KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. Memmed ISMAYILOV: RUSYA’NIN YENİ DENİZ DOKTRİNİ NE ANLAMA GELİYOR?

Memmed ISMAYILOV: RUSYA’NIN YENİ DENİZ DOKTRİNİ NE ANLAMA GELİYOR?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
292 0

Batı tarafından Ukrayna Savaşı’nda yenildiği iddia edilen Rusya dün yeni donanma stratejisini belirleyen doktrinini ilan etti. Bu türden bir grizgah seçmem tesadüfü değildir. Zira aşağıda aktarılan doktrinin mahiyetine bakıldığında Rus strateji aklının ne yapmaya çalıştığını görmek mümkün olacaktır.
31 Temmuz’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Rusya’nın yeni donanma stratejisini belirleyen “Rus Donanmasının Yeni Doktrini”ni St. Petersburg’daki yıllık Ana Deniz Geçit Töreni’nde imzaladı. Putin söz konusu Doktrin’e ilişkin aşağıdaki açıklamalarda bulundu.
“Doktrin, ülkenin ulusal çıkarlarının sınırlarını ve alanlarını ana hatlarıyla belirtir. Biz (bu doktrinle) hem ekonomik hem de hayati öneme sahip stratejik bölgeler olmak üzere Rusya’nın ulusal çıkarlarını ve bölgelerini belirledik. Her şeyden önce, bunlar Arktik sularımız, Kara, Okhotsk ve Bering Denizlerinin suları, Baltık ve Kuril boğazlarıdır. Bu alanların korunmasını kararlılıkla sağlayacağız.”
Putin’in bu açıklamasında ifade ettiği coğrafi alanlara bakıldığında Rusya’nın yeni doktrinin ABD, Japanya ve NATO’dan gelen tehditleri önlemeye yönelik olduğu görülmektedir. Şöyle ki Japonya Kuril Adları üzerinde yeniden hakimiyet kurmak için fırsat kollamaktadır. NATO da bu alanlar üzerinde genişleme politikalarına tüm hızıyla devam etmektedir. Rusya’nın bu alanlar üzerinde taviz vermesi Rusya’nın deniz güvenliğinin fiyaskoya uğraması anlamına gelecektir. Dolayısıyla Rusya-Ukrayna Savaşı’yla dikkati dağılacağı düşünülen Rusya’nın bu manevrası ABD/NATO ve Japonya için caydırıcı mahiyette olabilir.
Yeni Deniz Doktrinin Amacı ve İçeriği
Rus Hükümeti’nin web sitesinde yayınlanan Doktrin’de öncelikle Doktrinin amacı ve algıladığı tehdit unsurları ve alınması gereken tedbir ve yöntemler belirlenmiştir. Doktrin’de Rusya Federasyonu’nun Dünya Okyanusu ile ilgili ulusal güvenliğine ve sürdürülebilir kalkınmasına yönelik başlıca zorluklar ve tehditler olarak ABD’nin Dünya Okyanusu’ndaki hakimiyeti ve ulaşım yollarını kullanımı ve Dünya Okyanusunun enerji kaynakları ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere uluslararası süreçler üzerindeki küresel etkisi atıf yapılmıştır.
NATO askeri altyapısının Rusya sınırlarına doğru genişlemesi ve askeri bloğun Rus topraklarına bitişik denizlerde artan sayıdaki tatbikatları da Rusya’ya yönelik büyük güvenlik tehditleri olarak Doktrin’de ifade edilmiştir. Bu bağlamda NATO’nun askeri altyapısını Rusya sınırlarına yakınlaştırma planları ve ittifakın küresel işlevler üstlenme girişimlerinin Rusya Federasyonu için kabul edilemez olduğu ve NATO ile ilişkilerinde belirleyici bir faktör olmaya devam edeceği belirtilmiştir.

Doktrin’de ABD ve müttefiklerinin Rusya’nın Dünya Okyanusu kaynaklarına ve hayati önem taşıyan deniz ulaşım yollarına erişimini sınırlama girişimleri ve ABD Donanmasının ezici üstünlüğü elde etme arzusunu bertaraf etmek Rusya için bir hedef olarak seçilmiştir. Rusya’nın Kuzey Kutbu’ndaki faaliyetleri hızlandırılması da ana hedeflerden biri olarak öngörülmüştür.
Yeni Doktrin’de, Spitsbergen, Franz Josef Land ve Novaya Zemlya takımadaları ve Wrangel Adası’ndaki denizcilik faaliyetlerini çeşitlendirme ve hızlandırmaya yönelik faaliyetlere de yer verilmiştir.
Rusya’nın yukarıda algıladığı tehditleri bertaraf etmek ve ulusal güvenliği ile Dünya Okyanusu’ndaki çıkarlarını korumak için Donanmanın operasyonel yeteneklerini artıracağı da Doktrin’de yer alan düzenlemeler arasındadır.
Doktrin’de ulusal denizcilik politikasının stratejik hedefleri ise aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. Buna göre Rus donanması Rusya Federasyonu’nun ulusal güvenliğini sağlayacak ve Dünya Okyanusu’ndaki ulusal çıkarlarını korumak için operasyonel (savaş) yeteneklerini artıracaktır. Bir başka stratejik hedefin ise Rusya Federasyonu’nun devlet deniz sınırlarını savunma ve koruma verimliliğini artırmak olduğu belirtilmiştir.
Doktrin’de Uzak Doğu’da gemi inşa endüstrisinin özellikle de uçak gemilerinin inşası için gerekli enstitülerin geliştirilmesi şartı öngörülmüştür. Uzak Doğu’da büyük tonajlı gemiler (özellikle Kuzey Kutbu’nun gelişimi için) ve Donanma için gelişmiş uçak gemileri inşa etmeye tasarlanmış modern, yüksek teknolojili bir gemi inşa endüstrisi geliştirileceği Doktrin’de açık bir şekilde düzenlenmiştir.
Kanatimizce Doktrinde belirtlen en önemli hedef aşağıdakidir: “Rusya’nın Atlantik bölgesindeki ulusal denizcilik politikası Rusya Federasyonu ve onun müteffikleri ile doğrudan bir çatışmayı amaçlayan NATO’nun varlığı dikkate alınarak şekillenecektir.”
Değerlendirme
Putin’in imza töreninde ifade ettiği coğrafi alanlardan olan Okhotsk Denizi’ne hem Rusya’nın ve hem de Japonya’nın kıyıları vardır. Kuril Adları’da bu deniz alanına yakındır. Japonya da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği’ne geçen Kuril Adları ile birlikte Okhotsk üzerinde hak iddia etmeye başladı. Rusya-Ukrayna Savaşı da Rusya’nın zayıflaması halinde Japonya’nın yeniden hareket geçme imkanını gündeme getirdi. Dolayısıyla Japonya bu alanlar için fırsat kollamaktadır. Bunun farkında olan Rusya da yeni Deniz Doktrini’inde bu alanlara yer vererek Japonya’ya karşı tetikte olduğunu göstermiş oldu.
Putin’in konuşmasında yer verdiği bir diğer alan Arktik Suları’dır. NATO üyesi olan ABD, Kanada ve Danimarka Arktik Suları’na kıyı ülkelerdir. Bu bağlamda Arktik Suları’na kıyısı olan Rusya, ABD başta olmak üzere diğer ilgili NATO üyesi ülkelerin bu sulardaki faaliyetlerini belirli seviyede tutmak için yeni Deniz Doktrini konseptinde bu alana yer vermiştir. Ayrıca Doktrin’de sürekli ifade edilen “NATO’nun Rusya’ya doğru genişlemesi” ifadelerinden kasıt da Arktik Suları’ndan NATO ve ABD öncülüğünde gelebilecek tehditleri minumuma indirme çabasının tezhürüdür.
Sonuç olarak Rusya’nın yeni Deniz Doktrini’inde Türk sularına yer verilmemiştir. Doktrin’de Türk sularına yer verilmesi de anlamsız olurdu. Zira Türk sularından geçişi özel bir düzenleme olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi düzenlemektedir. Buradan hareketle Rusya’nın yeni Deniz Doktrini’nin ABD/NATO ve Japonya’dan gelebilecek tehditleri minumuma indirma amacı güttüğü açıktır.
Memmed İsmayilov Kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir