteceği şeffaf, paylaşımcı, hesap verebilir bir sistem uygulamaya koyarak gerçek bir “aksakal” olarak emekliliğinin tadını çıkartır.
Ç) Rusya’nın Kazakistan’da elini-kolunu sallayarak gezmesi başta Çin’in hoşuna gitmeyecektir. Kırgızistan’da Rusya aleyhine bazı gösterilerin yapılmasını bu gözle değerlendirmek yerinde olacaktır. ABD’nin ise sadece “takipteyiz” açıklaması bence bu coğrafyayı, Kırım gibi, Rusya’ya bıraktığının bir göstergesi olabilir.
Ömer Kul

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir