Trump’ın Çin ile ticaret savaşına odaklanmak istediği bilinmektedir. Fakat Gazze meselesinin tam anlamıyla çözüme kavuşturulamaması ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nın sonlanmaması da buna odaklanmasını zorlaştırmaktadır. Çin, köklü uygarlık geçmişine sahip olan bir devlettir. ABD ise kuruluşu açısından daha birkaç yüzyıllık bir devlettir. Binlerce yıldır dış müdahalelere karşı kendisini koruyan, ancak savaşçı kimliğine sahip olmasa da ülke içindeki vatandaşlarına itaat kültürünü yerleştirmiş olan bir Çin uygarlığını ABD karşısına alacaktır.
Trump’ın söylemleri ve davranışlarıyla bir entelektüel bilgi birikiminden yoksun olduğu da görülmektedir. Bu yoksunluktan kaynaklı olarak, karşısına aldığı devletleri meydana getiren uygarlıkların ne kadar köklü ve derin mirasa sahip olduğundan habersiz davranmaktadır. Trump, Hitler gibi Devlet Başkanlarına saygısız ve küstahça davranmakta, geçmişteki acı olayların sonucunda oluşturulmuş olan uluslararası kurumların kararlarına uymamaktadır. Hatta bu kurumlar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Örneğin, Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkililerinin ve ailelerinin ülkeye girişini yasaklayan kararı bunun bir örneğidir.
Trump’ın özellikle Zelensky’ye karşı tutumu Zelensky’nin Avrupa devletlerine yaklaşmasına neden oldu. Bunun sonucu olarak, Trump’ın yapılan yardımlara karşılık olarak almak istediği Ukrayna’nın değerli madenleri artık Avrupa Birliği’ne yönelebilirdi. Ancak Avrupalı devletler de böyle bir duruş sergileyemeyip Zelensky ile Trump’ı barıştırmaya çalışacaklarını gösterdi. Çünkü Avrupalı devletlerin ABD ile Rusya’nın anlaşmasına karşı herhangi bir hazırlıkları yoktu. ABD tarafından Kırım’ın Rus toprağı olarak tanınması karşılığında Rusya’nın da Grönland, Panama Kanalı ve Kanada’yı ABD toprağı olarak tanıması söz konusu olabilir. Buna ek olarak, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa ordusu fikrini gerçekleştirebilecekleri ekonomik ve askeri kapasiteye de sahip olmadıklarından dolayı NATO’nun faaliyetine devam etmesi için ABD’nin desteğine ihtiyaç vardır. Bunun farkında olan Trump’ın eli kuvvetlidir.
Son olarak, Trump’ın Gazze planı, Grönland’lılar açısından da gelecekleri hakkında bir ön izleme niteliğindedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında Grönland’da kurulan Amerikan askeri üssü çevresindeki insanlar adadaki başka bölgelere gönderilmişti. Trump’ın Grönland’ı satın alma planı, Danimarka ve uluslararası toplumda büyük tartışmalara neden oldu. Şimdi, Grönland’ın tamamının alınması durumunda nasıl bir planın uygulanacağı soru işaretidir. Trump, Kanada ve Meksika ile Avrupa ülkelerinde tartışmalı bir figür olarak algılanmaktadır. Son dönemde, ABD’nin bazı politikaları ve açıklamaları, özellikle seyahat kısıtlamaları gibi konularda uluslararası gerilimleri artırmıştır. Bu gelişmeler, Trump’ın Danimarka ve Grönland ile ilgili planlarını daha da karmaşık hale getirmektedir.
N. CEM TABANLI