İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi iktidarını koruyabilmek adına ultra-Ortodoks (Haredi) Yahudilerin desteğine bağımlı hale gelmiştir. Bu durum, onu Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ile defalarca karşı karşıya getirmiştir. Haredi Yahudiler, İsrail’deki üç yıllık zorunlu askerlik hizmetinden muaf tutulmayı talep etmekte; dini eğitim aldıkları gerekçesiyle askerlik yapmaktan kaçınmaktadır. Koalisyon ortağı olan radikal sağ partilerin desteğine ihtiyaç duyan Netanyahu, askerlik muafiyetine ilişkin düzenlemeleri korumaya çalışmaktadır.
Netanyahu’nun siyasi kurnazlığının bir diğer örneği, 2022 seçimlerinde İsrail Araplarının oylarını kazanmak için Arapça seçim afişleri kullanmasıdır. Ancak bu tür kurnazlıklar, uzun vadeli siyasi istikrarı sağlamaktan uzaktır.
7 Ekim 2023’te gerçekleşen Hamas saldırısı sonrasında Netanyahu ve koalisyonundaki radikal sağcılar, bu olayı güvenlik politikalarını ve bölgedeki yayılmacı yaklaşımı meşrulaştırmak için kullanmış olsa da, kamuoyundaki destekleri ciddi oranda azalmıştır. Uluslararası boyutta da ABD ve Batı Avrupa’nın desteğine rağmen itibar kaybetmektedir.
2026 yılında yapılması planlanan seçimlere, eski Başbakan Naftali Bennett yeni partisi ile katılacak. Anketler, Bennett’in partisini Netanyahu’nun lideri olduğu Likud Partisi’nin önünde göstermektedir. Öte yandan, Yesh Atid lideri Yair Lapid, hem 2022 yılında koalisyonun dağılmasının ardından hem de 7 Ekim sonrası süreçte muhalefetin öne çıkan ismi olmuştur. Lapid, siyasi yelpazenin geniş bir kesimiyle diyaloğa açık, birleştirici bir anlayışa sahiptir. 2021 yılında, Netanyahu karşıtı koalisyonu kurarak radikal sağdan Arap partilerine kadar geniş bir yelpazeyi bir araya getirmeyi başarmıştır.
Öte yandan, Türkiye’den İsrail’e göç eden Sefarad Yahudileri aracılığıyla Türkiye’nin İsrail siyaseti üzerinde dolaylı da olsa etkili olabilmesi mümkünken kültürel bağların diplomasi de kullanılabilecek olmasına rağmen dış politikayı din temelli yürüten siyasal iktidarın bunu uygulaması beklenemez.
Netanyahu hala Trump’la birlikte Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme ihtimaline inanıyor olabilir. Oysa Türkiyede iktidarın BOP’un eş başkanı olduğunu ilan ettiği yıllardan bugüne Türkiye ile ABD arasındaki ilişki her geçen gün Türkiye’nin aleyhine gelişti. Bundan dolayı İsrail’in yayılmacılığının İsrail dahil bölgedeki hiçbir devlete fayda getirmeyeceğinin görülmesi ve Ortadoğu’nun yeni karışıklıklarla yüzleşeceği açıktır.
Sonuç olarak, din farklı olsa da dinin siyasete alet edilmesi durumunda ortaya çıkan uygulamalar birbirine benzeyebilmektedir. Siyasal iktidarın dini temellere dayanması, toplumsal kutuplaşmayı artırmakta ve uzun vadeli istikrarı tehdit etmektedir.
N. CEM TABANLI
N. CEM TABANLI: 2026 SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE İSRAİL’DEKİ GELİŞMELER
17 0

Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.