1) GÖÇ AYRIŞMALARI
Bulgaristan Türkleri ilk önce Türkiye’ye göç edenler ve Bulgaristan’da kalanlar olarak bölündüler.. Bulgaristan’da kalanlar, Türkiye’ye göç edenleri ötekileştiriyor, Türkiye’ye göç edenler ise, Bulgaristan’da kalanları eleştirmektedir.
1 Ocak 2007’de Avrupa Birliği üyesi olan Bulgaristan’da, Türkler Avrupa ülkelerine yönelerek iş göçü yaşamaktadır. Avrupa’da olan Bulgaristan Türkleri, gerek Bulgaristan’da kalan ve gerekse Türkiye’de olanları ötekileştirmektedir.
2) SİYASÎ AYRIŞMALAR
2017 yılında, Türkiye’nin desteği ile kurulan siyasi parti sayesinde Türkler bölünmüştür. Birbiri ile kavgalı ve konuşmayan kardeşler, komşular var. Sosyal medya klavye canavarlarını da göz önünde bulundurduğumuzda ayrışmanın boyutu daha net ortaya çıkmaktadır.
Aynı bölücüler, 4 Nisan 2021’de yapılacak Parlamento seçimlerinde Türklerin en yoğun yaşadığı Kırcaali’ den 1.ci sırada Türkiye ve Türk düşmanı olarak bilinen ve 15 Temmuz darbesini senaryo ve “SAÇMALIĞIN DANİSKASI” başlığı ile haber yapan bir gazeteciyi aday göstermişlerdir.
Türklerin bir kısmı ise bugün Deli Petro’nun izinden yürüyen Başbakan Boriov’un partisini desteklemektedirler.
Rus Çarı I. Petro’nun (Büyük Petro, Deli Petro) döneminde Çarlık Rusyasının dış politika stratejisi kendisinden sonra da devam ettirildiği bir gerçektir. Ülke siyasetinin fikri temeli I. Petro döneminde atılmıştır..
3) KÜLTÜREL AYRIŞMA
Timur döneminden sonra, Büyük Türkistan’da oluşan siyasi otorite boşluğu, bölgede sürekli devam eden çekişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bu nedenle Çarlık Rusya’sı için önemli bir hedef haline gelen Büyük Türkistan üzerinde ayrıştırma politikaları geliştirilmiştir . Uygulanan politikalar yalnızca siyasi özellik taşımayıp, aynı zamanda kültürel boyutlarıyla da dikkat çekmektedir.
Çünkü özellikle uygulanan kültürel politikalar siyasi emellerin tamamlayıcısı niteliğindedir.
Örneğin Kırım’da, Kafkasya’da ve tüm Türkistan’da gerçekleştirilmek istenen bu politikalar, bölge halklarının kültürel kodlarını kısmen bozmaya hatta ortadan kaldırmaya yöneliktir.
Bugün gerek bölgede yaşayan, gerekse dünyanın çeşitli bölgelerine dağılan Türkler olmak üzere, başka milletler tarafından Türkistan denilen geniş bölgenin “Orta Asya” olarak adlandırılması uygulanan politikaların başarıya ulaşıp ulaşmadığının da cevabıdır.
Türkistan coğrafyasında günümüzde yaşamakta olanların Rus Dilini, anadilleri gibi konuşması ve özellikle bölge halkının büyük bir kısmının geçmişteki Sovyet yönetimini halen en ideal yönetim tarzı olarak görmeleri, övgüyle bahsetmeleri tarihsel süreçte uygulanan politikaların bölgenin genetik kodlarına etkisini ortaya koymaktadır. Benzer tabloyu, Bulgaristan’da Borisov’un uyguladığı “Kültürel Politika” resminde görebiliriz.
4) ANADİLİ AYRIŞMASI
Anadilimiz can çekişiyor, gönüllü bulgarlaşanlar çoğalıyor… Naim’e gözyaşları dökelim, ancak bugünümüz dünden çok daha vahimdir. Hz. Mevlânâ’nin ifadesiyle, dün geldi geçti, yeni bir söz söylemek gerek… Ad’ların alınmasına ağlarken, bugün Milli kimliğimizin temel unsuru ve adımız kadar önemli olan anadilimiz karanlık bir döneme girmiştir.
Bulgaristan Türk gençliğinin, anadiline hakimiyetini göz önünde bulundurduğumuzda, anadilinde kendilerini ifade edemedikleri görülmekte ve bu durum gelecek için tehlike içermektedir. Kuzeydoğu Bulgaristan’da yeni bir etnik modeli doğuyor: “Anadili Bulgarca olan Türkler” !
Pekçok ailede Türk Dili konuşulmuyor. Kuzey Bulgaristan’ da resmi dilimiz baskın, anadilimiz karanlıkta kalırken, Güney Bulgaristan’ da ise literatürde olmayan Bulgarca-Türkçe karışımı yeni bir dil meydana gelmektedir. Görünen o ki, Zorunlu Asimilasyon yaşayan Bulgaristan Türkleri bugün Gönüllü Asimilasyon, Dil Asimilasyonu ile karşı karşıyadır.
SONUÇ:
Türk Dünyasına Doğu ve Batı olarak baktığımızda, Doğu’ da Türklere uygulanan şiddet içeren Asimilasyon, Bulgarisatn’da gönüllü bir şekilde ve sessizce yaşanmaktadır. Yıllar önce ekilen nifak tohumları bugün filizlenmektedir.
Panslavizmi Devlet Politikası haline getiren Rusya’nın ideali Balkan Coğrafyasında sadece SLAV ırkı bırakmaktır. Ancak Panslavızmin ve Komunizmin başaramadığını , Demokrasi döneminde yaşanan bölünmeler ve anadilimizin önemsizleştirilmesiyle gönüllü başarmış olacağız.
ZORUNLU ASİMİLASYON Bulgaristan Tarihine geçen kara bir lekedir.
GÖNÜLLÜ ASİMİLASYON ise Türk Tarihine olumsuz bir damga vuracaktır. Acele etmeliyiz.
Zira, DELİ PETRO’nun rüyası gerçekleşmek üzere .!
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç’ in Bosnalı Müslümanlar için söylemiş olduğu sözler bugün Bulgaristan Türkleri için de geçerlidir. “Bize yapılan soykırımı unutursak bunu bir daha yaşamaya mecburuz, size asla intikam peşinden koşun demiyorum, ama yapılanları da asla unutmayın”
Bugün Naim filmine göz yaşı dökmekten ziyade , Bulgaristan Türklüğünün bugününe, Milli fecaatına gözyaşı dökmeliyiz.
Nesrin Sipahi Kıratlı