I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin Suriye ve Irak başta olmak üzere
bölgeden çekilmesiyle oluşan boşluk İngiltere ve Fransa tarafından doldurulmuştur.
Lübnan ve Suriye’nin olduğu topraklar Fransız kontrolüne geçmiş, bu topraklarda
Fransa tarafından manda yönetimleri oluşturulmuş ve ilerleyen süreçte Suriye ve
Lübnan’daki manda yönetimlerini sonlandırmıştır. Suriye ve Lübnan, bağımsız
devletler olmuşlardır. Bunun sonucu olarak, Fransa’da 1946 yılında Suriye ve
Lübnan’dan çekilerek Doğu Akdeniz’deki etki alanlarını kaybetmiştir.
Fransa, 7 Aralık 2024’te Esad ailesinin temsil ettiği Baas rejiminin Suriye’de
yıkılmasıyla birlikte oluşan boşluktan Amerikan gücünü kullanarak yararlanmak
istemiştir. Ancak Fransa’nın bu girişimine karşı Türkiye Dışişleri Bakanı sert bir çıkış
yaparak Suriye’de Türkiye’nin muhatabının ABD olduğunu vurgulamıştır.
Ağustos 2020’de Beyrut limanındaki patlama sonrasında Fransa Cumhurbaşkanı
Macron’un Lübnan ziyaretinde vurgulamış olduklarından ve son olarak Suriye’de
Kürtlerle ilgili yapmış olduğu açıklamalardan yola çıkarak Doğu Akdeniz’de özellikle
Lübnan ve Suriye’de 1946 öncesindeki hakimiyetini yeniden tesis etmeyi istemiştir.
Hem doğalgaz rezervlerine sahipliği hem de stratejik öneminden dolayı Doğu
Akdeniz’in önemi her geçen gün artmaktadır. Bölgenin ekonomik ve stratejik
önemine ek olarak, Türkiye-Suriye arasında yapılması konuşulan deniz yetki alanları
anlaşması da GKRY ve Yunanistan başta olmak üzere Avrupa Birliği’nin çıkarlarına
da bir darbe vuracaktır. Bundan dolayı, Fransa’nın yapmış olduğu Suriye çıkışını daha
geniş perspektiften değerlendirmek gerekir.
Fransa’nın son hamlesi karşısında bir kez daha vurgulamak gerekir ki, Türkiye’nin
Suriye politikasında asıl amaç, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanarak üniter bir
devletin tesis edilmesi olmalıdır. Bu politikanın gereği olarak, mevcut durumda
Colani yönetimi bu sistemi kuramaz veya kurmaz ise Türkiye, bu mekanizmayı tesis
edecek yollara yönelmelidir. Bundan sonraki süreçte de, Suriye’de Türkiye’siz bir
çözüm olmayacaktır.
N. CEM TABANLI
N. CEM TABANLI: SURİYE, FRANSA’NIN 1946’DA BIRAKTIĞI SURİYE DEĞİL
29 0

Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.