1947 yılında Yunan parlamentosu ‘Enosis’ kararı almasına rağmen
uygulamaya geçirememiştir. Yunanistan bu amaca ulaşmak için İngiltere ile
diplomatik girişimlerde de bulunmuş ancak bir ilerleme sağlayamamıştır. Bunun
üzerine, Yunanistan, İngiltere’nin bu tutumu karşısında strateji değişikliğine giderek
uluslararası toplantılarda Kıbrıs meselesini gündeme getirmiştir.
Türkiye’de ise siyasi iktidarlar İkinci Dünya Savaşı sonrasında Batı’ya entegre
olmaya çalıştıklarından dolayı 1955 yılına kadar İngiliz politikalarına yakın
durmuştur. 1955 yılından sonra ise İngilizler Kıbrıs meselesinde kendilerinin
Kıbrıs’taki varlıklarının sorgulanmamasını sağlayacakları Türkiye ve Yunanistan’ı
birbirlerine düşürecek bir süreci başlatmıştır. İngiltere’nin bu stratejideki hedefi,
Yunanistan ile birebir mücadele etmek yerine Türkiye-Yunanistan mücadelesi
yaşanması ile kendisinin olası bir çatışmanın dışında kalması ve süreci yönlendirmek
istemesidir.
1959 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti; İngiltere, Türkiye ve Yunanistan
garantörlüğünde bir antlaşma ile kurulmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının
birinci maddesinde herhangi bir ekonomik veya siyasi birliğe katılınmasının yasak
olduğu hükmü vardır. Ancak GKRY, Avrupa Birliği üyesi bir devlet olarak
günümüzde varlığını devam ettirmektedir. GKRY’nin Avrupa Birliği üyeliğinde
garantör ülkelerden olan ve o dönem birlik üyesi olan İngiltere’nin buna onay
vermemesi gerekirdi.
GKRY’nin Avrupa Birliği üyesi olmasından dolayı Kıbrıs meselesi artık
Yunanistan ve Türkiye arasında bir problem olmaktan çıkıp Avrupa Birliği ile
Türkiye arasında bir problem olmuştur. Kıbrıs’taki Rumlar çözümsüzlüğün
devamından yanadır. Dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan
tarafından hazırlanan Annan Planı’na karşı olmalarının nedeni de budur. Avrupa
Birliği üyesi olmanın sağladığı avantajla ve destekle Türkiye karşısında daha güçlü
bir konuma geçmiş olmuşlardır.
Sonuç olarak, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Balkanlarda son yıllarda yaşanan
gelişmelerden bağımsız düşünülmemelidir. 2020 yılında gerçekleşen Azerbaycan-
Ermenistan savaşında Azerbaycan galibiyeti, Balkanlarda ABD ve Yunanistan’ın
gene 2020 yılında gerçekleştirmiş oldukları askeri tatbikat, 2022 yılında başlayan
Rusya-Ukrayna savaşı, Türkiye’nin 2020 yılında Karadeniz’de doğalgaz yataklarını
keşfettiğini açıklaması gibi gelişmeler her ne kadar Doğu Akdeniz’le coğrafi
yakınlıkları olmasa da enerji kaynakları nedeniyle olduğuna dikkat edilmelidir. Bugün
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını sürdürmesi için yıllardır yapılan
ekonomik, askeri ve diplomatik yardımların sonuç vereceği Doğu Akdeniz’de
keşfedilen doğal kaynak rezervleri ile belli olmuştur. Bu nedenle de Doğu Akdeniz’in
Türkiye açısından jeostratejik önemi yadsınamaz.
N. CEM TABANLI
N. CEM TABANLI: TÜRK DIŞ POLİTİKASI AÇISINDAN DOĞU AKDENİZ’İN JEOSTRATEJİK ÖNEMİ (2)
27 0

Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.