KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Nesrin Sipahi Kıratlı: GASPIRALI da NERDEN ÇIKTI ?

Nesrin Sipahi Kıratlı: GASPIRALI da NERDEN ÇIKTI ?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
368 0

2017 yılında Bildiri sunduğum Bulgaristan Razgrad şehrinde düzenlenen bir Çalıştay’ da Gaspıralı’ nın Bulgaristan Türklerine etkisinden bahsedince dinleyiciler arasında “ bu Gaspıralı da nerden çıktı ?” sorusunu soranlar olmuş.

Ne yazık ki Gaspıralı sadece Bulgaristan’ da değil, Türkiye’ de Unesco tarafından Gaspıralı yılı ilan edilen 2014 yılında, konuşmacı olduğum pekçok etkinliklerde gençlerin Gaspıralı’ yı yeterince tanımadıklarına şahit olduk.

Kemalist Devriminin en önemli halkasını Gaspıralı’ nın izinde olan Ziya Gökalp, Mehmet Akif Ersoy gibi Türkçüler oluşturmaktadır.
Zira, Mustafa Kemal Atatürk Devrimleri sadece Türkiye ile sınırlı kalmayarak Türkiye dışındaki Türkleri de kapsamaktadır.

Gaspıralı, asırlar süren Rus hakimiyeti altında yaşayan Türklere, başta Kazan ve Kırım’ da olmak üzere , Rusya’ nın Asimilasyon politikasını farketmiştir.

1853 Kırım savaşından sonra kurtulduk diye sevinen ve ümitlenen Kırım Türkleri sonraki canlarını kurtarmak için kendilerini Bulgaristan topraklarına atmış olsalar da
acı dolu hayatları burada da devam etmiş ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında çoğu Anadolu’ ya göç etmişlerdir.

Kırım Türkleri, dönemin ve Bulgaristan coğrafyasına mühür basan iktisadi tedbirleri fevkalade kuvvetli olan Tuna Vilayeti Valisi Mithat Paşa tarafından Dobruca ve Tuna’ ya iskan edilmişlerdir.

Akrabaları ve Kırım tatarlarının olması sebebiyle Gaspıralı Bulgaristan’ a ilgi duymuş ve ziyaret gerçekleştirmiştir.
Gaspıralı’ nın Türk Dünyasına tesirleri üzerinde durulmuş olsa da, Bulgaristan Türklerine etkisi gereğince incelenmemiştir.

Geçmişten günümüze uzanan süreçte, bugün gördüğüm gerçekleri karşılaştırmalı bir perspektifle değerlendirdiğimizde ;

-Gaspıralı ziyareti sırasında Bulgaristan Türklerinin cehaletini görmüş . Skolastik düşünceye karşı onları Modern Eğitime teşvik etmiştir.
Zira Prenslik döneminde Türklerin okuma-yazma oranı en düşük %4 , bazı verilerde % 6, Ermenilerin, Yahudilerin % 54, Rumların, Bulgarların % 32 dir.

-Gaspıralı, Bulgaristan Prenslik Anayasasının vermiş olduğu haklardan, Türklerin istifade etmediğini ,

-Bulgaristan Türklerinin kaprislerini, kavgalarını ve hatta Mahkemelere birbirlerini şikayet ettiklerini görmüş ve Bulgaristan Türklerine çağrıda bulunmuştur.

– Tarihin en buhranlı döneminde “ Dilde, fikirde, işte birlik “ çağrısıyla sesini tüm Türk Dünyasına duyuran Kırımlı İdeoloğ, Eğitimci,Yazar İsmail Gasprinski/ Gaspıralı, Tercüman gazetesini kendi imkanlarıyla, eşinin zinet eşyalarıyla kurmuştur.

Bu güne baktığımızda, temelinde Gaspıralı fikirleri olan anadili mefkuremde köy köy dolaştığım sahada bizzat gödüklerim karşısında, asırlar geçmiş olmasına rağmen Gaspıralı’ nın gördüğü gerçeklerin bugün pek değişmediğini esefle görmekte ve endişe duymaktayım.

Bugün, Bulgaristan Türkleri geçmişe nazaran cehaleti biraz olsun yenmiş olsalar da ;
1- Bulgaristan Cumhuriyeti 1991 Anayasası nın 36/2 maddesi gereği anadilinde eğitim hakkı olmasına rağmen Bulgaristan’ da giderek anadilimiz okunmamakta ve hatta can çekişmektedir.
Özellikle Kuzey Bulgaristan’ da yeni bir etnik model doğmuştur “ ANDİLİ BULGARCA OLAN TÜRKLER “
Verilen haktan faydalanmak yerine giderek uzaklaşma eğilimi görülmektedir.
Bulgaristan’ daki siyasetçiler ve Bilim İnsanları anadilimize gereken hassasiyeti göstermemiş ve anadilimiz gereksizleştirilmiştir.

Tarihe baktığımızda pek çok siyasi süreçler, rejimler yaşayan Bulgaristan (Prenslik, Krallık, Dikta,Totaliter, Demokrasi) her siyasi süreçte anadilimizin iniş ve çıkışlarla olduğu bir gerçektir, ancak hiçbir dönemde bugünkü kadar ÖNEMSİZLEŞTİRİLMEMİŞTİR !

2- Bulgaristan Türklerinin kendi aralarındaki kavgaları, “ben” merkezci düşünceleri, kişileri karalamaları bugün de hakimdir.

3 – Gaspıralı, tarihin en kritik döneminde çıkarmış olduğu Tercüman Gazetesi için hiç kimseden maddi destek sağlamamış, Bulgaristan Türklerinden bazı diasporalar ise Türkleri bölmek uğruna Türkiye’ den finans desteği almış ve bugün de Türkiye’ yi Finans Kurumu olarak gördükleri acı bir gerçektir..

4 – Gaspıralı, bir yazısında : “..Ben Milletin tercümanıyım. Millet sana daim hami olur, fakat yegâne şartını unutma.Her ne yazacak olsan, kalemini üç kapiklik/kuruşluk kara mürekkebe batırma , yüreğine batırıp kanın ile yaz….” (Tercüman 1906)
Bulgaristanlı pek çok gazeteci ve sosyal medya klavye canavarları ise kalemini Totaliter Rejimin bozduğu pis ruhlarına batırarak yazmaktadır.

5 -Gaspıralı’ nın önemli vasıflarından olan ülkücülük ruhu onu ihtiyatlı ve tedbiri kılıyordu. İstibdadın hüküm sürdüğü bir dönemde ”Usul-i cedit “ gibi milli kültür ruh ve aksiyonunu başlatan bir yeniliği yayması, Dünyadaki Türklere “ Dilde, fikirde, işte birlik “ ülküsüyle çağrısı,ve buna rağmen Çar ve hükümetlerin kendisini engelleyememesi onun sağlam bir
“ İHTİYAT ve TEDBİR” li olmasının sonucudur.
Bu nedenle hedefini gerçekleştirmek adına, Rus münevverleri ile de iyi ilişkiler kurmuştur..

Oysa Bulgaristan’ ı, yani doğduğum Vatanımı sevmenin, bazı Jurnalci Bulgaristanlı Türklerce suç sayıldığını bizzat engin kariyerimi karaladıklarında görmüş oldum.

6- Gaspıralı soruyordu: ” Ne yapmalı? İşi nerden tutmalı? Sönmüş kalpleri nasıl alevlendirmeli?Basireti kapamış perdeleri nasıl açmalı? Gaflet sahrasında serpilip kalmış koca bir milleti ayağa nasıl kaldırmalı ?
Türk-Tatarların büyük zaaflarına, geride kalmalarına sebep ne? Türk-Tatar milletini yok olmaktan kurtarmak için ne yapmalı ?

Evet, Gaspıralının o günkü sözlerini bugün Bulgaristanlı Türklere sormalıyız .
Bulgaristan’ da 500 yıldan fazla hüküm süren TÜRKLÜĞÜMÜZÜ ilelebet yaşatmak için ne yapmalıyız ?

Bulgaristan,Totaliter rejimden – Demokrasi rejimine geçeli 30 yılı aşmış, Ocak 2007 yılından itibaren Avrupa Birliği üyesi olmuştur.

Buna rağmen bugün Bulgaristan’ da anadilimizin giderek okunmaması, pekçok ailelede Bulgarcanın hakim olması, gençlerin kendi fikirlerini Türkçe ifade edememesi , Kuzey Bulgaristan’ da pekçok ailede annelerin, nenelerin- çocuklarıyla, torunlarıyla Bulgarca konuşması v.s. tüm faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda ;
Türkiye’ de 30 yıldır ZORUNLU ASİMİLASYON’ u dinlerken, Bulgaristan’ da, GÖNÜLLÜ ASİMİLASYON gerçekleşmektedir.

“ Gaspıralı da nerden çıktı ? “ sorusuna vermemiz gereken pekçok cevapları yazı dizilerimde kaleme alacağım.

Cafer Seydahmet Kırımer diyor ki:…
“ İsmail Bey, sempati uyandırmayı düşünmekten ziyade, işi düşünen bir adamdı.Bize hayırlı bir misal olması için, nasıl hareket etmesi icap ediyorsa, o , onu yapmaktan zevk alıyordu.Biz, o zamanlar onu anlamaktan çok uzaktık “

Gaspıralı ışığını yaymaya, kim olduğunu ve Bulgaristan Türklerine olumlu etkisini: Anlamayanlara, anlayamayanlara ve anlamak istemeyenlere yılmadan anlatacağım.

Bu vesileyle , doğumunun 170 inci yılında , karınca misali izinden yürüdüğüm Türk Dünyasının önemli şahsiyetlerinden olan Gaspıralı İsmail beyi rahmetle ve minnetle anıyorum.
Nesrin Sipahi Kıratlı

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir