KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. Nadir Devlet: Rusya’nın sorunu: Nüfus

Nadir Devlet: Rusya’nın sorunu: Nüfus

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
264 0

Rusya’da pandemi dolayısıyla ertelenen nüfus sayımı bu yıl 1-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

En sonuncusu 2010’da yapılmıştı ve toplam 142,5 milyondan biraz fazla bir nüfus tespit edilmişti.

Şimdi ise on bir yıl sonra 146,5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Buna göre on bir yılda ancak 4 milyonluk bir artış olmuş.

Bu artışı da eski Sovyet cumhuriyetlerinden Rusya’ya göçen etnik Ruslar sağladı.

Bu arada ülkeden göçenlerin sayısı da yüksek. 20-30 milyon diye tahmin ediliyor.

Kökeni Rus olan kalabalık bir nüfusun Rusya’ya göç etmiş olması, Putin’in endişelerini gidermeye yetmedi.

Verilere göre 1989’da bazı cumhuriyetlerdeki Rus nüfusu ile şimdiki durum şöyle:

Cumhuriyet 1989 2020
Kazakistan 6,230,000 3,500,000
Özbekistan 1,650,000 650,000
Kırgızistan 917,000 350,000
Tacikistan 388,000 34,000
Türkmenistan 334,000 165,000
Azerbaycan 392,000 120,000
Gürcistan 341,000 26,000

Ruslar, Sovyetler Birliğinde nüfusları yüzde 50’ler oranına düşünce ve Afganistan’da 10 yıl batağa saplanınca, ‘safra’ olarak gördükleri ülkelerden kurtulma zamanının geldiğini anlamışlardı.

Kırgızistan ve Tacikistan gibi ülkeler Moskova’nın yardımı olmadan ayakta duramıyorlardı.

Özbekistan ise pamuk rekoltesini yüksek göstererek Moskova’dan plan fazlası üretim için haksız paralar alıyordu.

Neticede 22,4 milyon kilometrekarelik Sovyetler Birliği 1992’de 15 bağımsız cumhuriyete bölündü.

Böylece Rusya Federasyonu elinde kalan 17,5 milyon kilometrekare toprakta 170 milyon bir nüfusa sahip oldu.

Bu yüzölçümü, yine de dünyadaki en geniş toprağa sahip bir ülke olma konumunu sürdürmelerine imkân veriyordu.

Daha küçük yüzölçümüne sahip Çin, Hindistan ve Amerika’nın Rusya’dan katbekat fazla nüfusu var.

İşte Putin’in kafasını kurcalayan Kovid, Navalni, gelir kaybı gibi sorunların arasında bu nüfus meselesi de ciddi bir yer tutuyor.

2020 yılında 500 binden fazla Rusya vatandaşı ülkeden ayrıldı. Bunu dengeler mahiyette iç savaşın sürdüğü Donbass bölgesinden 650 bin Ukrain vatandaşı Rusya vatandaşlığına geçti. Yani nüfus kaybı telafi edilmiş oldu.

Rusya yönetimi vatandaşlığa geçiş işlemlerini kolaylaştırdı. Adayın Rusça bilmesi gerekiyor.

Rusya İstatistik Kurumu’nun (Rosstata) verilerine göre Ocak-Haziran 2020 arasında doğan çocukların sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 daha az olmuş.

Ölüm sayısı ise 28 bin artmış. Bunda Kovid-19’un da rolü var.

Birtakım Batılı araştırmacılar aynı verileri inceleyerek Rus doğurganlık oranının yüzde 1,61 seviyesinde olduğunu, nüfusu aynı dengede tutmak için gerekli yüzde 2,2’nin çok altında olduğunu tespit etmişler.

Göçler hesaba katılmadığı takdirde 80 yıl sonra Rusya nüfusu 106 milyona düşecek, yani 40 milyon kaybedecek.

İşte Rosstata’nın “tipik aile profili” çalışmasından öne çıkan bazı veriler:

18 milyon aile çocuksuz (yetişkin çocuklar hariç).

12 milyon ailede tek çocuk, 5 milyon ailede iki çocuk var.

Her 10 aileden biri farklı etnik kökenden gelen çiftlerden oluşuyor.

Her 100 evlilikten 65’i boşanmayla sonuçlanıyor, bu yüzden ailelerin üçte bire yakını çocuklu anneden, ya da çocuklu babadan oluşuyor.

Putin’in bir derdi de bir hayli ülkenin tam anlamda gerçekleştiremediği gibi, azınlıkları asimile etmek, yani Ruslaştırmak. Son yıllarda bunun yollarını hazırladı.

Anayasa değişikliği ile “Rusya’yı kuran Ruslardır, başka milletler değildir” diye bir madde geçirdi.

Etnik olarak değişik ulusların adını taşıyan 22 cumhuriyetin bütün hukuki, ekonomik ve diğer haklarını ellerinden almaya başladı. Anadil eğitimine son verdi.

Cumhuriyetlerin gelirlerinin yüzde 70 kadarına el koydu. Acaba o azınlıkları şimdiye kadar yeterince sindirememiş miydi?

Yakın tarihte Çeçenlerin dışında hiçbir ulus Rus hakimiyetine karşı silahla ayaklanmamıştı.

Şimdi Çeçenlerin başına bir mankurt getirilerek sesleri solukların kesildi.

Eski Sovyet geleneğine göre, ülkede 190’dan fazla etnik grup olduğu varsayılıyor.

Bir haylisi çok az nüfusa sahip olduklarından Ruslaşmışlar.

Rusya’da nüfusun yüzde 80’ini Ruslar, kalan 30 milyon kadarını gayrı Ruslar teşkil ediyor.

Sırasıyla 5,5 milyonla Tatarlar toplam nüfusun yüzde 3,7’sini, Ukraynalılar yüzde 1,4’ünü, Başkurtlar yüzde 1,1’ini ve Çeçenler yüzde 1’ini teşkil ediyor.

Bu arada Tatarların nüfusunu daha az göstermek için onları Başkurt diye gösterme çalışmaları yapılıyor.

Bunun dışında yeni etnik adlar çıkarılıyor. Fakat bütün bu taktikler Rusların sayısını artırmaya yetmeyecek.

Çünkü dışardan Rusya’ya göçecek Rus nüfusu da tükenecek. Gençler ise yurt dışına gitme arzusundalar.

Aslında bu sorun, gelişmiş ve hızla şehirleşen ülkelerin sorunu. Doğurganlık oranı yüksek olan ülkeler böyle bir sorun yaşamıyorlar.

Bunun yerine işsizlik, sefalet ve hatta açlık sorunu yaşıyorlar.

ABD ve Türkiye gibi ülkeler dış göç alarak bu sorunun üstesinden geliyorlar. Batı Avrupa ülkeleri başta yabancı işçi olarak çalıştırdıklarına vatandaşlık vererek bu sorunu bir nebze çözmüş gibiler.

Rusya da bilhassa inşaat sektöründe yabancı işçiye muhtaç. Pandemi dolayısıyla bu işçilerin dörtte üçü ülkelerine dönmüş bulunuyor.

Ama bu yabancı işçiler ve mülteciler o ülkelerde ırkçılığın yükselmesine de neden oluyorlar.

Rusya’da doğurganlığın düşük olmasının yanı sıra, alkolizmin etkisi ile de ölümler artış gösteriyor.

Ülkedeki yaşlı nüfus da diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi artıyor ve dolayısıyla istihdamda sorunlar başgösteriyor.

Kısacası Putin’in Ruslaştırma ile nüfus azalması sorununu çözme politikası, acaba bir yüz yıl sonrasına fayda sağlayacak mı?

Prof. Dr. Nadir Devlet

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir