KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Meltem Aydoğan: Joe Biden ve Türkiye ile ilişkileri

Meltem Aydoğan: Joe Biden ve Türkiye ile ilişkileri

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 10 dk okuma süresi
370 0

Amerika Birleşik Devletler’in 46. Başkanı seçilen Demokrat Partili Joe Biden, 1942 doğumludur. Cumhuriyetçi Partinin adayı Donald Trump’un 4 yıllık görevine son vermesiyle, seçim sonuçlarını kabul etmediğini açıklayarak, Yüksek Mahkemeye başvurcağını açıklamıştır. Mahkeme sonuçlarını yeni ABD Başkanının ismini verene kadar, Joe Biden resmi olmayan sonuçlarla seçilmiş Başkan olarak Ocak 2021’de görevinin başına geçecektir.

Joe Bidenin 40 yılı açan siyasi kariyerinin en önemli noktasında bulunmaktadır. Üçüncü kez Başkan adayı olan Biden, ilk adaylığında 1987’de ABD’nin en geç Başkanı seçilmek amacıyla, 2020’de ABD’nin en yaşlı Başkanı seçilmiştir. Siyasi aktifliğini 36 yıl Delaware eyaletinde Demokrat Partinin Senatörü olarak görevlenmiştir. “Düzgün ve anlaşılır şekilde konuşan, akıllı, temiz ve yakışıklı ilk ana akım Afrikalı-Amerikalı” polemik sözleri Obama’ya karşı 2007’de ikinci adaylığında söylemiştir. Bu ırkçı ifadesiyle birlikte, özür dileyip, adaylığını kaybetmiştir. Obama yanlış anlamadığını açıklamıştır ve bu ikili 8 yıl boyunca beraber çalışmışlardır. Obama ABD’nin ilk Afrikalı-Amerikalı, modern görünüşlü, genç Başkan olarak tanındığı için ona siyasi tecrübesiyle ve danışmasıyla destek olacak Biden Başkan yardımcısı görevinde bulunmuştur.

Resmi olmasada ABD Başkanı seçilen Joe Biden’in Turkiye ile ilgisi olan sözlerini, algılarını, kararlarını sıralacağız.

Trump’un Başkanlık sürecinde ABD ile Türkiye’nin ilişkileri dengesizdi. Fakat, çoğu konularda orta noktada buluşup, Trump, Türkiye ile ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, çoğu zaman çok iyi ilişkiler kurduğunu açıklamıştır.

Joe Biden ile Türkiye’nin arasindaki çift taraflı anlaşmalar nasıl ilerleyecek? Joe Biden, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili görüşleri nedir?

Öncelikle Biden’in Türkiye ile fikrinin Kıbrıs Barış Harekatı zamanında başladığını görüyoruz. Delaware Senatörlüğü döneminde, Türkiye’ye silah ambargosu kararını getiren Senatörlerden biriydi. Delaware eyaletinde Yunan asılı nüfusun yoğunluğundan dolayı, Yunan lobisine yakınlığı bilinir. Bu kararla birlikte Türk-Yunan sorunlarında her zaman Yunan tarafını tutmuştur. Yeterli oy almayıp, yasalanmamasına rağmen, bir kaç yıl sonra Dış İlişkiler Komisyon Başkanı olarak, Türkiye’ye 5 milyon dolarlık yardım paketine veto etmişti. Daha yakın zamanda gerçekleşen Doğu Akdeniz konusunda, Türk varlığından endişeli olduğunu ve Türkiye’nin politikası sorumsuzca olduğunu söylemiştir. Uzun yıllar boyunca, Türkiye’ye Kıbrıs’tan çekilme çağrısı yaptı.

Sadece Yunan lobisiyle ilişkiler kurmakla kalmıyor, Ermeni lobisiyle yakınlığı biliniyor. İlk kadın Başkan yardımcı görevini kazanan Kamala Harris 1915 olaylarının sözde soykırım olarak adlandırmakla beraber, “1915-1923 yılları arasında öldürülen 1,5 milyon Ermeni’yi unutamayız. (…) ABD tarafından kabul edilmesini sağlayan bir Senato kararının sponsorluğunu yapmaktan gurur duyuyorum.” ifadelerini kullanmıştı. Joe Biden, seçildikten sonra sözde soykırımı tasarını destekleme sözü verdiğini açıklamıştı. 1915 olaylarını tanırsa ardından tazminat talebi gelebileceğini vurgulamamız lazım. Biden ve Harris ikilinin ermeni toplumuna bu konuda destek vereceğini ve alınacak kararlardan gurur duyduklarını ifade etmişlerdir. Azerbaycan ve Ermenistan olaylarında Türkiye’nin savaş dışında kalmasını isteyen Biden, yeniden Ermenistan’a destek verdiğini görebiliriz.
Aynı zamanda Trump yönetimin bu konuda Ermenistan’ı desteklemediği için, “genelde çok pasif ve katkısızdı” ve “Son olarak, Ankara’yı şımartmayı bırakmalı ve hem Türkiye’ye hem de İran’a bu çatışmanın dışında kalmasını söylemelidir.” diyerek eleştirmişti.

ABD’de Yunan azınlığın nüfusunun yaklaşık 1,3 milyon, Ermeni azınlığının 1,5 milyon olduğunu tahmin ediliyor. Azınlıklar, diaspora halinde organize olduklarını ve lobi kurdukları için, ekonomik ve politik kararları etkiliyorlar. ABD’de yaklaşık 300.000 Türk yaşamaktadır. ABD’nin toplam nüfusuna göre yüksek bir rakam olmadığını için, diğer azınlıklarla aynı etki yaratmak mümkün değildir. Fakat Joe Biden’nin politik kararlara destek vermesinin sebepleri sadece lobilerin etkileri değildir. Yıllardır Türkiye’ye karşı siyaset uyguladığını görmekle, mevcut hükümeti açık olarak eleştiriyor.

Joe Biden sadece demokratik ve İnsan Hakları konusunda değişimde bulunan ülkelere destek sunucağını söylüyor. Otoriterliğe doğru hareket eden politikalar olduğunu söylediği ülkelerin arasında Türkiye’yi bulabiliyoruz. “Otokrat” olarak ifade ettiği Türkiye’ye çağrı yapmaya başladı. Otoriter tanıtımı yaptığı ülkeye 4 kez ziyaret etmiştir, iki kez Erdoğan’dan özür dilemiştir. En son ziyareti, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden bir ay sonra gerçekleşmiştir. Türkiye ve Erdoğan’a karşı kullandığı ifadelerden sonra iki kez özür dilemesi, ikinci ziyaretinden bir kaç ay sonra Orta Doğunun en büyük sorunların müttefiki olduğunu söylemişti. Irak ve Suriye konusunda bu sözleri kullanan Biden, “Türkiye Orta Doğuda gercek sorundur” ve “yaptıkları için bedel ödeyecektir” ifadeleriyle gündem olmuştur. Aralık 2019’da, Joe Biden, Erdoğan’a karşı farklı bir yaklaşım öngördüğünü ve muhalif Türk liderlerini desteklemek adına, darbeyle değil, seçimle kazanacaklarını söylemiştir. Muhalif Türk liderlerine destek veren Biden aynı zamanda, « Parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz.” ve “Yapacağım son şey ona Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu.” açıklamıştır. Ak Parti Parti sözcüsü Ömer Çelik bu açıklamaları Cumhurbaşkanına tutum üretmekle ve darbecilik olarak değerlendirmiştir. Biden’in Türkiye ile ilgili oyunlarının yansıması olarak görebileceğimiz bir açıklamadır. Türkiye için endişelendiğini ekleyerek, Ömer Çelik “Bizim siyasi hayatımıza kimse müdahale edemez.” cevabını vermiştir. Milliyetçi Hareket Partinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli Biden’in açıklamasına “Seçimle gelmiş Cumhurbaşkanını devirme hedefi neresinden bakılırsa bakılsın hem demokrasi düşmanlığı hem darbeciliktir.” ifadesini kullanmıştır.

Erdoğan sonuçlar resmi olmasada Joe Biden’e tebrik mesajı göndermiştir ve “Ülkelerimiz arasındaki güçlü iş birliği ve müttefiklik bağının bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de dünya barışına hayati katkılar sunmaya devam edeceğine inanıyorum” eklemiştir.

ABD ile Türkiye’nin arasındaki güçlü bir müttefiklik olmasının önemli olduğunu Türkiye’nin konumundan görebiliriz. Jeopolitik detaylara girmeden, Türkiye, stratejik anlamda ABD’nin iş birliği yapabileceği en önemli ülkelerden biridir. Türkiye kuvvetli olduğu için, iç siyasetine kadar karışacağını açıklayan Biden’in tehlikesini artık söyleyebiliriz. Hükümete muhalif Türk partilerine verebileceği desteklerden dolayı, azınlıklara vermek istediği güçlü görünürlük, Türkiye’nin iç siyasetine karışmak istediğini ve sözde Amerikan demokratik sisteminin Türkiye’de uygulanmasını tercih ettiğini görebiliyoruz. Fakat, Orta Doğu’nun çoğu ülkelerinde, Irak örneğiyle mesela, aynı açıklamalarla demokrasi kavramını getirerek, o ülkelerin “otoriter” hükümetlerden kurtarma politikalarını uyguladıklarını biliyoruz ve o ülkelerin iç savaşa götürdüğünü ve bölücü bir sistem uyguladıklarını izledik.

Joe Biden’in Türkiye ile ilgili kullandığı ifadelerle, Türk düşmanlığını beslediğini söyleyebiliriz. Her koşulda, her olayda, Türk düşmanların yanında durmasının sebebi, Türkiye’nin iç siyasetini ve huzurunu bozmaktır. Erdoğan’a “otokrat” demesiyle, Türkiye’yi seçimlerle kurtarmak istemesinin, darbecilik olduğunu görebiliriz. Kime destek verecek? Azınlıkları hükümete karşı hazırlayacak mı? Demokratik yolun çözüm olduğunu söyleyen Biden, demokratik olarak seçilmiş Cumhurbaşkanına neden karşı çıkıyor?
Meltem Aydoğan kafkassam uzmanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir