Bugün, ABD Başkanı Co Bayden Ermenistan’ın bağımsızlığının 30’uncu yıldönümü nedeniyle Başbakan Nikol Paşinyan’a tebrik mektubu göndermiştir.
Bayden mektubunda iki ülkenin tarihi ve dostluk bağlarının olduğunu ve 1.5 milyon ermeni asıllı Amerikalının bu ilişkilerin zenginleştirilmesi ve güçlendirilmesine katkı sağladığını, gelecekte de ermeni halkının demokrasi yolunda ilerlemesini destekleyeceğini ve son olarak “….hükümetinizle birlikte, AGİT Minsk Grubu ve diğer bölgesel platformlarda bölgede istikrar ve ihtilafın çözümü çalışacağını ifade etmiştir. Ayrıca Bayden, ABD, Azerbaycan’da tutulan ermeni esirlerin tamamının serbest bırakılması için çağrılarını devam ettirecektir.” şeklinde ifade etmiştir.
Bayden, “1.5 milyon ermeni asıllı Amerikalının ABD-Ermenistan arasındaki ilişkilerin zenginleştirilmesi ve güçlendirilmesine katkı sağladığını” belirterek sadece ABD’nin değil aynı zamanda ABD’de faaliyet gösteren ermeni diasporasının hala Ermenistan’nın arkasında olduğuna işaret etmiştir. Bayden’in “gelecekte de ermeni halkının demokrasi yolunda ilerlemesini destekleyeceğiz” ifadesi ise, Rusya’ya gönderilmiş bir mesaj niyetindedir. Bayden bununla Ermenistan hükümetinin ve halkının artık kendi seçimini yaptığını ve ermeni toplumunun halihazırdaki batı eğiliminden ABD’nin memnun olduğuna vurgu yapmıştır.
Bayden’in “hükümetinizle birlikte, AGİT Minsk Grubu ve diğer bölgesel platformlarda bölgede istikrar ve ihtilafın çözümü için çalışacağız” ifadesi ise Rusya’nın tutumuyla benzerlik teşkil etmektedir. Çünkü Rusya’da son açıklamalarında AGİT Minsk Grubu’nu yeniden gündeme getirmiştir. Bayden’in “hükümetinizle birlikte” ifadesi ise, Azerbaycan’ı görmezden geldiği şeklinde yorumlanabilir. Genel olarak ise AGİT Minsk Grubu’na vurgun yapılması ABD’in Karabağa’a “statü” meselesini hala gündeminde tuttuğu şeklinde de yorumlanabilir.
Bayden’in “ABD, Azerbaycan’da tutulan ermeni esirlerin tamamının serbest bırakılması için çağrılarını devam ettirecektir” şeklinde ki ifadesi ise, AGİT Minsk Grubu’nda ABD’in pozisyonundan haber vermektedir ve uluslararası hukuka aykırıdır. Çünkü uluslararası hukuka göre, savaş esirleri uluslararası insancıl hukuk kapsamında muamele görecektir. Dolayısıyla ABD esirlerle ile ilgili tutumu tamamen yersizdir.
Bayden’in bu üç vurgusu ile Ermenistan’ın son zamanlarda Azerbaycan ve Türkiye’ye yönelik verdiği olumlu sinyalleri birlikte değerlendirecek olursak, ABD çözülmek üzere olan sorunu yeniden dondurmaya çalışıyor diyebiliriz.
Mehmet İsmayılov kafkassam