Tahran, “İsrail ajanları dosyasını” olabildiğince sessiz bir şekilde yürütmek istiyor çünkü Devrim Muhafızları ile doğrudan bir çatışma İran için beklenmedik sonuçlara yol açabilir.
İsrail’le yaşanan çatışmanın son altı ayında İran, önceki on yıla kıyasla daha fazla vekil güç, askeri danışman ve saha komutanını kaybetti.
Hamas Siyasi Bürosu başkanı İsmail Haniyeh’in devrim muhafızları tarafından öldürülmesi ve yıllardır “kara listenin” başında yer alan Lübnan “Hizbullahı” lideri Hasan Nasrullah’ı (Eylül 2024) Mossad tarafından öldürülmesi İranda sorgulanıyor.
Üstelik İsrail bu göreve en az iki kez ana adayları elemeyi veya yeni bir lider atamayı başardı. İsrail’in bu kadar kayda değer başarıları, resmi Tahran’ın işlerinde bir “köstebek” olduğunu düşünmesine neden oldu. Makalede ayrıca, söz konusu ajanın ülkenin “idari şubelerine” yakın bir veya daha fazla kişi olma ihtimalinin de ortaya çıktığı belirtiliyor.
Site, İran’ın eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın (2005-2013) İran hükümeti ve özel hizmetler saflarında belirli bir “üst düzey köstebek” olasılığından bahsettiğini yazıyor. MOSSAD ajanlarıyla mücadele etmek için oluşturulan SEPAH’ın özel biriminin “İsrailliler tarafından ele geçirildiğini” söyledi. Ahmedinejad, haleflerinin, özellikle de reformcu hükümetin ulusal istihbarat servislerinin faaliyetlerini defalarca eleştirmesiyle tanınıyor.
“İranlı politikacılar ve güvenlik görevlileri arasında üst düzey ve son derece gizli muhbirlerin varlığını inkar etmek giderek zorlaşıyor. Üstelik İsrail kendine güven duydukça, İran’ın tek tek liderlerini değil, dini lider Ali Hamaney’i de bizzat yok etme tehdidinde bulunmaya başlamış görünüyor.
İran özel servisleri, daha önceki başarısızlıkları dikkate alarak İsrail’in açıklamalarını blöf olarak görmüyor ve bu nedenle mevcut tüm kaynaklar ordu ve hükümet içinde “sızma kanalları” aramaya başladı.
Her şeyden önce dikkatler İslam Devrimi Muhafızları Birliği’ne (SEPAH) odaklanıyor”
Devrim Muhafızları saflarında “köstebeklerin” varlığına ilişkin ilk iddialar, Hamas Siyasi Bürosu başkanının Tahran’da öldürülmesiyle Ağustos ayında başladı. Ancak daha sonra bu iddialar derlendi ve cinayetin bir tür “üçüncü güç” ile bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Ancak eylül ayında Nasrullah’a düzenlenen suikastın ardından bu “hain arama” skandalı yeniden alevlendi. Bu arada basında, elit özel kuvvetler El Kudüs’ün (SEPAH’ın bir parçası) komutanı General İsmail Kaani’nin İsrail istihbarat servisleri için çalıştığı suçlamasıyla tutuklandığına dair söylentiler yayıldı. Bu suçlamalardan dolayı sadece Gaaninn’in değil, birçok yardımcısının da tutuklandığı iddia ediliyor.
İsrail basını bu söylentileri heyecanla yayıyor. SEPAH’ta “temizliğin” başlamış olma ihtimali yüksek. Böylece İsrail bağlantılı görüntü üzerinden Sepahın Cumhurbaşkanına yapacağı darbe önlenmeye çalışılacak
Genel olarak iç güvenlik güçleri her düzeyde denetimlere başladı. Bu süreçte sadece bir “köstebeğin” değil, İsrail’in bütün bir ajans ağının deşifre edilmesi mümkün.
Ancak sürecin tamamen pratik olmasının yanı sıra siyasi bir bileşeni de var. Devrim Muhafızları yapıları İran’ın iç siyasetinde her zaman önemli bir rol oynamış ve son birkaç yıldır ülke geneline nüfuz alanlarını genişletmişlerdir.
“Devrim muhafızları” komutanlarının popülaritesi din adamlarının prestijini giderek gölgelediğinden bu, İran’ın üst düzey liderleri için büyük bir risk oluşturuyor. Bu nedenle Tahran, “İsrail dosyasını” olabildiğince sessiz bir şekilde yürütmekle ilgileniyor çünkü Devrim Muhafızları ile doğrudan bir çatışma İran için beklenmedik sonuçlara yol açabilir. İran cumhurbaşkanı İbarahim Reisinin Temmuz ayında Mossad tarafından öldürülmesinden sonra İran sistem değişikliğine girme kararı aldı ve devrim muhafızları bu sürece direnmeye başladı. Şimdi sepah yani devrim muhafızları sistemin dışına itilirken bu tasfiyeye karş ıbir darbe girişimi yapabilecek mi.
Muhlis Demirci
