KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Necip Topuz: SURETLER: Getrude Bell

Necip Topuz: SURETLER: Getrude Bell

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
171 0

Dostlarımız bilirler tarih okumasını severiz. Daha önceden az bilinen kadri kıymeti bilinmemiş birkaç tarihi karakterden bahis açmış olumlu tepkiler almıştık. Nitekim bu kapsamda Anadolu Selçuklu Sultanı Rüknettin Mesut ve Selçuklu şehzadesi İbrahim Yinal’dan bahsetmiştik. Aslında yazmayı düşündüğüm birkaç yabancı vardı. Avrupa ve Papalığın mimarı diyebileceğimiz Şarlman, Roma’da toprak reformu için kendini feda eden ünlü tribün Tiberius Gracchus bunlar arasında sayılabilir. Özellikle Haçlı Seferlerinin eşsiz komutanlarından Nurettin Mahmut da aklımızdakilerden.

Ancak bu gün daha yakın tarihlere gelip 20. Yüzyılın başında Osmanlı coğrafyasında dolaşan ve “Çölün Kıraliçesi” namıyla maruf Getrude Bell’den bahsedeceğim.

Neden Getrude Bell’i yazdığım da sanırım yazının ilerleyen safhatında anlaşılacaktır.

Getrude Bell için hangi sıfat kullanılmalı insan doğrusu karar veremiyor dostlarım. Casus, arkeolog, tarihçi, seyyah, fotoğraf sanatçısı, oryantalist ve hepsinden öte İngiliz yayılmacılığının planlayıcısı desek abartmış olmayız sanırım.

Kraliçe Viktoria döneminin koyu tutucuğu şartlarında Oxford Üniversitesi Tarih Bölümünden mezun olan ilk kadındır. Birincilikle bitirmesine rağmen diplomasının dahi verilmediği rivayet olunur.

Kadının bunca ikinci plana itilmişliğine rağmen Getrude Bell durmaz, durdurulamaz. Doğuya karşı ilgisi sebebiyle ilkten Farsça öğrenmeye başlar ve bir akrabasının İran’da Büyükelçi olması sebebiyle İran’a gider ve bir süre kalır. Hatta Farsçaya o kadar vakıf olur ki, Hafız Divanını İngilizceye çevirir ve bunun şimdiye kadar yapılmış en ciddi çeviri olduğu kabul edilmektedir.

Daha sonra Arap coğrafyasında uzun süre kalmış, bu zaman zarfında iyi derecede Arapça öğrendiği gibi Araplar arasındaki iç çekişmeleri onlardan daha iyi bilecek kadar etüd etmiş ve Birinci Dünya Savaşı sonrası cetvelle çizer gibi çizilen Ortadoğu haritasını Getrude Bell elinden çıkmıştır.

Ünlü casus Lawrence ile de görüşmüş adeta onun çalışmalarına ışık tutmuştur. Gerek Getrude Bell’in gerekse Lawrence’nin çalışmaları sonucunda İngiliz önderliğindeki Arap isyanları ile o topraklar tamamen elimizden çıkmıştır.

Malumunuz olduğu üzere, 1909 tarihinde Adana’da meydana gelen dönemin Valisinin raporlarına göre ikibine yakın Müslüman ve binbeşyüz de Ermeni’nin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak çalışma yapmak için Kayseri’ye gelmiş ve o dönem bir misyoner okulu olarak faaliyet gösteren 1960’lı yılların sonlarına kadar eğitim faaliyetine devam eden Talas Amerikan Kolejinde kalmıştır.

1909 tarihinde Talas’tan yola çıkıp Tomarza’ya uğradıktan sonra bu gün Adana’nın Tufanbeyli İlçesine bağlı bir köy olan ve o tarihte gelişmiş bir Ermeni yerleşim yeri olan “Şar”a gitmiştir. Bölgedeki faaliyetlerini gerek ailesine gerekse İngiliz hükümetine yazdığı mektuplarla bildirmiştir. İlk başta Ermeni’lerin masumiyetinden bahsederken sonraları Ermenilerin yaptıklarını öğrenince Türklerin Ermenileri ciddi surette cezalandırabileceğinden bahsetmiştir.

Getrude Bell’in kaderi de adeta Türklerle çizilmiştir. O yaptığı planlarla Ortadoğu’yu Osmanlı’dan koparmayı başarmış ise de nişanlısı Çanakkale Savaşlarında öldürülmüş ve bir daha da kendine gelememiştir.

Getrude Bell 20 yüzyıl başından savaşın çıktığı zamana kadar Osmanlı Coğrafyasında onikibin civarında fotoğraf çekmiştir. Fotoğraflar ve ailesine yazdığı mektuplar Newcasttle Üniversitesi arşivinde olup buradan takip edilebilmektedir.

Biraz önce bahsettiğimiz Tufanbeyli’nin Şar Köyü ziyareti sırasında muhtemelen Tahtalı Dağlarından geçerken bizim yöreden de 3 adet fotoğraf çekmiştir. Bu fotoğraflardan birinde Avşar kadınları halen Ortaasya’da kullanılan “yurt” olarak tabir edilen dışı keçeden yapılma çadırın önünde bulunmaktadır. (Fotoğrafların orjinallerine ücreti mukabili ulaşılabilmekte olup fikir vermesi bakımından ekran görüntüleri yazı ekindedir.)

Getdure Bell’in hayatı filme de konu olmuştur. Ünlü Aktris Nicole Kidman’ın başrolünde oynadığı 2015 yapımı “Çölün Kraliçesi” filmi izlemeye değerdir.

Son tahlilde Batının neden muasır medeniyet seviyesi bakımından bu kadar mesafe aldığını anlamanın yolu da onlara yön veren kişilerin biyografilerini titizlikle incelemekten geçmektedir. İncelemelerde görülecektir ki hayatta tesadüflere asla yer yok.

Baki selam.

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir