İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İLİŞKİLER NORMALLEŞECEK
Komşularla sıfır sorun politikası geçmiş yıllarda Türk Dış Politikası’nda
benimsenmiş olan bir görüştü. Burada belirtmek gerekir ki, bunun gerçekleşmesi
ancak ilişki kurmayarak mümkün olabilirdi. Devletler arasında elbette ki sorunlar
olacaktır. Mühim olan diyalog kanallarının açık tutulmasıdır. Bundan dolayı, İsrail ile
normalleşmenin de sorunların tam anlamıyla çözüleceği anlamına gelmemesi gerekir.
7 Ekim saldırısı öncesinde 20 Eylül’de New York’taki Türkevi’nde Erdoğan-
Netanyahu görüşmesi gerçekleşmiş ve iki ülke arasındaki ilişkilerle ilgili olumlu
adımlar atılacağının mesajı verilmiştir. 7 Ekim saldırısı sonrasında ise iki ülke
arasındaki ilişkiler tam anlamıyla kesilmiştir. Burada sorulması gereken soru şudur, 7
Ekim saldırısı olmasaydı Türkiye ve İsrail arasındaki normalleşmeden kimler zarar
görecekti? Rusya ve İran. Bu iki ülkenin Hamas üzerinden gerçekleştirmiş oldukları
saldırı İsrail-Türkiye normalleşmesini kesmiştir.
İran’da bu girişime öncülük eden isimler tasfiye olduğu ve Devrim
Muhafızlarının da tasfiye edilmek istendiği bir sistem değişikliğine doğru
gidilmektedir. Ukrayna Savaşı’nın baskısını hafifletmek için böyle bir girişimde
bulunan Rusya’da artık bir sistem değişikliği yolundadır. Sonuçta, iki ülkede yapmış
oldukları kriz merkezini değiştirme girişiminden kendileri zararlı çıkmışlardır.
Türkiye-İsrail ilişkilerinde normalleşme Netanyahu iktidarı ile olmayacak.
İsrail’de Netanyahu gibi şahin siyasetçiler yerine diplomasiyi kullanan ve bölge
ülkeleriyle ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkileri geliştirmeyi hedefleyen ılımlı
siyasetçilerin iktidar olması gerekir. Türkiye’deki siyasi iktidarın İsrail saldırısı gibi
olmayacak şeyleri tekrarlamak yerine böyle girişimlerin gerçekleşmesini sağlamaya
çalışmaları gerekir. İsrail’deki sağ koalisyon Gazze ateşkesinden dolayı zor günler
geçirdiği bu günlerde Ekim 2026’da yapılması planlanan seçimler için Türkiye
İsrail’de kamuoyu oluşturmalıdır.
İsrail ile normalleşme ekonomik açıdan da gereklidir. Özellikle Ukrayna
Savaşı ile Rusya’nın, İran’ın da yaptırımlar nedeniyle ulaşamadığı Avrupa pazarına
İsrail’in doğalgazını ulaştırmak için Türkiye tek seçenektir. Yunanistan ve GKRY
üzerinden ulaştırmayı hedefledikleri proje ABD’nin desteğini çekmesiyle ölü
doğmuştur. Doğu Akdeniz’de bir doğalgaz boru hattı yapılacaksa bunun Türkiye’nin
onayı olmadan olması pek mümkün değildir. İki ülkenin birbirine ihtiyacı vardır.
İsrail hiçbir zaman Türkiye’den gelecek olumlu bir adıma kapısını kapatmayacaktır.
Son olarak, konuşulması ve tartışılması gereken bir düşünce de İsrail-Filistin
çözümünde iki devletli çözüm yerine tek devlet iki millet seçeneğidir. Arapların İsrail
Devleti’nde eşit vatandaş olarak yer aldıkları bu sistemde ilerleyen süreçte İsrail’de
demografik olarak Yahudilere karşı avantajlı bir konuma ulaşmaları muhtemeldir.
Halihazırda İsrail’de Knesset’te Arap milletvekilleri, yerel yönetimlerde Arap
belediye başkanları seçilmektedir. Böyle bir dönüşümün sağlanması için Türkiye ana
aktör olmalıdır.
N. CEM TABANLI
N. CEM TABANLI: TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA SAVAŞ OLMAYACAK,
21 0

Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.