KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Mısır – Sudan krizi ve Türkiye!

Mısır – Sudan krizi ve Türkiye!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 14 dk okuma süresi
397 0

Öncelikle Mısır’ın Sudan’a yönelik askeri horozlanmasına bakıp ta kimse Sisi’nin Sudanla savaşacağına ihtimal vermesin. Çünkü Sisi’nin gücü kendi mazlum halkına yetiyor. Sudan; Mısır için kolay lokma değil ve boğazına durur. İstikrarsız bir Sudan, Mısır’ın sınır güvenliği açısından büyük bir tehlike ve tehdit içerir. Sudan’ın Türkiye gibi stratejik müttefiki var. Ayrıca Mısır’ın Eritre üzerinden Sudan’ı sıkıştırma politikası işe yaramaz çünkü Eritre’nin diğer komşularıyla arası pek iyi değil. Eritre’nin komşuları (Sudan, Etiyopya, Yemen ve Cibuti) ile sınır sorunları ve çatışmalar yıllar öncesine dayanıyor. Eritre ve Yemen’in, Kızıldeniz’de bulunan adaların paylaşımı ile ilgili yaşadıkları sorun halen belleklerde yerini koruyor. Eritre, Kızıldeniz’de bulunan adalar üzerindeki ülkesel egemenlik iddiasını, yüzyıldan daha gerilere uzanan egemenlik zincirine ve devletler hukukunun etkin işgal ilkesine dayandırmıştı. Sınır sorunları sadece Eritre’ye özgü değil. Başta Etiyopya ile Eritre, Sudan ile Güney Sudan, Somali ile Etiyopya, Mısır ile Sudan olmak üzere Afrika ülkelerinde sınır sorunları baş gösteriyor. Sınır sorunlarının perde arkasında bölgeye yerleşmek isteyen küresel emperyalist odakların rekabetleri var. Çünkü Süveyş Kanalı-Kızıldeniz-Basra Körfezi hattında dünya petrol yollarına hâkimiyet açısından en stratejik nokta olarak belirtilen Etyopya, Somali, Eritre ve Cibuti’nin oluşturduğu Afrika Boynuzu, tüm güçlerin stratejik mücadelesine sahne olan bir bölge.

2008’de Cibuti-Eritre arasındaki sınır ihtilafında, Katar arabuluculuk rolü üslenmişti. İki ülke sınırına yüzlerce asker konuşlandıran Katar yönetimi, tarafları 2011 yılında Doha’da bir barış anlaşması imzalamaya ikna etmişti. Katar sınır bölgesinde yaklaşık 450 Katarlı barış gücü askeri bulunduruyordu. Katar birliklerinin çekilmesinin ardından Eritre’nin tartışmalı bölgeye girdiği haberi ajanslara düşmüştü. Eritre sözde Sosyalist bir ülke ama ne Rusya ne de Çin’in bu ülkede askeri varlığı yok. Eritre’de Sawara Dağında İsrail’e ait bir dinleme istasyonu ve Dahlak Adasında İsrail Deniz Kuvvetleri’ne ait limanlar mevcut. İsrail’in düşmanı İran’ında Eritre sınırları içerisinde başta Assab bölgesi olmak üzere ait askeri üsleri bulunuyor. Eritre İran için stratejik açıdan bulunmaz bir nimet. Çünkü ülkesindeki üsler sayesinde İran’a Kızıldeniz’de hareket imkânı veriyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutan Yardımcısı General Hüseyin Selami’nin 10.08.2015’te, “Bugün çatışma alanımız Akdeniz, Babu’l Mendeb ve Kızıldeniz’dir. Biz günden güne gelişen geniş bir bölgenin coğrafi derinliğinde çatışıyoruz” demesi İran’ın Eritre’deki askeri varlığına verdiği önemi gösteriyor.(1)

“Angelina Jolie neden Sudan’da “History Has Started From Here” diyor?” başlıklı değerlendirmemde (18 Mayıs 2017) “Filmin çekilişi Sudan’ın Avrupa ve Amerika’ya açılmasını, küresel sisteme entegre olmasını amaçlıyor. İşin ilginci proje finansının Katar Devleti’ne yıkılması yani üstlendirilmesi. Katarlı yöneticiler Sudan’ın eski medeniyetini dünyaya tanıtmak, ekonomik yükünü azaltmak, ülkenin turizm potansiyelinin kullanılarak kalkınmasını sağlamak ve Sudan’ın turizm gelirlerini artırmak olduğunu söylüyor. Ancak Mısır yönetimi Sudan’ın turizmde ön plana çıkarılmak istenmesinden oldukça rahatsız ve her fırsatta bu rahatsızlıklarını dışa vurmaktan çekinmiyor. Çünkü Sudan’ın Mısır’a piramitleri görmeye gelen yüzbinlerce turisti ülkesine çekmesi işten bile değil. Mısırlı turizmciler bu konuyu çoktan gündemlerine aldılar. Bu günlerde Mısır kaynaklı Sudan’a karalamaya yönelik kampanyaları ve terör eylemleri başlarsa hiç şaşırmayın. Bu filmin çekimi, ABD yönetiminin Sudan’a uyguladığı ambargonun kaldırılması anlamına geliyor.” Demiştim, daha sonrada ABD Sudan2a uyguladığı ambargoyu kaldırdığını açıklamıştı.(2)

Sudan ile Mısır arasında yaşanan krizin siyasi ve ekonomik sebepleri bulunuyor. 1950’lerin başına kadar Sudan idari anlamda Mısır’a bağlıydı. 1956 yılında Mısır – İngiliz sömürgeciliğinden kurtulan ve bağımsızlığını kazanan Sudan’ın, ülke sınırlarını belirlediği süreçte, Kızıl Deniz’e kıyısı olan Halayib Üçgeni, Mısır ve Sudan arasında tartışmalı bir bölge haline dönüştü. Sudan, bölgenin kendisine ait olduğunu iddia ederken; 1995 yılında Mısır bölgeyi askeri güç kullanarak ve uluslar arası anlaşmaları hiçe sayarak işgal etti. Dolayısıyla iki ülke arasında vuku bulan ilişkiler gergin bir döneme girmiştir. Sudan, bu meselenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’ne taşınması gerektiğini savunurken; Mısır sorunun BMGK’ye taşınmasına her zaman karşı çıkmıştır. (3)
Mısır ile Sudan, Kızıldeniz sahilindeki “Halayib Üçgeni” olarak bilinen tartışmalı sınır bölgesiyle ilgili zaman zaman karşı karşıya geliyor. Zengin yeraltı kaynaklarının bulunduğu 20 bin 850 kilometrekarelik bölgede Halayib, Ebu Ramad ve Şelatin beldeleri var. Siyasi ve idari olarak Mısır egemenliğindeki bölgede Beşşarin, Hamdavib ve Şinitrab gibi farklı Sudani ve Nubi kabileler yaşıyor. Mısır yönetimi bölge sakinlerine elektrik, su ve iskan gibi karşılıksız hizmetler veriyor. Bölge sakinlerine Mısır’da başka hiçbir vilayette görülmeyen işsizlik maaşı ve öğrencilere eğitim yardımı gibi teşvik edici kolaylıklar sağlanıyor. Ücretsiz sağlık hizmetleri de Mısır’da sadece bu bölgede görülüyor. Söz konusu hizmetler nedeniyle bölge Sudan’dan ciddi göç alıyor.(4)
Mısır-Sudan ilişkileri, zengin maden yatakları bulunan sınır bölgesi Halayeb ve Şalatin’in statüsü ile Nil Nehri’nin su hakları konusundaki tartışmalar nedeniyle zaten bir süredir gergin. Sudan geçen yıl Sisi’yi içişlerine karışmakla suçlamış ve Mısır’dan tarım ürünleri ithalatını yasaklamıştı. Mısır devlet televizyonunda cuma namazı canlı yayınının ilk kez statüsü tartışmalı Halayeb’deki El Tavba Camii’nden verilmesi ve cuma hutbesini de bizzat Diyanet Bakanı Muhammed Muhtar Cuma’nın okuması da gerilim işaretleri arasındaydı. Mısır’ın bu bölge üzerinden Sudan’a mesaj vermek istemesinin araka planında ne var? Türkiye, Katar’dan sonra 3 ay önce Somali’de de 50 milyon dolarlık bir askeri eğitim üssü açmıştı. Bu zincire yeni halka olarak Sudan’ın da eklenmesi, bazı kesimlerce Ankara’nın Afrika’nın bu bölgesinde ekonomik, siyasi ve askeri etkisini artırma çabalarının parçası olarak yorumlanıyor.(5)
Mısır ve Sudan arasındaki kemikleşmiş sorunların Türkiye’ye fatura edilmesi son derece yanlış. Bu konu ile ilgili haber ve analizlerin İngiliz yayın organı BBC’de yayınlanması, uzunbacaklıların niyetini ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sudan ziyareti sonrası adı geçen ülke ile Mısır arasında patlak veren kriz, BBC’de şu şekilde sunuldu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aralık ayı sonunda Sudan’a yaptığı ziyaret ve bu ziyaret sırasında Kızıldeniz’de Mısır kıyılarına yakın Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsis edilerek aslına uygun yeniden inşasıyla ilgili bir anlaşma imzalanması üzerine gerginlik iyice artmaya başladı. Mısır medyası, iki ülke arasında varılan anlaşmanın amacının adada bir donanma üssü kurulması ve “Mısır Devlet Başkanı Abdül Fettah el-Sisi’nin devrilmesi” olduğu iddialarına yer verdi. Mısır-Sudan ilişkileri, zengin maden yatakları bulunan sınır bölgesi Halayeb ve Şalatin’in statüsü ile Nil Nehri’nin su hakları konusundaki tartışmalar nedeniyle zaten bir süredir gergin.
Sudan geçen yıl Mısır’ı “içişlerine karışmakla” suçlamış ve Mısır’dan tarım ürünleri ithalatını yasaklamıştı. Türkiye, Sevakin anlaşmasından 3 ay önce de Somali’de de 50 milyon dolarlık bir askeri eğitim üssü açmıştı. Bu gelişme bazı kesimlerce, Ankara’nın Afrika’nın bu bölgesinde ekonomik, siyasi ve askeri etkisini artırma çabalarının parçası olarak yorumlanmıştı.”(6) Sevakin Adası; Sudan’ın kuzeydoğusunda Kızıldeniz kıyısındaki liman şehri, 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi ile Osmanlı topraklarına katılmış, Eritre, Cibuti ve Somali’nin kuzeyini kapsayan Habeş Eyaleti valileri burada ikamet etmişti. Mısır Hıdivliği’ne 1865’te bırakılan Sevakin, 1882’de Türk denetiminden çıkıp İngiliz idaresine geçti, Sudan’ın İngiliz-Mısır idaresinden 1965 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla da Sudan topraklarına dâhil edildi.
Mısır kör göze parmak dedirten bir diplomasiyle Eritre devlet başkanını Kahire’de ağırladı. Amaç belli, Sudan yönetimine aba altından sopa göstermek. 9 Ocak 2018 Salı günü Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Eritre Devlet Başkanı İsaias Afewerki’yle görüştü. Bölgedeki güvenlik ve istikrarı desteklemek için mevcut durumla ilgili yoğun koordinasyona devam etme konusunda görüş birliğine varıldı. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, görüşmede, başta terör olmak üzere barışı sağlamak ve ortak sorunlara karşı koyma çerçevesinde bölgedeki durumla ilgili Eritre ile istişare ve koordinasyonu güçlendirmenin önemini vurguladı. Eritre Devlet Başkanı Afewerki de ülkesinin, kardeş halkların beklentilerini yerine getirecek farklı alanlarda Mısır ile ikili ilişkileri yoğunlaştırmayı arzuladığını kaydetti. Afewerki, ülkesinin, çeşitli bölgesel ve uluslararası meseleler ve gelişmeler ile mevcut sorunlara karşı koymak için çalışma konusunda Mısır’la istişare ve koordinasyonun yoğunlaştırılmasını önemsediğini aktardı. Eritre Devlet Başkanı İsaias Afewerki bugün Nil Havzası ve Afrika Boynuzu ülkeleri ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri görüşmek üzere 2 günlük resmi ziyaret için Mısır’a gelmişti. Afewerki, Mısır’a son ziyaretini 29 Kasım 2016’da gerçekleştirmişti.(7)
Hartum yönetiminin eli armut toplamıyor. Onlarda bir dizi tedbir alıyor. Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el Beşir; Kassala ve Kuzey Kordofan eyaletlerinde 6 ay süre ile olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. OHAL kararı Ekim ayında Darfur ve Mavi Nil yakınlarında başlayan ruhsatsız silahları toplama faaliyetlerinin tamamlanması amacıyla ilan edildiği bildiriliyor. Bir başka gelişmede Sudan’ın doğu sınırındaki Kassala Eyaleti Valiliğinin, Eritre ile sınır geçişlerinin kapatması. Kassala Eyalet Valisi Adem Cima, yaptığı açıklamada, 2017’ye ait cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca geçen hafta bölgede olağanüstü hal ilan edildiği ve 5 Ocak 2018 itibarıyla Eritre ile bütün geçişlerin kapatıldığını duyurdu. Sudan’ın doğu sınırında, insan ticareti, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapan çetelerin faaliyet gösterdiği biliniyor. Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in 31 Aralık’ta çıkardığı kararname ile Kuzey Kordofan ve Kassala eyaletlerinde 6 ay süreliğine olağanüstü hal ilan edilmişti. Olağanüstü hal kararının iki eyaletteki ruhsatsız silahları toplama çalışmalarının tamamlanması amacıyla ilan edildiği kaydedilmişti.(8)

Bakınız:
1- http://kafkassam.com/turkiye-eritre-iliskileri-ve-afrika-boynuzunda-devlerin-savasi.html
2- http://kafkassam.com/angelina-jolie-neden-sudanda-history-has-started-from-here-diyor.html
3- İbrahim Nassir/ Halayib Üçgeni Krizi Bir Kez Daha Gündemde/ https://ankasam.org/halayib-ucgeni-krizi-bir-kez-daha-gundemde/
4- http://www.hurriyet.com.tr/misir-ve-sudan-arasinda-diplomatik-kriz-40700170
5- http://misirbulteni.com/misir-ile-sudan-arasindaki-kriz-derinlesiyor/
6- http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42578774
7- https://www.haberler.com/eritre-devlet-baskani-afewerki-misir-da-10436690-haberi/
8- https://turkish.aawsat.com/2018/01/article55371534/sudan-eritre-ile-sinir-gecislerini-kapatti
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir